352 HARB VE SERVETİFÜNUN TABİAT Yazan: Ali Süavi KOÇER Eğer tabiatı setkik edersek bu geniş âlemin daimi bir hare- ket içinde çırpındığını görürüz. Onun kanunları ezeli ve mutlak olmakla beraber o da kendi te- kâmülünü kendi hudutları için. de tamamlıyarak insanın ilerleyi- şile muvazi giden bir ahenk yars- tır. Tabiata, zamana, mekâna, c6- miyete ve muhite tâbi insan, onun şartlarını kendi şartlarına uydur- mak mecburiyetindedir. Ömrümü: zün kısalığı dünyanın tekâmülü- Dü, onun gşâkin mauzarasındeki hareketleri sezmeğe kâfi değildir. Uzun asırlar boyunca arzın geçir- diği istihale ve değişmeleri fark edemeyiz. O sinsi bir yürüyüşle ebede doğru akıp gider. Onun &8i- nesinde barınan bütün mahlüklar hayatların idame ettirebilmek için mücadele etmiye mecburdurlar. Bu mücadele hayatla ölümün daima hayat için çarpışmasından başka bir şey değildir. İptidai devirlerin kayalık ve mağara- larında yalnız başına hayelile yaşıyan insanla bugünkü insan arasında dağlar kadar fark olma sina rağmen, onu gene ve daima müztsrib, yorgun ve ekmeğini çı- karması için bin türlü eziyet ve meşekkatlere katlandığını görüyo- ruz. Uzun yıllar hayvani bir esa- retin karanlığında uyuyan insan git gide zekâsını işleterek tec- rübelerile tabiatı fethe doğru ve hattâ tabiatın fevkinde yükselerek tabiatına ram olmakdanşa, onu kendine bent edip ve onun kuv- vetlerinden istifade etmesini bildi. Onu istismare başladı. Aceba bu insanlık için bir saadet veya felâ- ketmi doğuracaktı * Tabiatta ab- lâk sıhhatli bulunmak ve sağlam olmak nesli idameye hizmet et- mektir. Tabiat zayıfları korumaz, Arslan (o vahşi ol duğundan değil karnını doyurabilmek için şikârını pençeler, su başında meleyen bi- çare kuzuyu kurt yemek için par- çalar, Velhasıl en büyüğünden en küçüğüne kadar, huttâ göze görün: meyen (mikroskopik) mahlükların dahi bu hercümerç içinde birbir- lerile daimi bir hali harpte bulun- dukları görülür. Medeni olduğunu iddia eden insanda başka türlü hareket etmez. Hattâ ehli hayvan- ları besleyip yetiştirmekte ve son- ra kızartıp afiyetle yemekte hiçde gayri ahlâki birşey yoktur. Tabi- atın iradesile onun emirlerine gö- re hareket etmek, onun icaplarına uymağa mecburuz. Hattâ ivsan hayvanların en mükemmeli oldu- gundan bu işte ustacn hareket eder. Zevki selim sahibi olduğun- dan buulara müstesna bir çeşni verir. İşte dünya üstünde ilk avcı- da böylece oku ile vurduğu hayvanın kanına susayan bir in- sandı. Bugünde tüfeğini omuzuna sırtlayan modern avcı ile araların- da büyük bir fark yok, usul incel- di, mükemmelleşti, fakat zihniyet değişmedi, bir kuş, bir balık veya bir gül için birbirlerile vuruşan ecdadımızla bugünkü inganlar ars sında değişen yalnız çekil, ruh aynı tabiat yaşamaları için bu- nu zaruri kılmıştır diyelim. Yal- Dız unutmayalım ki aynı neviden olan hayvanlar bile aralarında bi- zi kıskandıracak ve gıpta ettirecek kadar &henktar bir tesanüt ve birlik vücude getirmişlerdir. Ken- di cinsinden olan bir hayvana tecavüzü abes addederek ancak yaşamasını temin maksadile ve karnını doyurabilmesine vasıta ola- cak bir mahlüka saldırır. Acaba insanda irki ve milli hudutları içinde mahbus kalarak diğer mil- letlere ve diğer insanlara saldır- malı, onları düşman telâkki ede- rek ortadan kaldırmalı.. Ancak bu suretle kendi varlığını temin ede- bildiğine mi inanmalıdır * Tarihte bütün harblerin mutlak surette zaruri ve hayati bir ihti- yaçdan doğduğunu göremeyiz! Bazen harbler bir izzeti nefis meselesinden, her millet için mu- kaddes olan bayrağın hakarete maruz kalmasından, şahsi kin ve garezlerle beslenen hırsların zebu- nu olarak biitün bir insanlığın ka- na boyandığını ve silâha sarılıp ateşe atılarak selâmeti ölümde bulduğuna inanmalıyız * Dünyaya hâkim olmak hırsı, bir dev gibi No. d444—309 Esasi Hukuk Bilgileri Emekli Ankara defterdarı Baha Ersoy tarafından kaleme alınan “Esasi Hukuk Bilgileri, isimli eserin birinci cildi kitab halinde neşredilmiştir. Uzun bir tedkik mahşülü olan bu kiymetli eser, halkın ve bilhassa Üniver- site talebesinin geniş ölçüde iş- tifadesini mucib olacak mahi- yettedir. Cemiyet içinde ferde varlığını ve benliğini bildiren; devlet, hükümet, cümhuriyet, hürriyet, milsavat, adalet: millet hâkimiyeti mefhumlarını bütün esasat ve teferrüatile anlatan “Esasi Hukuk Bilgileri, umumi kültüre hizmet etmek üzere yâa- zılmıştır. Tevzi mahalleri Ankarada Akba, İstanbulda Muallim Ah- med Halid, Aydında Süleyman Gezer kitabevleridir. Fiatı (75) kuruştur. Hararetle tavsiye €- deriz. obur iştibalarla her şeyi yutmak, parçalamak arzusu, bu tabiata da uygun değildir. Hayvan insi- yakile gıdasını arar bulur, karnını doynrabileceği kadar yer. Doyduk- tan sonra arslanın saldırmadığı söylenir.. Kurtlar aç kaldıkları zaman sürü halinde köylere iner- ler. Tok açın helinden anlamayın- ea, biri yer biri bakınca bütün gürültü patırdı, kavga, döğüş bun- dan çıkar. Bugünün sözde müte- kâmil ve medeni insanı yarattığı harikulâde (Teknik) in sayesinde onun kudretile tabiatı ismtismar ederek, onun nimetlerinden geniş mikyaata istifade etmesini bildi. Fakat eski çağların geri ve müte- hakkim zihniyet ve insiyakile ha- reket ettiğinden bugünkü maddi tekâmülün icabettirdiği nisbi mü- savata uyamadığı için ahlâki ve içtimai adaleti tesis edemedi. Ebe- di bir karanlığın gölgesinde yuvar- lanarak boğuşan insandan yarın tabiat kanunlarına uygun, insani mantığın kabul edebileceği hür, mütekâmil ve tam manğsile me- deni insanlar, cemiyetler ve mil- letlerin doğmasıdı dileriz. Esasen bugünkü harbe giren Avrupanın iki büyük (demokrasi) si ve mil- letleri de bu gaye için çarpıştık- larını söylemiyorlar mı,.. AHMED İHSAN Basmevi Ltd.