PN AN EL ARTHUR RIMBAUD Hayatı Rimbaud 1981 senesi Nisan ayı- nın yedisiyle on yedisi arasında yazdığı mektuplarda yolculuğundan şöyle şikâyet ediyordu: (Sarp dağ- lardan iniş çok' tehlikeli, Hamalla- rın ayağı kayıyor, yükleri yuvarla- nıyor ve daima aralarında kavga- lar çıkıyordu.. Gösterdikleri bütün ihtimamlara ragmen onlarda taşı- maktan bıktılar. Bunu ellerindeki sedyeyi sağa sola sallayıp beni için- de zıplattıkları vakit daha iyi an- latıyorlar. Dostum bu gidiş hasta- neye değil ölüme doğru bir yolcu- luktur..J # LI Bir gün sediyeyi taşıyan yorgun zencilerden biri diğerine devretmek iştedi. Aralarındaki anlaşamamaz- luk yüzünden ikisi birden sediyeyi hızla yere bıraktılar. Sarsıntının verdiği acıyla hasta bayıldı. Rim- baud ayıldığı zaman etrafında ona korkak nazarlarla bakan bir sürü zenci gördü... O intikamını vazife- lerine lâkayıt kalanların gündelik- lerini kesmekle aldı.. Bedbaht insan bu vahşilerden ne kadar uzaklaşmak istiyorsa o kadar ellerine duşüyor- du.. O artık insanlarla değil rüzgâr ve yıldızlardan dostluk, teselli bek- leyen bir hastaydı. 16 zencininin refakatiyle 300 kilometrelik yolu gediyesinde bin meşakkatle geçire- rek Zeilaha vasıl oldu. Burada dört saat istirahatten sonra (Ardenen) lere gidecek vapura bindi. Çok fe- na geçen üç günlük bir yolculuk. tan sonra şehrin hastanesine yattı.. Açlık ve uykusuzluk, Rimbaud'yu iskelet haline getirmişti. Bir İngi- liz doktorunun israrıyle deniz ha- vaşı almak üzere 9 Mayısta seyaha- te çıktı.. On sene evvel iş aramak için çırpındığı Kızıl deniz &ahil- lerinden geçiyordu... © zamanlar Rimbaud ideali pe- şinde koşan sihhatli, fakir bir deli- kanlıydı. Şimdi ise idealine kavuş- muş fakat en kıymetli varlığı sıh- hatini kaybeden nevmit bakışlı bir hastaydı. 176 — Servetifünun — 2349 VII JEAN MARIE CARRE'DEN ÇEVİREN: Neriman KURTBAY Bir an için hayalinde hal ve mazi hatıraları canlandı. O acı,acı gülerek hakikaten ben insanların en bedbahtıyım dedi.. On üç gün- lük sıkıntılı bir yolculuktan sonra, (Marseille) e geldi. Kendinde (Ar- denne) lere gidecek kuvvet bula- madığı için (Marseille) in Concep- ton hastanesine yattı. Doktorların teşhisi kaânserdi. Tehlikevi bir an evvel önlemek için hastanın ayağını kesmeye ka- rar verdilek, Oğlunun hastalık ha- berini alan annesi Roche şehrinden deli gibi koşarak geldi. 12 sene sü- ren bir ayrılıktan sonra oğlunu böy- le sakat hastane köşelerinde mi görecekti9 Genç Arthur annesinin nasihat- lerini dinleseydi bu hale gelir miy- dit. Madam Rimbaud birkaç gün sonra ( Ardenne ) lere dönmeye mecbur oldu. Çünkü hasta kimseyi görmek istemiyordu. O mütemadiyen kriz geçiriyor ve bu anlarda mazisine lânet okuy&- rak şu sözleri tekrarlıyor: (Hayatımız bir sefalet, #onsuz bir sefalet. Öyleyse niçin yaşıyo” ruz1j Temmuz ayının başlangıcında 50 franga satın aldığı tahta bacak- Ia yürümeye başladı... Rimbaud geçmiş günlerini hasretle anıyor ve maziye dönmek istiyordu. Nerede gezintiler yaptığım kızgın çölleri Nehirler, denizler ve atımı koştur- duğum yeşil yamaçlı dağlar? Bun- ları bir daha görebilecek miyim acaba? Artık yaşamaktan ümidimi kestim. Hayatım ; yıkıldı. Aileme müstakbel yuvama ve her şeye adio. Şimdilik beni yalnız teseilli ve Eserlerine Dair edebilecek geçmiş günlerimin hatı- ralarıdır. Diyordu.. 4 5 Gün geçtikce ölüm soğuk elini Rimbaud'ya uzatıyor ve vücudün- de gezdirmeye başlıyordu. Kanser bir bacağından diğerine çabucak geçti. Hastalığın verdiği izdirap ve nevmidiyle Rimbaud deli gibi ol- muştu. O ne olursa olsun koyüne dönüp ailesini görmek ve çocukluk günlerini yad etmek istiyordu. Dok- torların izin vermemelerine rağmen yola çıktı ve bimbir meşakkatle köyüne vasıl oldu. Ağabeysini kar- şılamıya gelen İsabelle ağlıyarak onu kolları arasına aldı, arabadan indirdi.. Rimbaud kardeşinden ayrıldığı zaman o tam 13 yaşında küçük bir kızdı. Şimdi ise karşısında olgun bir kadın duruyordu. Burada onun her tanıdığı değişmişti. Ya kendi- si acaba ne haldeydi? Bir an için bunu acı acı düşündü ve mükedde- Tane (Şimdi ben eski genç güzel Rimbaud'nun soluk bir gölgesimi- yim dedi.) Büyük bir itina ile hazırlan. mış olan evin en güzel odası Rim- baud'ya tahsis edilmişti.. Köyü sev- mesine rağmen buranın rutubetli havası hastalığını arttırıyor, mun- tazaman yağan yağmurlar ise ona melânkoli ve izdirap veriyordu. Evde oturmaktan sıkıldığı için çok fena havalarda bile araba ile gezintiler yapıyor ekseriya en kâ- labalık yerleri tercih ediyordu.. Günder, güne ağırlaşan hasta- lığı onu insafsızca yatağa attı. de- celeri maddi ve manevi acılar Rim. baud'yu hiç uyutmuyor korkunç ha- yeller kurdurarak ollarla arkadaş lık ettiriyordu.. Bir akşam gördüğü hayalle ko- nuşurken, onu tutmak istedi. Kar- yoladan kâlktı, elini uzattı. Fakat ağır vücudüyle birdenbire yere yu- varlandı.. Gürültüye koşan ev hal- kı onu halı üzerinde baygın bul- dular. Hasta ayıldığı zaman (Ben artık buradan korktum; gitmek isti- yorum) diye bağırdı. — Devamı son sahifede —