No, 2270—585 UYANIŞ 213 E Yusuf Ziya, Sebilci, Cemile K onuk... Davamıza başladıktan bir-iki hafta sonra, arkadaşlarımızdan bi- finin adına bir mektup geldi. İ- nde iki şiir vardı: Birinin adı . ebilci, diğerinin ise “Çingene KÇızı,, idi; imza; Cemile Konuk. » Eski bir atmosferde yenilik yap- 'mak iddiasının peşini kovalıyan (hassas bir bayan dedik!.. © Arkadaşlar: Bunu «Kümes» sütu- inunda, yer kalırsa neşret! dediler, Diğer bir mektubta «şimdi her Usaçmamızı ortaya koyebiliriz, ya- Uşayın dontlar» gibi cümleler yazan eve Taksi imzalıyan bir şair bir sü- “Tü saçmalar göndermiş. i Her iki şairin de eserleri, mec- muamızın «sepet» sütununa girdi- ler! “Yedigün, meçmuasının 8on yısında, “Sebilci,, şiirinin bizim epetten sıyrılıp, orada çıktığını ve alnız imza değiştirdiğini gördük ; usuf Ziya Ortaç, yazılı idi. 5 Dona kaldık: Demek «Büyük r» Yusuf Ziya, bir bayanın e- kleri arkasına gizlenerek, bizim #rehanenin sepetine girmek is- temişti. Yusuf Ziya'nın çocukcasına çe- virmeğe çabaladığı manevraya bir in bulmak istedik. Arkadaşlardan — Hermafrodit düvası! dedi. Böyle baklaları, sizin nesliniz bile yutmaz Bay Yusuf Cemile Ziya Konuk Ortaç! “Güneş, mecmuası İ.. “Akbaba, nın soğuk egprileri arasında son sahifede bizi titreten bir şaka'ya rastgeldik : Şantajsız, gürültüsüz, bugünün hakiki kıymet- lerinin mecmuası, «Güneş», ya- ında çıkmağa başlıyor!» Vay, hâlimiz berbâd demek! , «Akbaba» nın “frigidalre,, es prileri, bu sahifelerde Orban Sey- ti, Yusuf Ziya'nın şiirlerini yuttu- gumuz yetmezmiş bir de tepemize bir güneş çıkarıyorlar. Mecmua adları, son tangolar gibi tek bir kelime ile herşeyi ifâ- de edemiyorlar. Bunun için, etekleri tutuşan bayların çıkaracağı mecmuaya lâ yik bir isim bulduk: «Kutup güneşi !> Yâni faydasız ve fuzuli... Faruk Nafiz, Mütekâid : Eski «üstâdlar» dan Faruk Na- fiz, «Akbaba» nın küçük bir şu- besi (ve onun kadar ak renkli) o- lan “Karikatür, de &on çamını devirip, kendi kendini, tekâüde sevkediyor : «Meydanda şimden geri işin yok Çamdeviren» «Çekil bir köşeye de, patlıcan kes göğün say» A ayol, bizde sizden başka ne istiyoruz * Şevket Rado Yeni bir mecmua çıktı mı «Akşam» tahrir heyetini bir kriz- dir tutuyor?. Vâ-N&'nun kafası allak - bullak oluyor ve Şevket Rado'yu felç yakalıyor. Son günlerde çıkan bir mecmuada “Platon,, hakkında bir yazıyı oku- muş ve avazı çıktığına aman, t&- lebeler başından büyük haltlsr yi- yiyor, bu yazıyı yazan yedinci sı- nıf talebesidir, onun ellerini bağ- layın, beni ciddi şeyler okumak- tan uzaklaştırıyor!... Şevketin müddeti ciddi şey okuması şöyle dursun Vâ -Nü nun romanlarından baş- ka bir şey okuduğundan şüphe ediyorum. Yapma, be birader, şu yedinci sınıf talebesi ber halde Babıali ba- reminin birinci sınıf ulema ve u- kalâsından daha iyi yazar. Hem, sen, neşriyat sahasında, bir edebi grafik taraftarı misin? Bir düşün ilk parti de: V& - Nü, meşhur hikâyecimiz Hikmet Feridun, ve bir çok ah. papların ekmeklerinden olurlar! Aman, Şevket, kaş yaksyım derken göz çıkarına! > ömründe, Yeni Şiir! Yenilik yapmak iddiaşile, ve her yerde 19 uncu asırda modası geçmiş üç ümdeye bizmet etineğe çıkan yeni bir mecmuada, «eştetism» yapmak istiyen gençler aşağıdaki şitri neşrediyorlar. Bizim «kümes» inde estetik id- diası olduğundan dolayı, bu şiire iâzım gelen bütün merasimle sü- tunlarımızda yer veriyoruz: ARSALAR Takipteyim belki Tebdil giymiş melekler Jurnal düzer peşimde! # Öyle günler geldi ki Ümütler bir kol durur Bir kol gezer başımda! & Mes'udum değilmi ki Son saçlar sahibi Gezer itozar düşümde! Behçei Necati Nagıl 9 Bukadar estetik bir şiiri «Ak- baba» dan başka bir yerde rast- lıya bileceğinizi zannediyormuy. dunuz Bizde...