ŞEN GÖNÜL —T Sipahi Ahmetle arkadaşları, kendileri için, kulaktan kulağa fısıldanan — sözlerle, izlerine dö- külen hayran bakışlarla alâkadar olmadan kaleyi terkettiler, İstan- bul caddesine çıklılar. Orada Zorlu Dede tarafından haber verilen atları bulacaklarına kani idiler. Fakat Hayvanlardan evvel bizzat Zorlu Dedeyi görünce al- kışladılar, sersesm sersem biri- birlerine bakışa kaldılar. Gerçi onun ilâhi bir kudret ıahıbı ol- duğuna imanları vardı. böyle bir tesadüfe, böyle bır yüı< leşmiye hiç ihtimal vermiyorlardı. Medresede bıraktıkları Dede, ne- reden ve hangi yoldan geçip te kendilerinden evvel buraya gel- miş olabilirdi?.. Hepsi derin bir hayret ve hatta hayraniyet içinde onun heybetli endamımnı, keskin gözletini, gür saçlarını seyredi- yorlardı. Yeniçeri Baki, bilhassa mütehayyir ve mütteheyyiçti. Dede- yi uzaktan selâmlıyarak hayvan- ların yanına koşmuş — ve güya onlarla meşgul oluyormuş - gibi davranarak seyis oldukları anla- şılan üç adamdan birine fısılda- mıştı: — Dede Sultan buraya ne vakit geldi: — Bizimle bile. — Sizinle bile geldiğini an- ladık. Saat kaçta geldi ? — Gün doğarken! — Hımmmm ! Dede Sultan, gün doğarken medresede idi. Ayni zamanda buraya gelişi, onun bakikaten yaman bir kudrete malik oldu- ğunu gösteriyordu. Yeniçeri Ba- ki, bir iki kere başını kaşıdıktan ve bıyıklarını çekip kıvırdıktan sonra mırıldandı : — Bu salt Hızir değil, hâlis Kutüp. Bir dahi yanında çürük yüreklilik yapmıyayım, muhakkak çarçılırım | Kutup kelimesini — anlamak için İslâm hayatında “Aptal,, na- mile büyük bir yer tutan ve haklarında — birçok — münaka- şalar — yürütülen kutsi — man- zumeleri tanımak İlâzim — gelir. Aptal, tasavvuf — ıstilahlarından- dır, ve sofiyyece salâh, tekva, ruht nezahet — itibarile — diğer insanlardan temeyyüz eden, ilâhi bir kemale eren “ ricalülgaybe ,, itlak olunur. İşte halk dilinde ikisine “ tüp derler. Yine sofilerin itika- dına nazaran — aptallardan her biri fevkalbeşer kuvvete malik- tir. Onlar bir yere gitmek ve fakat — ayrıldıkları yerde de yine görünmek isterlese giderler, ayrıldıkları yerde de kendilerine bedel misali bir he- yulâ ikame ederler. “ Tayyı me- kân, denilen, yani lemhatülba- sarda, göz yumulup açılacak kadar zaman içinde binlerce ki- lometrelik mesafeyi aşmak, yaz- dığımız gibi, iki yerde birden görünmek aptalların mazhar ol- oldukları nimetlerdendir. Kutüp işte bu aptallar zümresinin reisi- dir. Her devirde beşerin en yükseğidir. Kutüp, insanlığı ma- nen mukadder olan bütün kema- lâtı haiz yegâne şahsiyettir. Yüz milyonlarca insan arasında ancak imam ,, birine de ku- I bir kutüp bulunur. O ölürse ye- rine imamlardan biri geçerl.. Aziz okuyucu! Bu satırları ülünç ve manasız bulma! Sen, Iki, bu hayali buluşlara güler- sin. Fakat ben, bugün bile ku- tüplere inanan insanlar görüyo- rum, Onların arasında Avrupada okumuş muhterem şahsiyetler de vardır. Fakat küre üzerinde kırk ıedi aptalın bir kıt'adan öbür it'aya uçuverdiklerine, iki yer- den birden — görünebildiklerine, bir kutbün de bu aptallar man- zuümesine riyaset ettiğine inam- yorlar. — Maamafih bu marari imanların tamamen zail ve insan- ların ancak ııııddeye kıymet vermek — süretile hakikate müş- tereken vâsıl olacakları gün uzak değildir. Çok yakında kutüp ef- senları bize küremizin kutüpleri gibi uzak kalacaktır! ( Arkası var ) Çoktanberi beklenilen film HAREM ESRARI ve tatlı sesli tenor DON JOSE MOJİCA CARMEN LARRABEITİ tarafından d Gıda Maddelerinde Esnaf İhtkâr Yapıyor Yerine Göre Okka Başına Yarıyarıya Zam Nasıl Mümkün Olur? ÜBeş tarali Tisdl yf |. Bizim civarda herşey, şehre nispetle — yarıyarıya farklıdır. Kuru bamyanın okkası (300) dür, tahanı (60- 65) kuruştan aşağı alamazsınız. Şehirde ise bamya- nın okkası, en iyi cinsten olmak özere, (160), tahanınki (20 - 30) kuruştur. Yirmi dakikalık bir vapur seyahati, okka başına, malına göre (150) kuruştan (30) kuruşa kadar fark yapamaz. Görülüyor ki ortada sarih bir gıda madde- leri ihtikârı vardır. Bilhassa pe- rakendeci esnaf, hayalın yavaş bir surette ucuzlamasından isti- fade ediyor ve bu ucuzluk halk tabakalarınca — kâmilen — malüm olmadıkça fiatlerini kırmıyorlar.,, Bu şikâyet üzerine piyasada tahkikat yaptık ve öğrendik ki meselâ; zeytin fiatinde üç sene, evvelkine nazaran yüzde kırk, pastırmalarda geçen seneye na- zaran yüzde otuz; kaşarde yüzde yirmi; kuru bamyelerde yüzde 30-40; ve diğer bazı yiyecekler- de yüzde ondan yüzde otuza kadar bir fiat düşüklüğü vardır. Buna rağmen İstanbulun uzak mahallerinde: Kızıltoprakta, Bo- gaziçinde, Bakırköyde ve bu vaziyette olan diğer mahallerde bu ucuzluk kat'iyyen hissedilme- mektedir: Bugün piyasada en iyi zeytin 2,5; en iyi yerli kaşar 100; en iyi pastırma 100; kuru birinci nevi Aınaıya bamyaları — 140; en iyi —mercimek 28 - 30; bezelye (37), böğrülce (9). fasulye, muhtelif nevide, (10-35) kuruşa satılmakta iken bakkallar yüz kuruşa aldıkları pastırmaları fazla fiatle satmaları hayreti mucir olmaktadır. Kendilerile görüştü- ğümüz tüccar ve iktısatçı bazı kimseler bu mesele hakkında şunları söylemektedirler; — “Toptancılar malları yüz- de beş ile devrediyorlar. Pera- kendeciler için tabit kâr yüzde 15-20 olmak lâzımgelirken piya- saya uzak mahallerde piyasadan yüz — kuruşa alınan — malların yüzde 80-100 kuruş - fazlasile satılması açık bir ihtikârdır. Kı- zıltoprak, Boğaziçi, — Erenköy, Bakırköy için mallara —ancak kilo da (5) kuruş bir nakliye binebilir. Belediye yalnız ekmeğe narh koyuyor. Halbuki gıda maddelerinin hepisine »narh koymak halkın sıhhati ve memleketin selâmeti namına elzemdir. . Belediye narh koyduk'an sonra kontrol memur- ları vasıtasile ihtikâr yapanları sıkı bir şekilde takip ve tecziye etmelidir. Fikrimizce ihtikâr kanununun fatura almak meselesi bu mad- deler hakkında da tatbik edile- bilir. Müşterilerin — muhtekirleri müddeiumumiliğe şikâyet etmesi bu ihtikârın herhalde önünü alır kanaatindeyiz: GLORYA'da haftanın en güzel Bugün akşam Saat 21,30 da İş Adamı Ismııı mnıml Bu akşam MELEK sinemasında üç büyük yıldız LİLİAN HARVEY ANDRE ve ARMAND AŞKA TÖVBE filme alınan en gözel Fransız operetinda Nâveten: Paramount Jurnal Halihazır dünya havadisleri. ROANNE ERNARD Bngün matinelerden itibaren ARTİSTİK sinemasında AŞK ve CİNAYET LİANE HAÂiD tarafından, E.ız A. DUPONT'un şaheseri ÖLÜM ÇEMBER filmini göreceksiniz. DANİEL MENDAİLLE GEREKEEDN ID tarafından. Ecnobi Artistler Va İngiltere Londra, 5 — Mesai Nazırı, ecnebi artistlerin İngiltereye gi- rip girecemiyeceğini yeniden tet- kike başlamıştır. YUNAN MİLLİ OPERA HEYETİ FRANSIZ TİYATROSUNDA Bugün esat 17 de matine olarak CAVALLERİA ve PAGLİACCİ Akşam suvare eaat 21.30 da LE BARBER DE SEVİLLE Bu akşam ELHAMRA SİNEMASI MARLENE MUAZZAM.. DIETRİCH'in EN cOzaı. yediler, kırklar denilen kimseler, ZDi yüs kürtğa aldıkları. - kapiri 27 Nolu CASÜS bu aptallardır. Sofilerin itika- (180-200); yüz kırka — aldıkları 0 dına göre yedilerden biri ölürse K al filmini takdim ediyor. yerine luıılırdın biri geçer ve 3_',;'_’;"::,32?;,; kg(ı;. 'ğî',"ı'_'.,',..,. hei h Meş'am bir kadının bayatı... İhtirası... Maceraları ve feci aşkları. onun yerini de diğer insanlardan | satmaktadırlar. y Hlâveten: Paramount Jurnal halihazır dünya havadisleri, bir ehliyetlisi işgal eder. Bu Perakendecilerin çok ucuza Paramount filmidi. <L yedilerden dördüne “ evtat ,,, | aldıkları bu yiyecekleri bu kadar Vefat ÇANAKKALE 1914 1918 Meclisi İdare İkinci Reisi ve murahhas âzamız Sesli ve sözlü fılm. Dr. Egon von Rieben —- z Yarın ak am n ı:.ııı.ıı (Cı;lno de d|'ı7'ı.'.) ;d Bc.ıllııh Bir kaza neticesi âni olarak vefat etmiştir. Ufulü bizi derin Ş BI BH A HD TAU BER ın (ı...::ı'ı'x.::'::.::nı".h ....f'ıkîn;k?;îıscyg ü ceksiniz. sevdi; ne teessürlere — garkeden — kıymetli Umum Müdürümüz ve Bf MA ibd dan fakisera K uği ) .b;"lhu ı.fığyuk yenor :;:ı'ı. e n » Ü lüyor. " Çol ze arkadaşımızın hatırasını daima hürmetle yadedeceğiz. KAT SA AD Bi gıldar ( Marısama ” Wiakellap ) dün Snenanide — BU YÜUK VARYETE Berr ee y eeti ha Buyuk Gala ( Die Grosse Attraktion ) Kodısları öptüğüm töman llah Kadıoları öptüğüm saman Hâh, TT Müsiklel « FRANTZ LEHAR - Rejleğeli e utinizi naşe ve zevk il€ MAX REİCHAMANN Ankara Elektrik ve Havagazı Türk -Anonim Şirketteri