AKDENİZ Geçen sayılarımızda bahsettiği- miz “Akdeniz, den bir sene kadar evvel veşredilen “Kira Kirslina,, ve “Angel Dayı, üzerinde dikkatle durmak lâzımdır. P. İstrati'nin dilimize çevrilmiş olan bu üç eseri bize ayni hisleri â&yni duyguları vermektedir. Bu üç kitapda ruh aynıdır. Hepsinde İstrsti'nin serseriyane hayatından bir parça vardır. Kira Kiralina, Panait İstrati'nin ilk yazdığı eser olmasına rağmen usta bir kalemden, çıktığı anlaşıl- maktadır. İstreti'nin en mühim hususiyeti eserlerindeki tiplerin daima canlı ve etrafımızdaki inaanlardan seçil- miş olmasıdır. Stevro, Mihail, Kira, her zaman da ve her yerde gör- düğümüz kimselerdir, Bser bizi ilk gatırından son satırına kadar kendine bağlamak- tadır. “Angel Dayı> da da ayni veamfları buluyoruz, Angel dayının uğradığı felâket- ler, acıları, hayet, inansızlığı ve maceraları, ölümü bize çok tabit bir şekilde - olduğu gibi - anlatıl- mıştır. Okuyucu, macerayı müellifle birlikte yaşıyor gibi olnyor. Bu tabiilik İatrati'deki aşrı realist kudretten doğmaktadır, Bonra macerslar odamı Kozma, önün heyecanlı maceraları baştan başa akıcı ve sürükleyicidir. “Angel Dayı, “Kira Kiralina, “Akdeniz, bu üç eserle tercüme kütüphanemiz büyük bir kazanç elde etmiştir. Yaşar Nabi ve romenceye hak- kiyle vakıf olan arkadaşlarımız Ca- vit Yamaç ve Ziya Yamaç'ten yeni çalışmalar bekleriz. | Yasan; KİTAP RESMİGEÇİDİ iki Kişi Demlerin Tezadı A, Maruf Canevi muhtelif şiir- lerini «Demlerin Tezadı» başlıklı bir küçük kitapda toplamıştır. «Demlerin Tezadı> isminin biz- de uyandırdığı nahoş tesire rağmen içindeki manzumelerde ince, has- sas bir insan ruhnnun akislerini taşımaktadırlar. Fakat A, M. Canevi devrine uymadığını bilmem farketmiş mi» dir * Hece ve aruz vezinleriyle yaz- dığı şiirlerin bir çoğu, eskimiş ve mazide kalmış bulunan şekil ve ke- limelerle ifade edilmişlerdir. Kitapda samimi, duyulmuş, ve gayet tabii olarak anlatılmış hisleri taşıyan manzumeler de vardır. L&kin bunlar, diğerlerinin ya- nında oldukça az kalmaktadır. A. M, Canevi, bazı şiirlerinde gelecek- te daha kuvvetli manzumeler ya- pabileceği hakkında bizde ümitler uyandırabilmiştir. Bazı mısraların samimi ve hissedilmiş olduğu kati- yetle belli olmaktadır. Meselâ: «Razıyım sen gel de herkeğ gibi geb <Şu hayata pembe bir tül Hatıraler.. Hatırafar., gibi mışralarındaki gibi... «Demlerin Tezadı> bir koz de- ğildir, şairinin iftiharla göstereceği bir eser de değildir. Bu kitap bizim için ancak bir ümit kıvılcımıdır. A. M, Oanevi kitabına, edebiyatı cedidecilerden kalma böyle «ğöira- ne» bir isim koymakla, genç bir şaire uymayan bir hareket yapmış tır. Bundan başka kitapdaki birçok manzumeler, eskiden beri bildiği- miz, duyduğumuz mevzu ve hisleri taşımaktadır. Sonra aruzla şiir yazıp neşreden bir genç şaire 1942 senesinde rast- lanabil eccğirş biç düçürmemiçlk. A. M. Canevi'nin ilerde bu ilk adımındaki yanlışlığı düzelteceğini umarız. Bu sözlerimizle genç şairin he- , vesini ve sanat aşkını kırmak iste- miyoruz, ilerde kendisinin daha iyi eserler vereceğini ümit ediyoruz. «Demlerin Tezadı> bizce bu ümi- di vermeye muvaffak olmuştur. o Zakkum Çiçekleri «Izdırapdan doğdular şiirlerim acıdır Mısralarımda elem, ilhamın kırba- cıdır» diye başlayan genç şair bize elem ve ıztıraplarıvdan bir büket yapıp uzatmakdadır. Genç yaşında gözlerini âsimi olarak kapayıp, sonsuzluk alemine intikal etmiş bulunan şsir derin hislerine bizi ortak yapmaktadır. Bu genç adamın ismi Mezlum Kenan Köstekci'dir. Bir gün bir selvinin gölgesinde son rüyalarını yaşatmakta olsn merhum Mazlum Kenan hastalığı esnasında ölümü, kendisini düşün- müş ve bunları şiirde yaşatmıştır: Ş AMDAN «Bileklerimden sarkan sapsarı ellerimi, Gördükçe gözlerime inanmaz oluyorum. Bu hasta yatağımda, yıkık emellerimi, Hüzünle düşündükce sararıp soluyorum. Bu on sarı parmağı son günüme saklayıp, Camlaşan gözlerimle olara bakacağım, Son bir hizla ruhumu tepemde kucaklayıp, On kollu şamdan gibi başımda yakacağım...» Bu satırlarda biz genç çairin duyduğu hisleri anlıyor, derdine yoldaş oluyoruz. Genç yaşında bir mum gibi eri- yen Mazlum Kenan eserini göre- meden ölmüştür. Onun hatırası önünde hürmetle eğiliyoruz. k 15 — Servetitünun — 2414