| Yunan Tiyatrosu |: 1 T R Yazan: Trajedi, komedya gibi Baküs ayininden doğmuştur. Baküs Kral İkariyosn şatap yapmağı öğretmiştir. İkariyyos Tragos (1) ismindeki bir keçiyi dondurarak, Baküs mih- rabı üzerinde kurban ettirmiştir. Kurban esnasında kurt keçi şarkısı söylenmiştir. Dianysvz de- nileu mabut Baküs şerefine oku- nan bu şarkının ismine ditiramb denilir. Mabede hasredilen bay: ramlar böylece dini ayinler şeklin. de başlamıştır. Milâttan 540 sene evvel Pizistrat zamanında yetişen (Teniapis) İkarıda doğmuştur. Tra- jedinin şeklinde birçok değişiklikler yapan Tetsipisi ilk halk tiyatrosu- nu kurmuştur. Baküs mabedinde mihrabın yandaki korunun başında mermer bir taş üzerine çıkarak Baküs namına ditiramb denilen manzumleri okuyan koruya tek başına nazmen cevaplar vermiştir. Ve böylece tiyatroda ilk mükâle- me şekli doğmuştur. Trajedinin üssü olan Tepis ak- tör olduğu kadar (2) kuvvetli bir kalem sahibi olduğu için kendi yazdığı egerleri kendi oynıyarak şöhret sahibi olmuş, arkadaşlari (4) Keçi şarkısı (Tagadia) trajediyanın salı buradan gelir. Bundan sonra her yıl bağ bozumu zamanında Baküs namına bu iyin tekrar edilmiş ve tiyatro buradan do. arak yavaş Sl terakki etmiştir. (aj (&o ar se » Pelyasisin dö- küşü), bel Rahibler), (Lejongrak), (Pante) ve (Aleest) isimli eserleri yazan (Sirlar) ın İhtarına rağmen eski mevzuları şarap mabudunü unutturmağa çalışmıştır. EN E |» İ S.NAHİD ile bir arabaya binerek Atina so- kaklarında ve civarinda dolaşarak temsiller vermiştir, Sahnede aktörlerinin uzun boy- lu görünmek için giydikleri ayak- kabı ile (Kotörn) karakterleri gös- teren maşkeyi Tespik icat etmiş. tir. Böylece tiyatroya ilk Sep getiren adamdır, Beşinci asırdan sonra dram temsilleri umumi bayramlar halini alanştır. Beşinci asırda Baküs bay- ramlarına mahsus hususi müsaba- kalar yapılıyordu. Müsabakaya gi- ren her şair üç terajedi ile bir dram satirik yazmağa mecbur idi dram sâtirik denilen piyesler keçi ayağını takliden giyinen ve (Satir) denilen esatiri mahlükları tasvir eden bir koro tarafından oyuanırdı müsabakaya giren üç şairin yaz- dıkları bu eserlerden halk birini seçerek birinci olana (Trepye) yani üç ayaklı vazo hediye edilirdi. Şehirip baş hakimlerinden bir (ar- kont) müsabaka için üç şair inti- hap eder ve bir koro verirdi. Ko- ronun ve dramın her masrafını yapmağa mecbur olan (Korej) de- nilen zengin bir vatandaş tayin ediliyordu. Müsabakalar akropolik cenup tarafında ( Baküs) bayramlarına tahsis edilmiş otuzbin seyirci alan tiyatroda yapılırdı. Umumi temsil- ler iki gün gürer ve büyük bir halk kitleği toplanırdı. Atinalılar taştan bu muazzam tiyatro binası- nı vücude getirmek için kanun çıkarmışlardı. Bu anfiteatrin basa- BİL GA maklarında serbestçe dolaşabilirdi. İlk sırada arkontler, çetereller, rahibler otururlardı, Sahnenin tam karşısında baş papasının altın iş» lemeli koltuğu dururdu. Koro sahnenin sağ tarafından girer orkestra mahalinde disilirdi, sıra gelince buradan sahneye Ççi- kardı. Sahnenin arkasındaki dekor bir saray yahut bir mabet içerini gösterir, Üç kapı bir duvar vardı, Aktörler bu üç kapıdan işlerdi, Sahne kırk metro genişliğinde olduğundan uzaklardan pek iyi görülmediğinden Aktörler boyunu uzatmak için ayaklarına (köteren) ellerini uzatmak için de ellerine eldiven giyerler ve karakterleri ifade içinde yüzlerini maske ile örterlerdi ve maske dolayısile ba- zan erkekler kadın rollerini yapar- iardı. Bugün tiyatroda yüzün ve mimiklerin kıymeti pek mühimdir. Eeki yunan tiyatrosunda bunu maskeler canlandırdı. O zamanki Yunan tiyatrosu resmi bir mabi- yette olup devletin resmi bir mü- esaesesi felsefi ve ahlâki bir mek- tep hemde halkı eğlendirici bir teşkiiğtin. EBserlerdeki mevzular destanlar- dan Yunanistanın milji tarihinden alırdı. Bir trajeden kahramanlık hadiselerile doludur bu seyirciler üzerinde necip duyğular uyandırır. Beşinci asırdan sonra gelen yağı- cılar seciyeleri inceden inceye tah- lile derinden derine tenkite giriş- mişlerdir. Mukaddes şehir akropol — Devamı son sayfada — 305 — Servetifünun — 2307