A MN sesi PR ve İSanat Dü nyasından Portreler| OLIVER Gözlerinden neş'e kıvıleıları, dudaklarında tebessüm kıvrımları ekâilmiyen ve yüzünün bütün ince hatlarile kahkahaya hazırlanan şen ve şakrak bir adam. Bir nezeket çerçevesi içinde ve birtevazu çar- dağı altında daima çalışan, tetkik eden, duyarak yazan bir muharrir işte Holme#'in portresi. Longfellaw" ve Lawell'in doğduğu Massachuset- tes'de Harward Üniversitesine ya- kın eski bir konakta gözlerini açtı. Halihazırda bina yıkılmış olup ar- saa Üniversitenin halidir. Holmes- in babası bir papazdı. Her ıl bulunduğu köyün eaadet almana- ğını neşrederdi. 1809 da neşrettiği almanağın 29 Ağustos tarihi kar- gına (Oğlumun doğuşu) cümlesini yazmıştı, Bu tarih şairin doğum gününü haber veren en mes'ut müjde oldu. Âyni bina Lekington muharebesinden #onra Amerikan Jeneralı 'Ward'ın gönüllü askerle- rini bazındırmıştı. Washington'a ve İngiliz taburlarına uzun müd- det kışlalık yapmıştı. Kekiden silâh deposu olarak kullanılan yüksek tavanli odayı Holmes ailesi kütüb- hane yapmıştı. Döşemeden ağır meşe direklerile yapılmış çatıya kadar varan kitap dizileri genç Holmes'in çok hoğuna giderdi. Be cağı kınk maşaler, hasırı delik sandalyeler, demir mazgallar eski- yi hatırlamıya her an veşile olu- yordu. Holmes çocukken bu kırık dökük askeri eşya arasında bir Bi- lâhlı neferin gizlendiğini! sanarak korkardı. Konağın bahçesinde el- ma, kayısı, kiraz ağaçları, üzüm çardakları leylâk ve gül fidanları renk renk lâleler vardı. Gitmekte olduğu mektep konaktan bir mil kadar uzaktaydı. Genç adam seya- hat ve spordan zevk alıyordu. 15inde Andaver'deki Phillip aka- demisine girdi. Rbeveyni şehirde ona bir ev tutarak bir muallimle ikametini temin etti. O Küçükken istikbalinden korkulacak kadar gsa- yıftı. Birlikte yaşadığı kadın öğ- retmön ona sağdık bir köle gibi ba- 258 «—- Servetifünun — 2382 WENDEL Yazan: M. kıyor, het türlü dileğini yerine ge- tirmeğe çalışıyordu. Andaver'de bir yıl kalan Holmes bir çok arka- dag edindi. Oradan Cambridge'de Harward üniversitesine girdi. Sınıf arkadaşlarından Dr, Smith Ameri- ka ilâhini yazmıştı. Kolleji bırakan genç bir yıl hukuk çalıştı. Taba- bet daha gözünü kamaştırdı. Tıb galıştı. Bu sıralarda (Maskaranın daniskası ), ( İstiridyenin garkısı), (The &pecter Pig) ve Kollej mec- muasında şiirler neşretti. Doktor ölünce Old İronsides'i kaleme aldı. Tıbbi tahsili bitince 2-3 yıl staj için Avrupaya gitti. Dönüşte Bos- ton'a yerleşti. Belkide pek çok hastayı da olgun ve malümâtlı ka- fasile iyileştirdi. 35inde Harvard üniversitesine profesör oldu. Tale- beleri onu çok severlerdi. Çılgınca alkışlarlardı. 1857 de Boston'da Lawell ta- rafından çıkarılan (Atlantic Mont- hiy) adlı edebi mecmua bilâhere Amerika edebiyatında büyük bir rol oynamıştır. İşte bu meomuada Longfellaw, Emerson, Holmes gibi devrin ep büyük imsaları yazdılar. Ayrıca Holmes'in ayda bir çıkar- dığı: (The autoorat of the breakfast table) adlı edebi mübahaseleri bti- yük bir alâka uyandırdı. Ayni nev- den (Kahvesltı masalarının profe- sörü), (Kahvealtı masalarının şairi) adlı risaleleri ve bir yıl kadar son- ra da (Çay bardağına dair) eğlen- celi yazıları neşretti, Bunlar Ame- rikanın yeni uyanan edebiyak me- raklıları tarafından kâpışıldı ve bilâhare de tekrar ötede beride tabedildi. Holmes'in en güzel şiirleri: (Son yaprak) (The Cambered Nau- tilus) (Descon'un şaheseri) dir. O birçok bakımdan Servetifü- nun şairi Cenab Şahabettin'e ben- zer... Th. MARE İngilizcenin bugünkü renk ve ahengini ilk veren adam, lisanın di- sk HOLMES DOSDOĞRU ğer dillerle olan akrabalığını göz önünde tutarak ayrılan vasıflarını ilik keskinleştiren dâhi; şüphesiz devrinin sayılı bilginlerinden olan Th. Mare'dir. Th. Mare sâde kuru bir gramerci olmakla kalmadı. O eserlerinin ruhunu bu lisanla işledi ve onunla ölmez örnekler verdi. Sağlam bir irade ve seciye sahibi olan Mare birçok yüksek hükümet memurluklarında bulunmuş, seneler- ce Avrupanın en ileri merkezlerin- de hariciyede çalışmış ve herkes tarafından hürmet ve sevgi gör- müştü, Lisanın ana kökleri olan Lâtince ile Yunancaya senelerce çalıştıktan sonra zamanın belli başlı lisanlarile bu ana diller arasında mukayeseler yapmış, ölen ve yaşı- yan kelimeleri tesbit etmekten başka zamanımız İngilizcesinin hangi kay- naklardan istifade eltiğini araştır- miş ve bunları bulduktan sonra İi- san kaideleri, yazı örnekleri ile bo- şuna vakit geçirmekten sakınarak kendisine mahsus benimseyiş ve kavrayışla edebi eserler kaleme al- mıştı. Pürüssüz, samimi ve açık bir lisanla yazdığı kitapları dil bakrı- mından bugün bile yepyenidir. Za- ten dâhilerin alelâde insanlardan farkıda bu asırların ötesini göre- . bilme kudretleri değil midir ? Bu- gün Th. Mare ile beraber kaleme sarılan, hatta ondan çok sonra eser yazan muharrirlerin bazıları tarihe karışmış eski birer zinet olarak umumi kütüphaneleri süslediği halde onun eserleri en yeni muhartirlerle ayni safta yürümektedir. Bir insanın büyüklüğünü gösterecek bundan daha açık bir misalde olamaz... Th. Mare'in dünyaca meşhur eseri Lâtince olarak kaleme aldığı Utopia sıdır. Burada muharrir zamanına kadar süre gelen butün hükümet şekillerini tenkit ettikten sonra ru- hen âşıkı olduğu hakiki cümhuriye- tin ana hatlarını çizmek istemiştir. (Kral Il üncü Richard'ın saltanatı) adlı eserinde İngilizcenin bütün li- rizmini bulursunuz. .