zularda piyesler ilham kaynağı Oo- luyordu. Tiyatro müdürü hiddetle: — Evet efendim, bu piyes üze- rindeki tenkitlerizi olduğu gibi kabul ediyorum. Belki kahramanın psikolojisi iyice tahlil edilmemiştir - kahraman bir lise muallimidir » evet efendim! Fakat üçüncü per- dede... Öçüncü -perdedetf. Hım! Hizmesçisiyle yatar, Bu devir «hayattan kopmuş bir parça» dır. Maneviyatın inhilâli, harikulâ- denin ölümü, lisanın düşüklüğü ve bayağılığı işte bu devrin en karakteriştik noktaları... Bize tâ kiâsiklerdenberi gelen sihirli, sözler, herikulâdelik, kab. ramanlık, büyüklük artık yavaş ya- vaş keybolmuş gibidir. Bu boşluğu seleflerimiz yeni bir buluşla doldu- racaklardır. Bu da sahnenin 4ncü duvarıdır. «Sahnede bir piyes tem- sil edilirken, geçen vakıayı sür prizle seyircilere seyrettirmek». İç te bu dramatik nevin en büyük arzusu: Aktör zevk peşinde, alkış peşinde koşuyor, onda da hırs ken- dini gösteriyor. «Selefilerimiz mü- teceddittirler». Tiyatro kıymetten düşüyordu. Paikolojik devir de bitmek üze- reydi. Fotoğraf serbest tiyatroya sinemanın keşfedildiğini müjdeli- yordu. Sinema teknik kuvveti &a- yesinde de devâsü makinesiyle dramatik sanati yutmıya hazırla- nıyerdu. Ona bu fırsatı hezırlınan serbest tiyatrodur. Bugün maddeleşen 4 ncüi duva rın üstünde hiç yorulmadan çırpı- nan parlak kelebek de bu kazadan çıktı. Yani serbest tiyatrodan. Da- ha doğarken de ölü olan natüra- lizm artık tamamiyle ölmüştü. Bu mektebe hâlâ inananlar ve sadık kalanlar sihirli bir telgraf hısıyla şunu müjdelediler: — Hayır efendiler, Natüralizm ölmemiştir, yaşıyor. - Müteceddit- ler hakikatta seleflerimizdir. - Son zamanlarda tiyatro bir ta- rafa meylediyorsa, bu da ruhun maddeye, fiilin (perde) oyuna, mrev- zuunda piyes üzerine tesir etme- sindedir, Şiir, zerafet, asalet bütün bunlar onlarla birlikteydi. 125 — Servetifünun -— 2319 Bugün Fransız sahnesi taribgiz- dir. Buradaki hâl (prdsoni) kendi- sini karşılıklı hassasiyet ve t3vec- cühün kaynaşmasından doğan müş- terek ve umumi sevinçle birleşmiş, insanlar arasında gizli bir pakt vücude getiren büyük devirlerin, ebedi meselelerini ve insani meş- galelerini ortaya e lg pa yes niden dönüşüyle izah e Tiyatronun yeniden anane- lerine dönüşü... Bu bir rödducatton devridir. Hâlâ bugün heyecanla- rımız ve bedii zevklerimizin taf- mini için şahsiyetlerini bulaştır- nıadan düşünce hürriyetini muha- faza eden birkaç dram muharriri daha kalmıştır. Tiyatroyu bulan ve buğünkü haline getiren insanlık, kültüre, zevke, seviyeye büyük hizmette bulunurken, yine kendini onda gö- rüyor ve buluyor. Tiyatro bugün kiâsik zamanlarındaki gibi yine asildir. Tiyatro eğhası - piyesin eg- hası - içten konuşarak, samimi iti- raflarda bulunarak sırf - hisleri- mizin kârı için - yalnız aktöre de- gil, seyirciye de insanlığını anlattı, Bu sanat milletler srasında rabı- tayı kuvvetlendirdi. Vazifeşini fa3- 'lasıyla yaparak kültürel ruhunu seyircinin menfaati namına takındı. Büyüklüğün ebedi unsurlarından biri olan hagsasişet ve zekâ bir defa daha kendisini Fransiz sahne- sinde göstermektedir, O sırada tam düşünceme dal mışken Renoir tekrar odaya girdi. — Düşüncelerinin neresindeşin? dedi, — Hakkın varmış, ben de bu fikirdeyim. Bizler çığır açanlar değil, ancak bunun müdavimle- riyiz, — İstersen böyle olsun; bu da. ha güzel, — Fakât sence bir müteceddit nedir 9 Seleflerinden nefret eden bir adam. — Ben ayni fikirde değilim. — Dur biraz, daha bir şartım var. Bir müceddit daha ziyade ha- leflerinden nefret eden kim&edir. — Gene işime gelmiyor. — Yapme, belki sonra pişman olursun, — Mümkündür; fakat, yazık ol- maz m1? Çünkü hiç bir şeş kinle yapılmaz ve meydana gelmez. Kış gençleri