(Bitlis - Muş - Fırat) hattında 80 kilometrelikbir cephe tutuyordu. 1916 yazın, Türklerin Erzu. rum'u geri almak için büyük bir taarruz yapacaklarını, bu maksat- Iw Biyatbakır mntaknanda iklidi orduyu toplamakta olduklarım biliyordu. Ruslar bu plânı bozmak ve ikinci ordu toplanmadan evvel üçüncü orduyu kati surette mağ- lüp etmek maksadiyle üçüncü or- duya taarruz etmeğe karar vermiş. lerdi, Fakat bu taarruzun inkişafı esnasında (Bitlis - Muş) bölgesin. deki Türk kuvvetleri (16. kolordu) Rusların sol kanat gerisini tehdit edebilirlerdi. 7 eylüle kadar 16. kolordu, bu cephede şiddetli muharebeler yap- tı. Ruslar Ağustos sonuna kadar taarruz etmişler fakat bir netice alamamışlardı. Bundan sonra bu cephede mühim vakayi olmadı. HiCAZ KUVVEİ SEFERİYESİ KOMUTANLIGI 1917 yılı başlarında Mustafa Kemal ordu kumandanlığı hukuk ve salâhiyeti ile, Hicaz kuvveli se- feriyesi komutanlığına tayin edildi. ATATÜRK'ÜN ALMANYA SEYAHATİ O sıralarda, o zaman velihat olan Vahideddin ile birlikte Alman umumi karargâhına giden ve Al. man cephelerini gözden geçiren Mustafa Kemal, orada, İmparator Vilhelm, Mareşal, Hindenburg ve General Ludendorf ile görüşmüş- tür, Bu suretle müstakbel Osmanlı padişahiyle,” cihan harbini idare eden Alman şeflerinin seciyelerini, kıymet derecelerini nâfiz zekâsiyle ölçmiye ve Alman cephesinin ha- kiki vaziyetini tayine muvaffak olan Atatürk diyor ki: «— O zaman hasıl ettiğim son kanaat, harbi umumiye dahil o- lunduğu ilk anda söylemiş oldu- ğum fikrin ayni olarak tecelli etti. Bu fikir, Almah ordusu ve ona merbut zümrenin mağlüp olacağı zemininde idi.» Almanya seyaha- tinden hasta olarak İstanbulda bir iki ay tedavi gördükten sonra isti- rahat maksadiyle Viyanaya ve Ka- rlsbad'a gitti. Bu sırada Suriyede muvaffakıyetsizlikleri Alman ka- rargâhının da gözünden kaçmıyan General Falkenhayn memleketine geri çağırılmış ve yerine Yıldırım EE e EE TAE Anadolu zaferi, nimsenen bir fikrin ne kadar tarih arasın da bir kadir ve ne kadar millet tarafından tamamen be- muhyi bir kudret olduğunun en güzel bir misali olarak kalacaktır. orduları grupu kumandanı olarak Mareşal Liman Fon Sanders geti- rilmişti. Tedaviden dönen Mustafa Ke- mal bir kaç gün sonra padişah ta- tafından davet edilerek ve kendi- sine tekrar yedinci ordu kuman- danlığı teklif olunuyor. Fakat ah- vel, devletin aleyhine olarak çok ilerlemiş ve Türk ordusunun mu- kadderatı artık taayyün etmiştir. Bu mukâdderatı değiştirmek hiçbir iradenin elinde değildi. Alman cep- hesinde dağılma emareleri belir- mişti, ATATÜRK TEKRAR YEDİNCİ ORDU KOMUTANI Mustafa Kemal 1918 yılı Ağus- tosunda yedinci ordu kumandan- lığına tekrar başlamak üzere Nab- lus'a gidiyor. Aradan beş on gün geçmeden Sina cephesi Türk ordu- suna kat kat üstün olan düşmanın umumi tasrruzuna uğruyor. Ye» dinci ordunun sağında bulunan sekiginci ordu yarılıyor, Bütün cep- hede ricat mecburiyeti hasıl olu- yor. O, kendi ordusunu büyük müşkülâtla ve daima muhtelif ricat hatları seçmek suretiyle Havran gölleri içinden bozulmadan Şam'a getirmeğe muvaffak oluyor. Tam bu sırada İstanbuldan gelen bir telgraf kendisine padişahın fahri yaverliğinin tevcih olunduğunu bil- bildiriyor. Şam'da bulundnğu sira- da Rayak'taki kuvvetleri kuman- dasını derubte etmek üzere yenibir emir alıyor. Rayak'a gidiyor. Fakat orada kumanda edilecek bir kuv- vet olmadığını görüyor. Tekrar yedinci orduyu ve diğer orduların enkazını kumandası âltına alarak bunları Haleb civarında topluyor ve tensik ediyor. Halebile Katma arasında İngiliz ve Arap kuvvet lerine karşı verdiği muharebede düşmunı mağlüp ediyor, ondan sonra düşman artık ilerliyemiyor. Atatürk'ün hayatından tarihi bir sahne Harf inkilâbı günlerinde halka yeni harfleri bizzat öğretirken 309 — Servetiflinnn — 2360