nm ŞOINOlLKOŞESİ SANAT a Beyoğlu Halkevi tarafından ter- tip edilen ve san'at ayı olarak ka- bul edilen Haziran ayı zarfında aşılan resim sergilerinin sonuncugu bundan bir hafta evveline kadar açık bulunmaktaydı... Desen sergisinin açıldığı gün ekserisi profesör ve talebelerden ibâret olan ve ayni zamanda seç- me bir dinleyici kitlesinin huzu- runda akademide profesör olan leopold Levi tarafından san'at hakkında bir konferans verilmiştir. Ressam ve profesör Leopold Levi bu konferansında Tesim san'aı ve kültürüne verilen ehemmiyetin gittikçe artacağından, Türkiyede kısa bir mazisi olan resim âan'att- nın de ileri bir hamle ile olgunla- rak dünya mikyasında eserlerin doğabileceğinden, resim san'atının teknik husuşiyetlerine ait mesele- lerden balwetmiştir, Bundan evvel birer hafta fasıla ile sçılan figür ve paysage sergi- lerinde de yine san'at hakkında Bedri Rahmi Ahmed Hamdi Tam- pınar tarafından konferanslar ve- rilmişti. Bedri Rahmi Eyüboğlu bu kon- feransında sanatta gözün mühim rolünden, san'atın öz kardeşi olan. gözlerin tişiolojik yapısıyla psiko- lojik âlemin ussıl ifade edilebile- ceğini anlatmış, gözlerin ressam ve san'atkârı ne dereceye kadar alâkadar edebileceğini izah etmiş- tir. Joconde'in gözlerinden de bah- setmiştir. Son defa açılan bu de- sen gergisinden alınan iyi intibe- ları kaydederken ayni mevsim içinde birkaç hafta evvel açılan gençlerin sergisiyle bu üç sergi arasında herhangi bir mukayese yapmayı düşünmeden gençlere na- zaran bu sergide teknik bazı hu- M0 — Servetifünun — WW AYI Yazan: Suavi KOÇER susiyetlerin üstünlüğüne rağmen ekseriya teşhir olunan eserlerin fi- kir bakımından geri ve eski kal- dıklarını söylemek meobüriyetin- deyiz. Bu itirafın hiç bir tarafı inejtmiyeceğinden emin olmak is- teriz. Portrelerde ekseriya şapkası şık modern kadın tip ve figürleri bi- rinci plânda gelmekte paysajlerde ise insansız bir tabiat görüşü hâ- kim olmaktaydı. Bütün san'at şu- belerinde olduğu gibi resim san'a- tında da san'atkör müstakil bir hisle eserini yaratmıya çalışan, ya- gadığını, gördüğünü duyduğunu tekrar yaşayarak bize duyuran &- damdır. Ayni zamanda büyük san- atkâr mutiaka dünya hâdiselerin- den müteessir olan beşeri bir fikre sahib olarak çalışan kültür ve bil- gisi geniş, heyecanı engin bir ar- tist mizacına malik bulunan bir şahsiyet olmalıdır, Gençlerin ba- gıları belki de bu hususta tam bir olgunluk devresine girmemiş de olenlar san'at görüşlerinde daha yaratıcı olduklarını ispat etmişler- dir. Halkevinde açılan bu sergide Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eren E- yüboğlu ve Zeki Faik ve dahs bir çokları kibi kıymetli olan ressam- ların eserleri mevcuttu. Fakat on- larda eksik kalan taraf san'atla- rında büyük heyecanların ifadesini verememek, beşeri reglitönin akis- lerini çizememek aczi vardı. Sâde- ce mjicerred güzelden öteye ge- çenilerine; z Bedri Rahminin komposition olarak yaptığı hamam tablosunda teknik hâkimiyet göze çerpiyordu. Fakat Bedri Rahmideki bu teknik endişe onu ister istemez renk, ı- şık ve gölge üzerinde lüzumundan fszla bir işçiliğe sürükliyerek, uğ- raşdirıyor netice itibarile mâna ve idde galib oluyordu. Teknik oyun- ları ile hakiki hüviyetinin gan'at- kâr tarafrnı bize anlatamiyordu. Bedri Rahmi mücerred san'at na- zariyesindon kurtulup kuvvetli tek- niği ile yeni bir elanle daha humsin olmayi tereih edebilirse ondan daba olgun eserler bekle- nebilir. Eren Eyüb Oğlu'nun ken- di portresi olarak yaptığı kadın portresi temamile karakteristik çiz gileri haiz bir yüzün psikolojisini kuvvetli bir erposislon la veriyor- du. Renk, işık gölge itibarile iyi işlenmiş olduğunu gösteriyordu. Bundan başka bir hizmetçi kız portresi de kuvvetli bir eserdi. Zeki faikin bir müsü, kitab oku- yan bir kadın portresi iyi düşü ntlmüş, renk ve çizği itibarile ince ve hapsaa bir mana taşıyan bir eserdi, Cemal Toliu'nun Komposltion olarak yaptığı kır kahvesinde renk- ler fazla açık olarak kullanılmış bu tablo biraz dekoratif bir san'at eseri hissini veriyordu. Bir yarım nüsü karakter itibarile kuvvetli renk ve mana bakımından iyi bir ifade taşıyan bir eserdi.. Ayetullah Sümer'in şapkalı kadın portresi, renk, ışık ve gölge itiberile iyi imtizaç etmiş estetik güzelliği kuvvetli ifade eden bir eserdi. Er- cümend Kaluik'in bir kadın nüsün- de kitep, ayna ve diğer teferrua- ta aid eşyanın da birinci plânda görülmesi kadının ehemmiyetini azaltıyor ve nisbet itibarile gözün takılmasına sebeb oluyordu. Bir köylü kız portresi ifade bakımın- dan kuvvetli bir eserdi, Hâmid Görelin iki şapkalı kadın portre- sinde yüzün ifadesinden giyade şapkaların ehemmiyeti nazarı iti- bara alınmış ve teferruata fazla yer verilmiş hissini veriyordu. Göz- lerin expressionu kuvvetli olmak- la beraber boyün ve omuzlardaki anatomik nispetsizlik göze çârpı- yordu. Bununla bersber renk iti- barile olgun bir ifade taşıyan e- serlerdi. Fahri Akrunların renaissance tarz ve üslübundaki kadın portre- sinde eksik olan şey kadının ba- şındaki azizlik çenberiydi. Kopya olarak yapılmış olması ihtimal da- hilinde olan bu eser İtalyan rer- gamlarının Madone ve dini tablo- larını hatırlatıyor. Mahalli rengi