be yüzünden çığırından çıkmış 0- lan iktisadi şartlar kolay kolay düzelemez. Hatta daha ileri gidip aöyliyeceğim : Büyük muharebenin yangını ve karanlık istikbali O kadar müthiştirki oradan gelen iktisadi sarsıntılara karşı alınacak idari tedbirlerle buna çare bulmak dahi mümkün olmıyacaktır ! Avrupa ihtilâl harbinin doğu- racağı mahrumiyetlerden ve 20r- luklardan korkalım ! Odun derdi ne olacak? Ayak- kapları pahaya çıktı, Çürük çıkı- yor diye söylenip bağırmakta dahi fayda yoktur. Avrupanın umumi mahiyetteki ihtilâl harbinden do- gan belâlara karşı zamanında İs- rafsız tedbir almakla çare bulmak kabildir. Yoksa şikâyet para et- mez. Zaten bizim eski bir sözümüz vardır; kuru Iâf lâzım değil! İşe bakalım derler. Türk ve Alman iktisadi anlaş- ması tam manasile dostluğa ve karşılıklı itimada bağlı ve çok ve- rimli bir iştir; bir daha tekrarlı- yorum. Bu mesut hâdiseyi son de- rece sevinç ve babtiyarlıkla kar- şılıyorum. Ahmed İhsan TOKGÖZ VON PAPEN'İN MÜHİM NUTKU Türk ve Alman iktisadi anlaş- mâsının İzmirde geçen pazartesi akşamı güzel bir cilvesi görülmüş- tür. Alman büyük Elçisi Von Ps pen cenapları İzmire gitmişdi. Orada hükümet erkânının kendi. sine İzmir Palasta verdiği ziyafet: te çok güzel bir nutuk söylemiştir. Nutuktan aşağıdaki parçaları çok kıymetli siyasi ve tarihi vesika olarak nnkleyliyoruz: « Birbirini anlamıyan ve yiyen bu âlemde İzmirin çalış ve barış havası, Türkiyeyi şimdiye kadar karşısına dikilen bütün tehlikele- rin arasından sevk vetdareye mu- vaffak olan kiyasetli bir siyasetin nimetini bize anlatıyor, Atatürkün muhteşem eserini elinde tutan ün- lü asker ve ender görülür kabili- yetteki devlet adamı memleketini- Bi eminim ki her türlü uçurumle- rın üstünden aşırarak saadetli ve refahlı bir istikbale götürecektir. 254 — Servetifünun — 2356 Milletlere tedrici ve muslihane bir tekâmül çerçevesi içinde daha ziyade saadet, daha ziyade refah vermek arzusunun icap ettirdiği siyaset ötedenberi iki memleketi- mizi birleştiren müşterek bir esa8- tır. Bizim tarihimiz ve sizin tari- hiniz birbirine pek gok benzer. Av- rupanın ortasında milletimizin mu- hafazası için asırlardanberi savaş- mak bizlere mukadder oldu. Na- sıl ki, siz Türkler de bundan yir- mi sene evvel ocağınızın parçalan- mamış ve yabancı milletler ara- sında nüfuz bölgeleri haline geti- rilmemiş olmasını ancak ve ancak büyük devlet adamlarınıza ve Ana- dolunun kahraman askerine borç- lusunuz. Rusyada, tarihin bir eşini daha asla görmediği en büyük meydan muharebeleri Türkiyenin de men- sup olduğu Avrupanın âkibetini tayin ederken de biz yine barış ve refah siyasetine hizmet etmekten geri durmadık. Bundan dört gün evvel Anks- rada Türk - Alman ticaret anlaş- masını imzaladık. Burada propa- ganda yaparak misafirperverlikle- rinizi suistimal etmiyeceğim. Pro- paganda yapmıya muhtaç değiliz. Size rakamlar ve istatistikler ver- meme ihtiyaç yoktur. Asıl olan hakikattir. Almanyayı muhtaç ol- duğu şeylerden mahrum bırakmak arzusundan doğan sun'i pazarlar, sulh avdet ettikden sonra bir gün fazla işleyemez. Hakikat şudurki iki memleketimiz arasındaki ikti- sat münasebetleri milletimizin hs- kiki ihtiyaçlarına ve iktisadi bün- yelerine dayanmaktadır. İşte bu- nun içindir ki, şimdiki buhranlar- dan gonra da yaşıyacak ve sra- mızda en samimi anlaşmayı yara- tacaktır. Buna yalnız bir şey ilâf ve edeceğim: O da hükümetimin bu tabii münasebetlerin daima de- rinleşmesi hususundaki samimi ar- zuşudur. 1939 Mayısında hükümetim ken: dini Büyük Devlet Reisiniz nez- dinde temsil etmek vazifesini ba- na verdiği zaman yegâne arzum geçen büyük harbin sonu mushe- delerinin mirası olan dünya duru- mundan doğmuş snitefehhümleri ve boş itikatları ortadan kaldır. maya çalışmak olmuştur. Mezkür senelerdeki bir çok buhranlar için- de an'anevi doştluğumuzu muhâ- tazaya sarsılma bir itimatla çalıj. tım. Eğer mütevazi bir muvaffa- kiyet elde edebildi isem bunu dev- let adamlarınızın ve ilk önce de memieketinizin harici siyesetini büyük bir meharetle idare eden muhterem dostumun samimi anla- yışlarına borçluyum. 18 Haziran anlaşmamızın her iki halk kütleleri arasında buldu- ğu heyecan onları siyaset haricin- de birbirine hağlıyan daha kuvvet- li bir duygunun bulunduğunu is- pat eder, Bu, kalplerimizin derin- liklerine kök salan silâh kardeşli- ğinin ananevi bağıdır. İşte bu duygu iledir ki, ünlü devlet reisinize ve dost milletin istikbaline, valiye ve güzel şehrin mümessili belediye reisine kadehi- mi kaldırır ve bize gösterilen ka- bulden dolayı en samimi teşekkür- lerimi arzederim. ,, Valimiz Fuat Tuksal, Von Pa- pen'in nutkuns verdiği cevapta de- rin teşekkürlerini bildirmiş, harp işinin dünyanın bir çok yerlerinde devam ettiği bu zamanda Türki- yenin ve Türklerin yurtta sulh, cihanda sulh düsturuna uyarak Milli Şeflerinin yüksek ilhamı ve hükümetin basiretkâr idareğiyle vatanın her tarafında olduğu gibi İzmirde ve İzmir vilâyetinde te- neffüs edilen havanın bir huzur ve sükün havası olduğunu belirt- miştir, Valimiz iki büyük millet arasındaki samimi dostluktan ve iki memleketin iktisadi münase- betlerinin inkişafından ve bilhassa Türk - Alman dostluk muahedeşi ve son defa imzalanan ticaret iti- iâfnamesinin yarattığı duyguları ifade ederek büyük elçinin Türk milleti ve İzmir vilâyeti hakkın- daki cemilekfr hitaplarından dola- yı şükranlarını bildirmiştir. Kırk sekiz yıl evvelki “ Servetifünun'dan ,, RAMAZAN SOHBETLERİ Son Sahifemizdedir