Dedikodu — 16 den devam — cisim, bir şeyle mi hatırlarım? Böy- le hatırlıyacağımda ne olacak? Pakat tedailer var. İki şeyi ayni zamanda görmemiz, yaşamamız bize birini görünce diğerini ha- tırlatayor, Böyle olsada, küçük ci- simlere, vaktiyle geçmiş sözlere, vak'alara, hele onların tasvirlerine ihtiyacım yok. Nefeste mi almıyo- rum? Nefes alıp verişim bana bir gok şeyler hatırlatır. Hatırlatır di- yorum, tamamiyle yanlış, yaşatır. Zaten hâtıra, bizde artık psikolo- jisi büküm sürmiyen hâtıra bizim için yoktur. Hâtıra ancak yaşa makla mümkündür. O ise hâtıra değil sân» dır. Ömrümde ne bir kimseye hir hâtıra verdim, ne de bundan son: ra veririm. Ne not defteri tutarım, ne de hatıra defteri. Fakat ben bunları istediğim kadar yapmıya- yım. var. Mevsimler var. Sonbö- har, yaz, Teşrin sabahlarının 80- kağa çıkar çıkmaz yüze çarpan serinliği var. Sonbahar bütün sonbaharlar geldi. Kimbilir ne kadar şaire ken- dinden bahsettirecek. Kötü yazılar yazdıracak! Kötü yazılar.. Çünkü alışılmış, güzelliği bulunmnjş, e&- tetik bir mevzudur, Bütün estetik mevznlar gibi çirkin değilse bile bayağıdır. Alışılmış, güzelliği denenmiş Bütün insanlığı inleten faciaların da şaire ilham vermemesi kabil midir? İşte bu duygunun da ilham ettiği bir şiir: Sulara karşı Her şey ışık olmuş akıyor! mevgztilar, çok kullanıldığından ar- tık “âdi,, dediğimiz duyguları an- latan eserler her zaman bayağı mıdır? Bibette değildir. İyi san- atkârın elinde o da güzelleşir, ye- yenileşir, veni bir şekil olarak ya- ratılırsa mes'ele kalmaz. Denebi- lir ki san'atkâr için nasıl yeni, denenmemiş, edebiyat olmamış mevzular bir miyarsa öylece tama- men edebiyat olmuş, bize tiksin- tiden başka birşey vermiyen mev- zularda bir miyardır, O mevzuları yazıp bize «bayağı» tesiri vermi- yen san'atkâr iyi san'atkârdır, Bil. hassn yeni şekiler yapmak, insa- nrn kendi şeklini bulması lâzım- dır. Yeul bir şekil, insanın kendi aradığı şekilse yeni mevzuu, muh- tevayı ister istemez verir, O za- man edebiyat olmuş, çok duyul- muş, söylenmiş mevzularda bahis mevzuu olamaz. Sonbaharda nereden aklıma geldi, neden bahsettim diye dü- şündüm, Bir yazıya girecek, bir insanın diğer bir insana &#öyliye- ceği sözün konusu olacak kadar enteresan mı Fakat daha ziyade aksini dü- şünüyorum: Bilhassa akşam üst- leri kendini daha çok belli eden, elle tutulabilecek hale gelen, ağaç- ların sonbaharı kötü kitaplar ka- dar da mı insanı çekmez 9 Sonba. hardan bahsetmesem, nasıl olsa o kitaplardan veya yazılardan birin- den bahsedecek değil miydim 9 Sabahattin KUDRET “ Musiki ve kitaplar — 17 der hası olmuştur. Dokuzuncu senfo- ninin gon Movement başlagıcına kadar orkestırayı insan sesine feda etmeğe bir türlü razı olamayan Beethoven ( Sehiller) in (neşeye şarkı) misralarıle parlak ve çok canlı Finali tamamlaya bildi. (Bizat) nin (Arlesienne) Suiti baş- tan başa tabiatın renkleri ve kır kokusile doludur, Onun musikisin- de Alfons Dodenin marazı, serâzat rahunun yalnızlığını gezmemeğe imkân mı var.. Muayyen bir devir içinde, daima değişen hayat orta- sında, birbirlerini tamamlamayan ve müteessir olmayan hiç sana'i eseri büyüklük vasfına erişemez. Musikisiz hayat yavan bir şeydir. Güzel sesler bu hayatı yaşanır ve sevilir bir hale getirir. İnsan ve tabia't sevgisini birleştirerek san- atkârada düşünme imkânları ha- zırlar. Herkesten önce, iyi bir şair ve romancı; bunu en iyi duyan ve izah edebilendir.. Hüseyin Hulki Devam — Gelecek sayıda : TANZİMATTA TİYATRO | Yazan : 8. Nahit BiLGA Fakat gözleri alev, saçları kasırgalı Kahramanca döğüşenler yok! Sanıyorum en genç yaşlarında Bir şeref hâlesi başlarında Topraklara duşenler yok! Yazık, sular, kıyılar o kadar güzel ki, Sahiden böyle sanabilsem! Ah onları düşünmesem, aldanabilsem Çamlar ne güzel, kıyılar, sular ne güzeli Ne tatlı bir huzur dağıtıyor gizli, sihirli bir el Uzanan denize, açılan ufka, havaya! Sevin, sevişin diyor sular, Kıyılardan salkım salkım sarkıyor Saadet veren uykular! Her şey güzel ve temiz, Gök, sahil, deniz Ve belki insanlar da! Her şey saf, ne garaz, ne kin! Sanıyorum hilkatin İlk fecrinden ışık toplıyor eiim, Sanıyorum 1940 da değilim! Sanıyorum, uzakta, hürriyet ülkesinde, İnsanlığın isyanı gürliyerek sesinde, Göğsü yaralı, Kimbilir bir an için mes'ud olurum belki! Şimdi oldukça uzıyan mügsahebemi burada ke- serken, beni diniemek lütinnda bulunan bu samimi ve dost topiantının bile, yarın veya başka bir gün, bana, “şairi dinliyem dost gönüller, mevznin bir şiir daha ilham etmiyeceğine pek emin değilim, Çünkü yukarıdanberi izaha çalıştığım fikirlerimden de anlaşılmıştır ki, şairi yalnız uzletlerin tadı değil, cemiyetin kalb çarpıntıları da heyecana getirir. Bu kalb çarpıntısı müşterektir: değil mi ki, biribirimiz- den aldığımız kadar biribirimize veriyorns. Böyle olmasa idi, şairler dünyanın en bedbaht ve yalnız adamları olurlardı. 23 — Servetifünun — 2414 ö