SERVETİFU NUN Sahibi ve mülessisi A. İhsan Tekgöz Neşriyat Müdürü ; H. Fahri Özaneoy Fiyatı 15 Krş. UYANIŞ SİYASİ — EDEBİ — İLMİ —SOSYAL— HAFTALIK GAZETE © Kuruluşu 1891 yu 51 — cın 90 Ne. 2255 Telgrat : Sersatilünun İstanbal Teletom: 31013 9 Birinciteşrin (941 Perşembe HAFT A HA S B I HA LI Dalkavukluğun analizi — Fitne Fücur ve müsrif dalkavuklar — Avrupa muha- rebesinin propaganda âleminde doğan dalkavuklar — İşte dünyanın aynası Yazan : Benim gençliğimde çok ağızda gezen bir şarkı vardı, onun na- karatı şu idi: İhtiyar olsamda gönlüm tazedir! Bu eski şarkıyı tekrarlayışım ihtiyarlıkda gönlü- mün tağeliğini anlatmak için de- Eildiri. Görüşlerimin ve anlayış- laritim. tazelikden ayrılmadığını kendim duyduğum için elli yıl evvelki şarkının nakaratile hafta hasbıhaline başladım, Bana bu duyguları (Tan) refiki- mizde çıkan sevgili Refik Halid'in dalkavukluğun tasnifini yapan çok kıymetli makalesidir, Evet dalka- vukluk: insanı, insanları ve dünyayı kasıp kavuran müthiş tehlikeli bir sari illettir. Refik Halid bu sari hastalığın sınıflarını, derecelerini ıahiyetlerini saydıktan sonra fay- dalı dalkavuklar, hoş sohbet dal- kasvuklar, işgüzar dalkavuklar, pis buğaz delkavukları anlatıyor ve sonra dalkavukların zararlısına ve zararsızına geçiyor, zararlılar ara- sında en yakıcı olanların: (A4) İarafçı dalkavuklar (B) İkbalci dalkavuklar (O) Fitne fücur dalkavuklar! ol- duğunu tatlı kalemi ile anlatıyor. Şöyle gözümü kapadım: yarım asırda muhtelif devirlerde gördü- üm dalkavukların bu cindden olanlarını hatırladım ve kârşima Ahmed İhsan getirdim. En ziyade dikkatimi tah- rik eden nokta, hangi zamanda ve hangi devirde olursa olsun, dal- kavuğun, hele israfçı ve fitne fü- cur olanlarının ortadan kalkma- dığını derin hüzünle görmektir. Acaba niçin? Bunun tetkiki çok uzun olur ve belki gouunu buls- mayız. Fakat çok aşikâr bir haki- kat vardır ki o da Avrupanın ve dünyanın ateşler içinde yandığı bu zamanda israici ikbelci ve fitne fücur odealkavukların o insaniyeti merhametsizce kemiren acıklı illet olduğunu görüp teslim etmektir. Mutlaka paçaları sıvamalı ve israf- cıları ve fitne fücurları kenara at- malıyızi Yoksa insanlık âlemine kurtuluş yoktur sanıyorum. Refik Halid hangi sınıftan olursa olsun dalkavukluğu sevmem diye hay- kırıyor, sesini seveyim sevgili ar- kadaş ! Fakat ne yapalım ki senin haykırışınla, benim alkışımla bu öldürücü mikrob ezilemez ! Bir tek ümidim var; Oda müthiş muharebenin ins&ulığı biraz uyan- dırarak, velev kısa bir zaman için olsun iusanların bu fena yoldan uzaklaşmaşıdır. Mübarek memle- ketimiz altı asırlık mevcudiyetinin ilk zamaularında dalkavukluğa 48- la meydan vermemişti. Sonraları her şeyde olduğu gibi fitne fücur- cu dalkavuklar etraf (Oo korkut» TOKGÖZ İstanbul 8 - Birincileşrin - 1941 muştur. Bu melun mahlüklar bü- yük bir kuvvet sahibi gibi kendi melanetleri sayesinde muhitlerine hükümran olmuşlardır. Tarihimizde bunlara aid çok misaller vardır. Enderunu Hümayun denilen saray teşkilâtı ilk kuruluşunda en yük- sek doğruluk içinde yürüdüğü hal- de &ynı Enderun idaresi Abdül- hamidin son zamanlarında dalka- vukluğunb çok bereketli kaynağı olmuştu. Bu hasbibali yazarken yine Refik Halidin (Bir Hataya karşı üç sevab) adlı makalesin- de okuduğum şu fıkrayı ilâve edi- yorum. Fıkra vaktile İstanbula gelen Yung isimli bir muharririn göya burada işittiklerinden slını- yor. Fatih Camisini yapan mimar ile Padişah arasında dava açılmış ve Padişah mahküm olmuş ve aynı zamanda Kadı Padişahın ayağına kapansrak hürmetlerini tekrarlarken Kadının cübbesinin altından yere bir hançer düşmüş. Padişah sormuş: « Bu nef» Kadı pervasızca cevap vermiş “ Şayet kanunun hükmüne rıza gösterme- seydin seni vuracaktım!> Fatih, kuşağının arasında gizli duran ufak, İakat keskin teberini göstermis ve demiş ki : «Şayet sende beni hak- sız yere beraet ettlrseydin bunun- la kafanı ikiye büleörktimle — İlin sayıfayı çeviriniz — 241 — Servetifünun — 2355