Ahmed Rasim ve İstanbul «Perüz için: Çok kimsenin ketili olmuş, çok gencin caninı yakmış bir kahbedir derlerdi. «Sahneye giden yolun solunda bir oda vardır ki orada kahve, bira gibi içkiler satılırdı. Buraya girmeğe herkes cesaret edemezdi. Galatanın namlı kabadayıları, ha- camatçıler, hafiyeler, şuradan bu- radan getirilen karılar, “Enayi, tutkunlar bulunurdu. Hıncahınç dolar, yer bulunmazdı. İşte bir gün, bu odedan, Peruz, korku ve telâş ile fırlamıştı. Ardı sıra da, odanın kapısından, içi dışına çıkıyormuş gibi bir boşanma görünmüştü. o anda âçı bir feryat duyulmuştu: — Ab... vüruldum!,. Sol me- memdenİ.. Yandım !,. diyordu... Vuran Bıçakcı Petri (bu keli- meye bak) idi. Petri odanın cs- mından âtlamış kaçmış. Bir iki polis ellerinde tabanca ile gelmiş- . ler, mecruhu koltuklayıp götür- müşlerdi. Diyorlardı ki: «Komik Hamdi efendi korkusundan bayıl. mış, büyük İsmail efendi sahnenin alına saklanmış, Peruz ortadan kaybolmuş 1.» . Pirinççi gazinosu Kuledibindeydi. Birçok mira&- yedilerin temizlendikleri zevk ve eğlence yerlerindendi. 93:den evvel, Galatanın en namlı hovarda uğra- gıydı. Pirinççi'de Ester adında bir Yahudi kızı vardı. Yüzü çirkin, fakat sesi çok güzeldi. Kendisini ka- Pp salıverdi mi ortalığı çın çın öttürürdü. Güzel, yakışıklı ve zen» gin bir delikanlı bu kızı sevmişti. Bir gece bu kıza: 106 — Servetifünun — 2395 Pirinççi Gazinosu — Piyasa san'atkârları — Rulet — Ruvayal — Sabahleyin İstanbul halkını uyandıranlar — Salih efendi (Klarinetçi) — Saniye — Santra! — Selim (Udi) — Senâ yokuşu. Yazan * Ahmed Bülend KOÇU Elli Yıl Evvelki Istanbulun Lügatı Receb (Arabacı) — Receb — — Ester, bana bir gazel oku! Demiş, karı birdenbire : — Köpeklere okurum da sana okumam |, Diye elinden daireyi bırakıp kaçmış. Dakika geçmemiş ki.. «Dan 1» diye bir tabanca patla. mış.. Bıçakçı Petri bu genç miras- yedi beyi cansız yuvarlamış». Piyasa san'atkârlar! Devrin en güzide piyasa sazı- takımı: Kemenii şehir Tatyosun riyasetinde Karakaş, kanuni Şemsi, tanburi Yuvakimden mürekkepti. Bu güzide takım, yazın, ekseriya Çırçır suyunda çalardı. Receb (Arabacı) İstanbul arabacıları arasında, arabasının güzelliği ve temizliğiyle meşhur adam. Naseninler, piyasa- lara çıkmak için, günlerce: evve- linden Recebin arabasını kiralar- lardı. Receb Gençliğinde, fevkalâde güzel- liğiyle büyük şöhret kazanmış bir külbani. Rulet Konkordya denilen gazino - ku- marhânede oyuanırdı; bu yerin bir rulet salonu vardı. Rulet oyunu hileye en müsait oyunlardan ol- duğu için buraya devam edenler “Aprol, yâni «Hazırolun!» diye bağıran oyuncuya, hile karşılığı olan «<Kaşkarika» dan yapma “Kaş karikacı,, denilirdi. Diğer rulet ts- tılahları şunlardı: Numaraların içi kırmızı ve siyah olduğundan <Ruj» ve “Nuvar, denilirdi. Caro —afır; ruline —rület sandığı; kaşkaval — rulet âletinin manivelâsı; tırnak — bilyanın düştüğü aralıkların haddi fasılı; aşöval — iki numara arasına para koymak; kara —dört numârâ arasına para koymak. Ruvayal Beyoğlu'nun kibarca bir yer telâkki edilen gazinolarından, EE. Sabahleyin Istanbul hal- kını uyandıranlar İstanbul halkı, her sabah, öi- mitgi, börekçi ve zarzavatçı sesle- riyle uyanırdı. Hattâ, yaz sabah- larında «Kuru kaymaklı!..» diye dondurmacı sesleri bile işidilirdi. Salih efendi (Klârinetçi) Amerikan tiyatrosunun devşir- me orkestrasında şeflik yapan ta- nınmış sazöbdelerden. Aksaçlı bir adamdı; kalın camlı bir gözlük ta- kardı, Saniye İstanbulu'nun meşhur nazenin- lerinden biri. Santral Beyoğlu'nun kibarca gazino - lokabtalarından; sessizliği ile meş- hurdu; bazı muzibler buraya “Dil- sizler mektebi, derdi. Ekseriya pi- licin “Keklik,, adı altında sürül- düğü yelerdendi. Selim (Udi) Devrin tanınmış sazendelerinden. Senâ yokuşu İstanbulun kötü evlerinden biri; fenerin üst tarafındaydı. — Devamı var -—