Tedkik Yazan : Cahide BAŞOL Ahmed Haşim'in makalesi Tevfik Fikret münakaşası. buluyorlardı. Haşime gore: «Susmak için hiçbir sebebi makul ortada mevcut değilken muhafaza edilen süküt nadiren mânidar olabilir.» Bu susmanın maverssında birçok edebi ömürlerin ihtizarı vardır ve Haşim bundan - kendi heşabına- zerreo6 müteessir değildir. «Dünkü sesler, yeni ahenklerin yükselmesi» ne imkân vermek için artık» gusa- caklardır. «Ve bu başka türlü» ola» maz. Haşim bundan sonra makaleğin- de Edebiyatı Cedide, ahenk vezin ve şiir hakkındaki düşüncelerine şöyle devam ediyordu: «Bir (Rebabı Şikeste) ya raptı ruh ederken artık mezar taşlarına karşı yuraruklarını sıkarak birşeyler bağıran şairlerin gürültüsünden, sa- rı yaprakların hüznü sukutunn ve- ya verem kızların sergüzeştini nak- leden bazan manzumelerinin te8- kubu sabursüzundan bunalmıştık, Fakat bir gün geldiki artık (Reba. bı Şikeste) nin de sihir ve cazibe- sine karşı lâkayd olduğumuzu gör- dük; ve o gün bu gündür. Bu mecmüayı eş'arın renksizli- ginden, ziyasızlığından, cansız du- ran hudutu muttazamayı hendesi- yesinden bir gün yorulmamak ka- bil değildi; tabiat — bu şiirlerde resmelmediği gibi — bizim için müebbeden dar, muhtasar ve sade kalamazdı. Artık ruhumuzda ye- vaş yavaş esmeğe başlıyan fırtına- lı rüzgarlara demgir olacak bir a- henk istiyorduk ve bu (Rebabı Şi- keğte) de yoktu. O kadar asabi, o kadar mariz idik ki yeknesak bir ahenk sinirlerimizi bizâr ediyordu. Öyle bir vezin istiyorduk ki sey- yal olgun, uzansın, genişlesin, son- ra nâlân ruşelerle dağılsın ve bu (Rebabı Şikeste) de yoktu. Öyle bir şiir istiyorduk ki iyi fena her- şeyi söylesin. Çünkü artık şairin insanlardan ayrı yaşayan bişaibe vi bir mahluk olduğuna kail değildik. Biliyorduk ki şair de slelumum in- salar gibi bir ıaecmuayi İezail ve ve güfliyattan başka birşey değil- dir, Ve bu nur ve zulmeti birlikte sürükliyecek şiir (Rebabı Şikeste) de yoktu, İşte o zaman bu henuz doğmayan şiiri vücude getirmek vazifesinin bize teveccüh ettiğini gördük ve bunun üzerine eski ga- yeleri yıkarak onları yeni gayeler- le tebdil ettik.» Haşimin bu makalesi üzerine (Yeniler — Eekiler) mes'elesi diye bir münakaşa açıldı (10). Mehmet Nafiz «Tanin» de eskilerin tarafını tutuyor ve bu hususta makaleler yazıyor Köprüzade M. Fuat buna cevap veriyordu. Bu cevaplar bize Fecriâtinin «Edebiyatı cedide» hak- kındaki fikirlerini sarahetle öğretti: Servetl Fünuncuların - bir kaçı müstesne - Jisanları gayri kâfi, mev- zuları mahdultur. Eserleri gençle» rin bu günkü edebi ihtiyaçlarını tatmin etmiyor. Vazifeleri artık bit- miştir. Feoriâticiler, Serveti Fünuncu- ların çıkardığı birkaç kitabın da iyi karşılamamışlardı, Meselâ Ya- kup Kadri, Hüseyin Oahidin «Ha- yatı Hakikiye Sahneleri» odlı eseri hakkında yazdığı bir makalede (11) bu kitabı ekseriya yabancı ve ba- sit hislerle dolu buluyordu. Köp- rü Zade M. Fuat da <Healükun Defteri» nin intişarı münasebetiyle bir yazısında (12) Fikretten bahse- diyor ve hülâsaten şöyle diyordu: «Tevfik Fikret eskidenberi mun- tazam ve miütevazin bir cümlei ef- kâra sahip olamamıştır Rebabı Şi- (10) Yeniler, Eskiler. Köprülü Zade M. Fuat. Serveti Fünun. 1896. 968. 823 1019. 399 10168. 27 (11) Hayatı Hakıkiye Sahneleri ve Hü- seyin Cahit Bey. Yakup Kadri. Serveti Fü- nun 1828. 1005. 277 (12) Halükun Defteri, Köprülü Zade M. Fuat. Serveti Funun. 1837. 1405. 99 kesteyi bitarafane tetkik edecek olursak pek mahdut bir muhayyi- leye, ince müsteâna olmakla bera- ber pek müşkül teheyyüç eden bir hassasiyete malik olduğunu görü- rüz. Bazı istisnalar olmakla bera- ber aradaki bütün hisler ca'bi ve mahrumu samimiyettir. Bütün ha- yaller umumi ve sun'idir. Fikret bu eseri sirf içtimai bir maksatla ve gençleri ümide, salye, nikbinliğe, hak ve hakikata sevk için, onların vicdanlarını yükselt- mek için yazmış olduğundan sami- mi fikirlerini saklamağa mecbur olmuştur. San'atı gençliğin terbiye- sinde bir vasıta olarak kullandığın- dan basit bii ihtilâ! şairi mertebe- sine düşmüştür. Bu kitap şiir olmak noktayı nazarından şair Fikret için bir na- kısedir,» Bu makale üzerine «Renin» de Fikreti müdafaa eden Mehmet A- sım ile Köprülüzade M. Fuat ara sında bir münakaşa açıldı. Bütün bunlardan bazı Fecriâticilerin Ede biyatı Cedideye muarız oldukları anlaşılıyordu, Bununla beraber bir takım azalar bu fikirde değildi. Meselâ Ali Canip «Fecriâti ve mn- arizini> adlı makalesindeji3) «Nes- li âhirin eserlerinin intişariyle Ede- biyatı Cedide müessislerinin duça- rı inhitat oluşuna iştirak» etmedi- ğini ve gençlerin çok çalışması lâ- zım geldiğini söylüyor, Celâl Sahir de diğer azaların dünküleri ayni nazarla gördüklerini zannetmediği ni (14) bildiriyordu, Bunlardan baş- ka İzzet Melik «Tezat» adlı roma- nını Halit Ziyaya, Cemil Süleyman da «Kadın Ruhu» nu yine Halit Ziyaya ve «İnbizam» ı Mehmet Ranfa ithaf etmişlerdi. (18) Fecriâti ve muarizini. Ali Canip, Serveti Fünun. 1896. 982. 807 (44) Bu günküler, dünküler, Celâl Sa- hir. Serveti Fünun. 1826. 969. 807 177 — Servetifünun — 2349