202 SERVETİFÜNUN ÜKREŞ tiyatroları üç snmfa ayrılır: 1 - Devlet tiyatroları 2 -yarı resmi tiystro 3 - hususi tiyatrolar. Dev- let tiyatroları dört tanedir. Her birinde ağır dram acı komediler oynanır. Yarı resmi tiyatrolarda ciddi piyesler ve komedi- ler temsil edilir, Hususi tiyatroların hepsinde vod- yil ve rövüler oynanır. Bale ve çıplak bacak sallıyan yüzlerce kızları toplyan bu tiyatroların salonları kahkaha gülüşle- ri göz yaşı doludur: «Al- hambra» «Natalitza> «Ma. jestik» «Hforle», «Carabuş> (Tanase), <Tic-tio.-tio» v.8. Bunlardan başka yı- ğınla müzik - haller vardır. Rövü tiyatrosuna ve mü- zikhale düşen sktrisin ha- yatı fecildir. O, tiyatro direktörü ile, vücudunu tekdir eden tüccarla, po- zunu de gazeteye basacak tiyatro münekkidi ile v.&. ile yatmıya mecburdur, Bu program yalnız re- vü tiyatrolarının belli baş- lı aktirsleri içindir. Bale heyetini teşkil eden yüs- lerce güzel kızlar daha ucuz bir tarifeye baş vur- maya mecburdurlar. Bunlardan ibaşka, Bük- reş'te yüzlerce aktör ve aktris seyyar truplar teşkil eder: Bunların skirisleri de taşra da kereste taci- rini veya valinin oğlunu sevindirirler, Seyyar truplardan da başka, meyhanelerde oy- nıyan aktörler vardır. Bu trapları turnede guruptan bir sarışın Des- demona'ya aşık olup peşini bırak- mıyan orta halli memur oğlu, bü- yük sahnelerden stılan sabık iyi aktörler, ve Bükreş'e bambaşka baltalara sap olmak için gelen kızlar teşkil eder. * «Calea Victorici> de, «Milli tis yatro» dan yirmi adım ötede, al- ta kat bir blok - haus - un tepesin- de <Lafayettes taraçası vardır. Cavit Da m YE S ELİFLI. HER: BÜKRES Vi Yazan: # dl m e, Te Bir yığın insan, bilhassa, pazar günleri buradan Bükrey'in en te- miz havasını tatmıya gelirler. Kız- lar asansör bekler: Fakat sade kızlar gelmez. İhtiyar kadınlarda gelir. Moruk kadınlar: dişlerini bardak içinde ve tebessümlerini yüzlerinin kırışıklığında taşıyan kadınlar; yandan Hefaistos'a önden ise her şeye benzeyen korkunç kaynanalar. Ayak kapları boyanmış, mo- noklü, ve kırk ilk baharı kafala- rının parlak kelliğinde taşıyan Yamaç No. 220p—384 erkekler de gelir. Hepsi asandörü bekler, Nihayet tataçaya çeşit çeşit kadın ve tabiat taşıyan uzun kutu iner. Altıncı katta: Masa san- dalye, bir jaz, pastalar, iç- kiler ve Bükreş'in bütün maymunları vardır. Burada, bir paslı Les- bos havası yüzer, Fahişelerin Oo çerçeveli gözleri parlar. Kel adamın monoklü baldırlar üzerin- de resmiğeçit yapar. Ve sahnede, barsaklarının di- binden, resmi kıyafetli bir dizör bir tangoyu kalplaş- tırır, gruplar değil, biribi- rine kasten yapışan ve ca- zın isterik oçığlıklarında goluk - soluğa burun buru- na, vahşi dans eden bir yam - yam dansı vardır. Etrafta, kaynalar genç, gençlerde kâynana arar. t altıdan sonra «La- fayette» taraçası en bü- yük. çıplak kadın sergisidir, Ter, sigara kâğıdı ve yan- mış saç kokusu kokar. Yaz günlerinde «Lafa- yette> taraçasından bedbin şA&irler kendilerini sokağa doğru atarlar. Sinirli polis düdüğü, bağrışlar, İmdağdı sihhiye- nin acı ulumaları. Bir kaç kütür... Ve hayat normale avdet eder. ». «Dün «Lafayette» ta- raçasından, şair y... kendi- ni atarak ölmüştür... Bukadar... » X «Bükreş ayı> her sene 1 hazi- randa başlar ve 1 temmuzda bit- mesi lâzımgelirkeon doksan güne taksim edilip, 1 eylülde biter. «Bükreş ayında» büyük şehir bir güvey gibi temiz ve ciddi olur. Yıkanır, saçlarını tarar, ve gaerdröpten, en <petaligue> frakı- nı çıkarır, Kenar mahallelerde, inek deri- sine benzeyen kel meydanlarda ot bir karış büyümüşken, evler beyaz kireç elbisesi giyip temiz temiz güneşe yan bakarlar.