irkaç gündür kızımı görmüyo- rum, Üç dört gün sonra yolculu: Kızımı gidip yerinde görmeğe karar verdim. Tramvaydan indim, evlerine doğru yürüyorum, uzaktan çamlar görünüyor. Yürüyorum, ter- liyorum. Hızlı yürüyorum, üç ya- şındaki kızımı bir an evvel göreyim.. Evlerinin önüne geldim. Özler | diye bağırdım. Bir hafta evvel mah- keme kararile ayrıldığım anası çıktı. Çamın dibine her zaman oturdu- gum küçük halıyı serdi ve gitti. Oturdum, terimi siliyorum. Kızıma gülüyor, seviniyor, ellerini çırpıyor. Aramızda 50 metre var; başımı ça- ma dayadım bana gelişini seyre daldım. Ne güzel manzara.. Çamlar» da grubun, tulüun seyrini çok se- ver ve çok seyretmiştm. Lâkin bu zevki hiç birinde tatmadım. Saatler geçiyor koştuğu bu 50 metreyi hâlâ katedemedi. Köollarımi açtım, baba kucağına atıldı o da koştuğu için benim gibi ( boştur. terliydi. Beni öptü bende onu öp- tüm, kokladım. Ne tatlı ne zevkli gelmiyorsun ? Buna ne cevap vere- yim. “İşim var sonra geleceğim kı- Ceketimi çama aslım yere u- AYAK Yazan: Yahya zandım. Göğsüme oturdu, sevdim sevdim, ayaklarile göğsüme bastı. Beyaz terli gömleğimin üzerinde tozlu ayaklarının izleri hasıl oldu. Tam kalbimin üzerinde de ayak iz- leri var. Seslenmedim kendisine 'in demedim ama gömleğim kirleniyor. Hayır bu kir değil onun ayakları- nın izi. Baba bu izleri göğsünde kalbinin üzerinde ne kadar taşırsa o nisbette mes'uttur. — Baba başını yıkayacağım, dedi. "Peki, kızım dedim. Köşede ufak gazlı bir teneke ibrik eline aldı içe- risi boştu. Orada su varmış gibi bir içerden “baban gelmiş! ,, deyince, ( tasa boşaltıyor sonra başıma dö- yalınayak kızım bana doğru koşuyor (O Küyor. Gaz kokuyor aldırış etmi- yorum. Mademki onun arzusile bu gazlı tenekede su var. kokuyu en güzel bir koku sandım ve onun bütün ram oldum. bitti,. “Peki kızım, dedim, göğsüme tekrar yaslandı yorulmuştu dinlendi. Bir baba göğsünde bir evlâdın din- lenmesi bunu ancak babalar halim- de olan babalar bilirler, ne, yazsam Saatlerce seviştik, eyvah güneş denize girecek (lâkin ne çabuk!) ben bütün acıları dağıtıyor. Baba, bize (geldiğimde güneş başımın üzerin- deydi şimdi denizde bu uzun mesafeyi güneş ne çabuk geçti. Denize gir- mezden evvel haber verseydi hiç olmazsa kızımın topraklı ayağını ağ- Sabah Çayı Sabah çayını Evlerinin karşısındaki kahvede içerim. Önünden geçtiğim pencere Onun penceresi, mavi göğe karşı. Yıldızlarda onun. Bilinmez ne zaman kurtulurum bu sevdadan. Belki daha çek hakkı vardır bende. Bu pencerenin, bu yıldızların Bu sobah çayının. Sabahattin KUDRET 76 — Servetifünun — 2367 İZLERİ GÜRPINAR zıma alır doya doya onu öper ve koklardım. Ayrılık ne zor! Yarın ge- leceğim; fakat geceyi nasıl geçire- yim P Kızımı bir daha görmek için zalim gece, sabah olacak mı? Sevgilisile çamlardan ayrılmak... Onu gözümden kaybedinciye kadar geriye döndüm baktım yürüdüm. Kızım büyük bir sevgili gibi sevgilisini uğurluyor ve beni üzme- mek için gülüyor. (Küçük topukla- rını birleştiriyor sağ elini küçük si- yah kaşının üstüne götürerek selâm veriyor.| Yolda onun yaşında küçük ço- cukları görüyorum. Bana onu ha- tırlatıyor. Genç okuyucularım, yani genç âşıklar, bana kızacaklar ve benim için zevksiz, âşktan anlamaz bir ihtiyar diyecekler. Fakat gençler bu satırları yazdığım zaman bende sizler gibi gencim, elim ayağım ye- rinde sizler gibi benimde çamlarda genç sevgililerle hâtıralarım var. Lâkin* hiç birinin kızımla çamlarda geçen zaman kadar tatlı, neşeli, hüzünlü, heyecanlı, meraklı, ve o kadar ıztıraplı geçmemiştir. Sevgi- liden çamlardan ayrılınca bir müd- den durgun ve onun hayalile mest kalınır. Vapurda, tramvayda, düşünce- lisiniz. Onun gibi gördüğünüz her güzel acılarınızı arttırmaz bilâkis daha güzel bir ses daha güzel bir vücut gamınızı dağıtır. Öyle zaman olur ki hattâ başkasını ona tercih bile edersiniz. Lâkin evlâd âşkı böyle değil gördüğünüz her çocuk onu hatırlatır, sızılarınızı arttırır. Ona benziyen her göz, her saç, her etvar acılarınızı, gamınızı hu- dutsuz kılar, sizi kıvrandırır. Sev- giliyi unutmak için daha güzel sev- gili bulur unutursunuz. Fakat bir çocuk bulup eski evlâdınızı unut- manıza imkân var mı Birisinde gam, acı, ıztırap, hâ- tıra azalır diğerinde artar; çamlar- dan veya bulunduğunuz yerden yal- niz olarak dönüşte sevgilinin üze- rinizde bir saçı, veya yazdığı bir mektup, bir koku kalır. Benim dönüşte üzerimde taşı- dığım gömlekte kızımın ayak izleri vardı. . — Devamı 83 nci sayfada —