6 Küânunusani —- ['Siyaset Âlemi Ticaret Meflüçtur Bombay 5 — Hint ittihadı icra komitesi, silâhsız itaatsizlik bareketi hakkında aldğı tedbir- keri ilân ve halka tebliğ etmek için hükümetin neşredeceği be- yannameyi beklemektedir. Her an köngre — azasının — birçoklarının tevkifi bekleniyor. » Bombay 2 — Yas tutan men- sucat tacirleri bütün işlerini dur- durmuşlardır. Sekiz gündenberi buular, hiçbir İngiliz imteası sat- mamaktadırlar" * Hükümetin — kütle — halinde tevkifler icra etmek hususundaki kararını tesirsiz. bırakmak — ve itaatsilik karanmı idame edebil- mek için (60) muhtelif yeni komite vücuda getirilmiştir. Bunlar halk arasında tahri- kâtı idame edeceklerdir. İngiliz ticaretini bu suretle baltalıyacak - tedbirlere baş vu- rulmakta, nakliyat durdurulmak- tadır. Kongre, İngiliz hastahanele- rine muhtaç olmamak için muh- telif hâdiselerde yaralanacaklara bakılmak üzere ( 450 ) yataklık iki hastahane tesis etmiştir. Her tarafta tevkifat yapılıyor. M. Mak Donald Memnnn Londra, 5 — M. Mak Donald #sayiş ve intizamın temini için Hint hükümeti tarafından ittihaz edilen tedbirlere beyanı mem- guniyet etmiştir. » Londra 5 — Gandinin tevkifi hakkında Evening Nev gazetesi diyor ki: Hükümet, Gandiye iyi neticelerini tatbik mevkiine koy- ması için müteaddit fırsatlar ver- miştir. GCandinin Yuvarlak Masa Konferansındaki hatti hareketi mumaileyhin. mağrurane ve hod- binane taleplerinden kat'iyyen vaz- geçmemek - niyelinde olduğunu gögt:rmişlir. Gandi, hapishanede emin bir halde bulunmaktadır, Hükümet, kongrenin gayrimeşru olduğunu ispat etmelidir. * Ahmetabat 5 — Pamuk ve bububat tacirleri, Gandinin tev- kifi dolayısile bundan sonra hiç- bir İngiliz mahı almamıya kırar vermişlerdir. — İngiliz — makinesi celbi için yapılan iplik fabrika- larının mukavelelerini fesih için mücadele açılmıştır. Belediye dairesi de İngiliz malına boykotaj yapmak — tasav- Yurundadır. *SON POSTA ,,nın Millt Tefrikası : 72 Hindistan, Kaynıyan Bir Kazan Gibidir SON POSTA Amerikanın Japonyayı Protestosu Hindistanda Tevkifler Devam Ediyor Bombay, 5 — Gandi, tevkif- ten evvel, silâhsız itaatsizlik hak- kında neşrettiği beyannamede biçbir taksiri olmıyan — İngiliz erkek ve kadınlarile çocuklar.na ilişilmemesini — hatta — bunların himaye edilmesini tavsiye — et- miştir. *« Bombay, 5 — Milli Hint Kon- gresi reisliğine tayin edilen M. Prasat, Patta'da tevkif edilmiştir. Hindistanın — her — tarafında Gandi — taraftarlarının — toplanıp nümayişler — tertip — etmelerinin önüne geçmek için zabıta lâzım- gelen tedbirleri almakta devam ediyor. M. Prasat'ın yerine kongre reisliğine M. Ensari intihap edilmiştir. * Kalküta, 5 — Kalküta Kon- gresine mülhak (45) teşkilât ka- nun harici ilân edilmiştir, Sokak Müsademeleri Tavnpor 5 — Gandi taraf- tarı olup sokaklarda — nümayiş yapan halk üzerine zabıta, değ- neklerle mütteadit defa hücum etmiştir. Kongrecilerin altı içtima teşebbüsleri akim kalmış ve aza dağıtılmıştır. Halkın gece muay- yen saatten sonra sokağa çık- ması memnudur, * Allababat 5 — Kongre aza- larının - tertip ettikleri nümayiş alayını polis dağıtırken iki kişi ölmüş, birkaç kişi yaralanmış- tır. Otuz kişi kadar tevkif edil- miştir, Almanyanın Amerikadaki Borçları Vaşington, 5 — Almanyanın Admerikaya kısa vadeli borçlarının altı yüz milyon dolara baliğ olduğunu — maliye — mütehassısı Otto Kan beyan etmiştir. Rusya Ve Romanya Bükreş 5 — Nazılar Meclisi Omanya ile Rusya arasında akti mutlasavver ademi tecavüz misakı hakkında tetkikatta bulunacak ve Rusların cevabına intizar olu- nacaktır. ——— AH, MİNEL AŞK! MUHARRİRİ : — Teşekkür ederim, Han- mefendi. — Yarm öğleden evvel, saat onla on iki arasında sizi burada ginliyebilirim. Apartımanımızı... — Biliyorum Hamımefendi. — Çok şey. Pekâlâ, Buyuru- nuz. — Mutlaka rahatsız edeceğim, Teşekkür ederim, Hanımefendi, Telefonu kapadım ve kendimi Halimin kolları arasında buldum. Saçımı, başımı öpüyor; SERVER BEDİ — Yaşşa! Diye bağırıyordu. — Bırak, dedim, dur, telâş etme, bundan sonrasını sen bana bırak, — Aman Üstadım, Sseni.. — Merak etme, ben de bu romanı tatlıya bağlamak istiyo- rum, muvaffak olmıya bütün kuvvetimle çalışacağım. Ertesi gün Fahreddin Beyin apartımanma tam saatinde gittim. Beni Narinden evvel kendisi kar- göreyim İyğ £ B T GOK P ! l ,;,;.ymm Mukdenin manzarası ve Mukdende Japon Erkânı Harbiyesinin korargâhı Amerikalılar Japonyayı Protesto Ettiler Paris, 5 — Cemiyeti Akvam nezdindeki Çin Heyeti arasından (M. Ho ) Cenevreye hareket etmiştir. Mumaileyhin Mançuride | Japonların bazı şehirleri — işgali Üzerine yeni vaziyeti tetkik et- mek Üzere Cemiyeti Akvamın acilen içtimaa . davet edilmesini Kâtibi memur Umumisinden edildiği Cemiyet talep etmiye muhtemeldir. * Cenevre, 5 — Cemiyeti Ak- vam Meclisini içtimaa davet et- mek Üzere Nankin hükümetinin doğrudan doğruya Pariste M. Rriyana müracaat etmiş olması muhtemeldir. Cemiyeti Akvam Maclisinin bu hususta ne gibi bir karar vereceği kestirilemezse de meclisin Çin - Japon mesele- sini bu ayın 25inde müzakere etmesi ve cevap vermiye M. Briyanı memur etmesi muhte- meldir. * Nevyork, 5 — Harbin Ame- rikan konsolosuna tecavüz ede- rek yüzünden yaralıyan üç "Ja- pon devriye neferinin tarzı hare- ketinden dolayı Japon hükümeti Amerikaya resmen tarziye ver- mişlir. Bu tarziyeden evvel Hariciye Nazırı M. Stimson, Nevyork Ja- pon sefirine şiddetli bir protes- toname vermiştir. Mukdendeki Japon kosolosuna verdikleri tar- ziyenin konsolos tarafından mem- şıladı, salonda cturttu, elime bir cigara tutuşturdu: — Kerimemle görüşmek isti- yen muharrir beyefendi - zatâli- niz misiniz? Diye sordu. — Evet efendim. — İtizar ediyor. Yarım saat kadar geçikecek. Onun yerine muvakkat bir müddet için ben- denizi muhatap kabul buyurur- sanız... — Estağfurullah Beyefendi. Şeref telâkki ederim, — Fahereddin bendeniz. Ayağa kalktı, ben de ismimi söyliyerek elini sıktım, Büyük bir hayretle durakladı: —Yal. Öyle mi?, Alih Aallah.. Ne tesadüf, ne tesadüf, olur şey değil Beyefendi! Gayet büyük bir tesadüf ! Söşlesem çok garip Almanyada Cümhur Reisi (İntihabı Berlin, 5 — Mart ve nisanda yeni reisicümhur, mayısta Prusya Diyeti — intihabatı — yapılacaktır. Reisicühur — intihabatının — tehir edileceği şayiaları doğru değildir. Çünki Kanunu Esasi ahkâmı mucibince buna maddeten imkân yoktur. Reisicümhur intihabatı yapıldıktan sonra, Diyet Meclisi intihabatını Reisicümhur mene- debileceklir. Diyet — Meclisinin üçte iki azasının reyile de inti- habat akim kalabilir. Ancak mevcut Diyet Meclisinde üçte bir ekseriyet bulunmasına — imkân yoktur. Çünki sosyal demokratlar ile merkez ve demokrat fırkaları ekseriyetin üÜçte ikisini cemede- cek iktidarda değildirler, İntihaplar mnormal tarihlerde yapılacaktır. nuüniyeti — mucip — gözülmiyeceği zannediliyor. * Tokyo, 85 — Tahkikat neti- cesinde, koönsolosa yapılan teca- vüzü Japon tercümanının hatası neticesi olduğu anlaşılmış, ter- cumana yol verilmiştir. Hâdisede methaldar diğer iki asker hak- kında tahkikat yapılmaktadır. x Tokyo S — Ceneral Muro namına — neşredilen bir beyanna- mede Japon küvvetlerinin, kanu- na itaatkâr unsurlarm emniyet ve refahını teminden başka bir şey yapmadıkları — halde, Lias nebiri garbındaki dört Çinli vi- lâyetin fesat ve şidcet hareket- lerinde bulunduğu hbaber veri- liyor. Eski, Çok Eski Bir Hikâye! Aşağıya eski, çok eski bir hikâyeden bahseden bir mektup dercediyorum. Fakat hakiki hi- kâyeler, eski hikâyelerdir. Bahçekapısında biribirine aşk- larıni fısıldayan gençlerin hikâ- yesi, hayali zengin bir romancı» nın tahayyül edebileceği hikâye. lerin en güzelidir. İşte size, muztarip bir anne- nin volkanı kalbinden çıkan lave lardan mürekkep bir bikâye. Bu hikâye sizi yerabilir. Size âdi görünebilir, Sizi rencide ede- bilir. Şüphesiz ölenin feryadı katile yorucu gelir. Her kalp kırılışı yorucudur. Ölüm de im sanı rahatsız eder. Fakat hepsi- nin zamanı vardır, ve hepsi v DA (hakilidir. Bu muztarıp anne diyor kit “Size sorarım, sarhoş bir ko- ca ile yaşamıya mahküm bedbaht bir kadın olsaydınız ne yapardı- nız? Gece eve sarhoş geldi. Ev« velki gece hiç gelmedi. Bütün gecelerim pencereden pencereye koşmak, onu heyecan içinde bek- mekle geçer. Çocuklarımı göz yaşlarım arasında uyutur, sonra pencereye oturup onu beklerim. * Bir annenin, çocukları için duyduğu kalp acısının ne oldu. ğunu ancak bir anne bilir. Ko« cam eve sarhoş geldiği zaman, hicap ile başımı örter, yüzümü ondan çeviririm. O vakit bir du» düz gibi Üzerime saldırır, ço« cuklarımın önünde beni küfürlere koğar, Düşün ki, Hanımteyze, yarın bu memlekette mes'ul mev- kiler işgal edecek — müstakbel nesli yetiştiriyoruz. Gece vegüne düz kucamın içkiden kurtulması için dua ediyorum. Fakat artık bıktım. Hergün bir korku için de yaşıyorum. Ne kendi haya- tımdan, —ne çocuklarımın haya- tından emin değilim. İstırap içine de yaşıyorum. Kuzum banımteyze, benim bu derdimi yazda, tazele- re ibret olsun. Evleneceğim diye olur olaz erkeğe varmasınlar.,, Bu mektup, yeni bir kelime ilâvesine ihtiyaç bırakmıyacak kadar — veciz ve — kuvvetlidir. Yalnız hakikaten ne olursa olsun evlenmek istiyen ve| önüne gee len erkeğe gönül veren kızların kulaklarına küre olsun. Sarhoş bir koca dünyanın en feci mah« lükudur. İnsana evi de, hayatı da zehir eder. HANIMTEYZE Şilide Moratoryom Santiyago dö Şili, 5 — Âyan Meclisi, moratoryam ilânı kara» rını tasvip etmiştir. bulacaksınız. Bu sefer hayret etmek sırası bana gelmişti. Fahreddin Bey: — Olur şey değil, olur şey değil.. diyordu. Sonra; — Bir dakika müsaade buyu- run da.. dedi ve dışarı çıktı. İki dakika sonra geldi. Elin- de, adresime hitaben yazılmış bir zarf tutuyordu: — Gördünüz mü? Dedi, ke- rimem de size mektup gönde- riyordu. — Öyle mi?.. Garip şey... Sebep? — Aman Beyefendi, sebebi şimdi size bir kelime ile izah etmiye hem muktedir, hem de mezun değilim. Kerimem şimdi gelecek. Ö anlatır. Fakat ben —I büyük bir meraka düşmüştüm, Narinle konuşmamamn plânı üze. rine tesir etmesi ihtimalini dü- şünerek Fahreddin Beyin ağzını aramak — istedim: — Acayip... Benin buraya ge- leceğimi biliyorlar mıydı? “ Yani dün telefon eden muharririn ben olduğumu anlamışlar miydı? — Hayır efendim, o takdir de zatığlinizi mektupla davete lüzum kalmazdı. — Filhakika bu, çok doğru. Zannederim ki davet edilmemin hikmeti oldukça hayati bir şey... — Eh, şüphesiz... Hatta bü- tün bir kayat meselesi, — Bütün bir hayat? — Evet. Beşikten tutunuzda... — Adeta bir roman, öyle mi? Fahreddin B. güldü: ( Arkası var )