e ag e aye * Biz yine sıcak odadayız. Dedi- ğim gibi, kar buram buram yağıyor. Dünkü fırtınanın müthiş savruntu- du ile damlanın bazı yerlerinden bir metre yüksekliğine kadar kar yığınları hasıl olmuş, yüksekteki- karlı tepeler bembeyaz; bakmak insana zevk veriyor. Bizde bunu konuşurken hazır olanlardan birisi İstanbul sokaklarının halinden çok canı yanmış, adamcağız anlattı : Yaya kaldırımları ve caddeler buz tabakaları ve katılaşmış kar kü- melerile kapalı, nakil vasıtaları yerlerinden çıkamıyorlar. Otomo- billerin lâatikleri eskimiş, üzerine zincir (takmaktan O kurkuyorler. Tramvaylar bile yoldan çıkıyor. Sonra birisi sordu: — Belediye bu sokakları temiz- liyemez mi? Burada yine aklıma eski birşey geldi. 30 yıl oluyor, 1912 de bir aralık Beyoğlu belediye reisi ol- muştum. Zaten ömrümde yaptı- ğım memuriyet hayatı bundan iba- rettir. Birisi Belçikadan ve ikisi İsviçreden üç belediye mütahassısı getirtmiştik. Bu adamların İstan- bula muvasalatları kışa tesadüf etmişti. Bol kar yağıyordu. İlk verdikleri raporda okuduğum şu satırları o zamandan kalma kâğıt- larımın arasından buldum çıkar- dım. Bakınız ne diyorlardı: “Şehirlerde kar yağdığı gün- “lerin gecesi sabaha karşı mutlaka “karlar süpürülüp kaldırılmalıdır. “Yoksa ayak altında ve araba te- “kerleklerile sertlesir, kaldırılmak “ya çok zor olur, yahut havalar “ısınıncıya kadar mümkün olamaz. “Bu tecrübeye mebni makamınıza “tavsiye eyliyoruz: karlı günler- “deyiz, mühim caddeler mutlaka “sabahtan evvel süpürülmeli ve “karlar sertleşmeden süpürülüp “kaldırılmalıdır !, Şimdi buraya ilâve olunacak bir nokta daha var. Dediğim ta- rihte tramvaylar ecnebi şirketlerin malıydı ve onların geçtiği yolla- nn tamirile temizlenmesi kendile- rine âitti. Onun için otuz yıl önce kar yağdıkça tramvayların geçtiği yerler temizlenirdi. Şimdi tram- vaylar bizim olduğu için bu ko- 86 — Servetifünun — 2368 Motorize savaşta kullanı- lan süratli (motosiklet makinelerinin imalâtı Gelecek sayımızda : SALAVININ HAYATINDAN Yazan : George DUHAMEL Çeviren : Halit Fahri OZANSOY laylık ta ortadan kalktı|! Muhare- bede türlü darlıkları getirdi, Sü- pürge almak ve kar taşıma arabası bulmak bile zorlaştı. Daha yeni bir misal vereyim. Evvelsi güu bir arkadaşın yattığı O hastahane- ye gitmiştim. Tramvay caddesi üzerindeki kapıdan girince yokuşlu ve kaldırımlı yol var amma ara- balar inemiyor, buz ve kar içinde! Acaba hastalar müetsesesiyle o- nun yanındaki diğer iki hastaha- nede bulunan hademe güruhu, her gün hastahaneye gelen biçare has- talara kolaylık olsun diye ufak bir geçit açamazlar mı? Buraları konuşup gülüşürken bir arkadaş şu sözleri ilâve eyledi: — İşin doğrusu, kışları soba ve mangal başına yerleşip rahata bak- malı, dışarıda ne var diye çokluk düşünmemeli. Zaten düşünsek ne fayda ver ki! İşte cihan yanıyor, yüzlerce milyon insan birbirine saldırmış boğuşuyor; ölüyorlar, do- nuyorlar, kar altında kalıyorlar: yahu ne yapıyoruz diyorlar mı? Barışa dönüyorlar mı 9 Burada hep birden şu sözü ilâ- ve eyledik; — Öyle ise cihan ateşine ve ölümüne düşmiyen yurdumuzun başında olanlara ve hudutları bek- liyen asker kardeşlere dualar ede- lim, bir yiyip bin şükür! “Amini, hep bir ağızdan çıkdı. Ahmed İhsan TOKGÖZ