DİVAN EDEBIYATI TARIHI: BAYRAM EDEBİYATI Yazan: İyd erişin bâis-i- şevk-ı- cediyd olsun da gör Seyr-i. Sa'd abâd'ı Sen bir kerre iyd olsun da gör Nediym Eski şâirler için «Bayrm» büyük bir sandetti, Onun gelmesi, şi're ve gâire hareket getirirdi. Çünkü Rımzân ve Bayramlarda, Padişaha, Sadrâzama ve diğer vezirlere “Culüsiyye, , “Rebiiyye, , “Şitâiyye,, , “Mubarremiyye,, ve Ramezâniyye, adıyla kasideler, şarkılar ve gazeller yazıp takdim etmek âdet olmuşdu. Bayramlarda da ayni vadide «Medhiyyesler tan- zim olunur «Câize» almak fırsatı, yeniden ihya edi- âilirdi... d «Câize» aşkiyle şi'r söylememiş şâir hemen yok gibidir. Bundan dolayıdır ki; eski Divan edebiyatı- mız başdan başa «Ramezaniyye» ve «İydiyye> lerle doludur. Şarkın en büyük şâirlerinden, bilhassa Acem şüerasından hangisinin Divanına bakılıa: “İydiyye der sitâyiş fülân..,, başlıklı manzümeler görülür. Baki, füzüli, Sâmi, Nediym, Galib Dede, “Halim Giray,, ve son asrın en meşhur İran şâiri “Kaâni, nin, ve daha bunlara muasır yüzlerce şâirin, <İydiyye> leri arasında o zamanki bayramların pek neş'eli, pek tantanalı hâtıralarım, debdebeli merasimini lâtif ve şetaretli nağmelerle bize kadar getiren nefis par- çaları vardır. İslâm edebiyatının «mütesavvif» dediği rind, kalender şâirlerinden bazıları, - deryâdillikleri iycabı olarak - «Ramezân ayi» na bir türlü ısınama- mışlar; fekat «Siyam» külfeti olmıyam bayramı ise dâlmâ sevmiş ve dâimâ özlemişlerdir. “İşret tabiatimce, tarab meşrebimcedir, Diyen «dSâdiabâd»> ın çapkın şâirini, «Ramezân» ayı elbetde dilhân eder, Artık bayram, Nediym için bir halâs günüdür. “Neler çektik Ramezân içre İyddedek göresin, Nediym, terk-i- mey-i- hoşgüvâr edinceyedek,, Halim Giray'ın husran ve tahassür terennüm eden: “Çeşmi alili hicrin ile pürnem eyledim. El İydi ekber eyledi ben mâtem eyledim.,, beyti, hicranın Bayram günlerinde daha şiddetle mahsüs olacağını anlatıyor. «Bayram» a karşı ayni tahassüsü izhar eden Üstad (Tahir Olgun), bu meşhur beyti, şu yolda tazmin etmişdir: CEMÂLEDDİN SER VER — Genc Homediem Hüseyin Hikmet Demir Söz'e — Bayram günü gelip de ser-i- kabri- pâkine Eşk-i- teri, çemenlerine şebnem eyledim Herkes evinde, bense mezarında kardeşim, "EL İydi ekber eyledi, ben mâtem eyledim.,, Bizde <Ramezân»ı «Bayramı», pek rakik keside- leri, gazelleri, bilhassa şüh ve kıvrak garkılariyle besteliyen «Lâle devri» nin ebedi şâiri Nediym ol- muştur, O, cananına yalnız: Döğülmeğe, söğülmeğe, koğulmağa Billâb, Hep kaailim amma ki efendim senin olsam. demekle iktifa etmez, Her cevrine rıza gösteren ka- lender bir âşık olduğunu da iylân eder, “Halki-i- âlem yılde bir kez iyd içün kurban eder. Dembedem saat besaat ben senin kurbanınam |,, Fekat bu tazallüm da kâfi gelmez. Bir taraftan pek özlediği cananını; “Pek umar teşrifini iydin ikinci günü Nediym Gündüzün olmazsa akşâm olsa da mâni” değil, Yolunda repâlarda bulunarak celbetmeğe çalışır, di- ğer tarafdan da; “Sen salın canâ yolunda hâküsâr olsun Nediym, İyddir çık nâz ile seyrana kurban olduğum!, şarkısını terennüm ederek sevgilisine hâk-i-pay ol- mak istediğini söyler. Edebiyatımızda “Feyzi &bâd, in “Asaf âbâd,,ın ve “Şeref âbâd,, ın ebedi şeref ve mü- mesşili gibi yaşıyan bu sanatkâr şâirimizin Üçüncü Ahmed'e takdim etdiği bir kaside vardır ki; “Durub tertib ile yerlü yerinde ehli mansıb bep, dediği tarzda evvelâ Sadrâzamın, Vezirlerin, ve; sair «mansıb ehli» nin mevkilerini göstermek ve «Cenâb-ı. Şeyhulislâmı Şerife başda olduğu halde ilm-ü-fazlı ile benâm ulemanın, «harim-i- hass-i hümayün» ol- makla mubahi «ağar ların, muayedesini tasvir etmek iytibarile pek kndretlidir. Son mısrâlarında, “Gürüh-i- dâiyan yer yer öpüp dâman-ı- iclâli Hele ol devlet-i ulyanın oldum ben de şâyani diyerek kendinin de ulema zümresinin sonunda «muayede> ye yani «huzura» girdiğini anlatır, En ni- hayetinde «At meydanı» ile «Tophane meydani» nin ve «Sadi âbâd»ın, Bayrama mahsus eğlencelini, #iir- den bir tablo halinde canlandırarak aleluşül mütad olan bir düa ile kasidesini tamamlar, 123 —Servetifunun — 7319