Bam. PAUL BOURGET VE | Çeviren: Oktay AKBAL Hakikaten seven bir kalbde, ya kıskançlık âşıkı ya da aşk kıskanç- lığı öldürür. * EB Hakiki kalb dramları hâdise- sizdir, m Sevildiğimizi bilerek sevmeme- liyiz, Aşkta mes'ut olmak için her şeyi hiç bir şey istemeden verebil- meliyiz. Goethe şöyle der: g “Biğer ben gizi seviyorsam, bun- dan size ne., a Seven bir kalbe ihanet edilebi- lir, sldatılmaz. Yirmi kadında on dokuzu için kalbini aşka terketmek, altın pa- ralarla sahte paralara karşı oyna- maktır. Aşkta aşktan başka şeyler ara- yanlar âşık olamazlar, a Akıl diyor ki: «Kıskandığınız bir kadın aşkı- n1ıza lâyık değildir. Onun için onu sevmemeniz lâzımdır. Kalb diyor ki: “İşte, onu sevmeme icap etti- ği için kıskanıyorum ve bunun için de seviyorum.,, 5s Genç ölen bir aşkı Allah tak- dis eder. m İki sevgili için birbirlerini syni derecede aşkla sevmek birinci bah- tiyarlıktır. İkinci bahtiyarlık ise, bü iki insanın ayni zamanda birbirlerine karşı olan sevgilerini öldürebilme- leridir, su Aşk bir hastalıktır en akıllı uslu hastalar bile, bir tek up kitabı 0- kumamış v6 ne olduğunu bilmiyen, düşünmeden ıstırap çeken birhay- van gibidir. 164 — Servetifünun — 2400 Her aşkın sonu bir taşınma gi- bidir. Çok büyük tesirler yapar. Onuncu taşınmadan sonra kaç mobilye sağlam kalır, Bi Bazan bir kadının en zalimce intikamı bize sadık kalmasıdır. m Sevgilisine en çok sevdiği ar- kadaşının adını söylemek, ikisinden birini kaybetmek tehlikeşinini göze almaktır, Sevdiği insanı unutmak için onu terk etmek, karin ağrısına tu- vulmamak için yemek yememeye benzer. m Bazı insanlar bir ölünün ardın. dan ağladığınızı görünce : «Gözyaşlarınız size onu iade et- mez, derler, Ne yarık, zaten siz de bunun için ağlıyorsunuz ya.. u Fiziki ve hissi bir hâl vardıki, onun devam ettiği müddet zarfın- da bizde her şey değişir. Düşüncelerimiz, hislerimiz, ib- tiraslarımız, vazife, mazi, istikbal, alışkanlık, vesair bütün herşey bi- zim saadetimiz olan bir tek insan için değişir. Ben bu hale aşk diyorum. E Hiç sevmemiş ve sevilmemiş bir insan, bütün sevenlere daimi hiddet halindedir, Hiç bir kadın asla bir tek ve ayni erkeği sevmez. m Hakikaten sevmiş ve ıztırap çekmiş bir kadın diğerlerinin bir- biriyle flirt etmelerini, çocuğunu kaybetmiş bir anne gözüyle sey- reder ve karşısında bebek ile oy- nıyan küçük kızlar görür, m Flört bir kadını, kendini tama- miyle vermesinden ziyade kirletir. Dalından koparılmış bir gül yi- AŞK ne taze ve temizdir, Fakat gonca halinde de olsa) dalında sararmış bir gül çok daha çirkindir. iel Tamamiyle masum olan bir flört, aşkın fiziki realitelerinden habersiz genç bir kızınkidir. Kadını tanımayı istemek için, daha önce onun size ettiği fenalığı anlayın, El Kadınlardan sakınmâamızı bize öğreten onların ihanetleri değil, bizim ihanetlerimizdir. Şairin Büyük Aşkı — 100 ıncı sahifeden devam — Puşkin,i hatırlamamak mümkün değil. Natalia Gançorova için kendini Dantes'in kurşununa hedef tutan cesur âşık nihayet bu yolda heba olmuştur. Acaba bu dahi ter- sine vukua gelseydi, “Puşkin, daha nasıl bir ömür sürecektit, Mueset'nin bazin akibetinin yanında Puşkin- nin gonu aciklıdır. # Roman edebiyatı ile romana benzeyen hayatlar arasında ne ya- kın alâkaler oluyor. Bir romana mevzu alacak öyle biçare ömürler heder olup gitmiştir ki; insan oğul ları bunlara enküçük bir ehemmi- yetle bakmamışlardır. Fransız ede- biyatının klasik tarafı o sıralarda sürülegelen cemiyet hayatının bir âkaidir. Fakat ne acınacak, ne pi- sırık bir hayat..Mektebden çıkan yeni talebenin hayata atılması gi- bi, aristokrasi muhitine girmağe namzet bir frenk delikanlısı önce düelloya davet için bangi elinin mendilini, ne şekilde muhaşımının yüzüne fırlatacağını öğrenmesi ge- rekirdi. Dünyaya ne tuhaf sosye- teler gelmiştir, ne garip insanlara rastlanmıştır. Alfred de Musset, yandıkça eri- yen bir mum gibi sadakatlerin en aptalı ile bağlandığı kadın için göçer gider bu faniler için mukad- derdir. Fakat insanlık ne, George Sand'ın pespaye hiyanetini unutur. ne de Musset'nin beşeri intirabını, Mümtaz Zeki TAŞKIN