No. 2353 —568 UYANIŞ 337 TI Cümhuriyetin ilânından sonra 1925 yılına kadar Türk sahvwesinde temsil edilen eserlerin çoğu hefif İranaız komedilerinden ve vodville rinden yapılan adaptelerdir. 1924-26 tiyatro mevsiminde «Ertuğrul Muh- sin Ve Arkadaşları» Ferah Sinem&- #'nda Renkli Fener, Cehennem, Azarya, Kroyçer Sonatı, İhtilâl, "Yorgaki Dandini gibi ciddi eserler temsil etmeye başlar. Aynı yıl Raşid Rıza da Beyoğlunda La Dam O Kamelya'yı temsil eder. Bundan sonra ciddi eserlerin sah- nede eskisinden daha çok yer aldı- ğı görülür. Meselâ Rusyadan yeni dönmüş bulunan Ertuğrul Muhsin 1926 - 27 mevsiminde Hamlet'i sahneye koyar. Bu eser ozamana kadar hiç görülmemiş bir rağbetle karşılaşır ve iki hafta arka arkaya terasil edilir. Cümhuriyet devrindeki piyes neşriyatı da, bilhassa son beş on yıl içinde bir hayli artmıştır. Ba .arada birkaç yüz çocuk piyesi sa yılabilir. Bir okadar da telif eser neşredilmiştir. Bunlarda göze çar- pan bir hususiyet, umumiyetle ço- ğunda tiyatro tekniğinin zaif ol. masıdır. Yazdığı piyesi sahnede temsil edilirken görmekten mah- rum olsn bir müellifin ilerleme imkânları darslacağı pek şüp- hesizdir. Sahnesiz tiyatro mü- ellifi yetişemez. Bundan dolayı tiyatro edebiyatımızda İbnirrefik Ahmed Nuri, Reşad Nuri, Mahmud "Yesari, Nâzım Hikmet, İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Cevdet Kudret, Müsahipzade Celâl, Halid Fahri, Akagündüz, Necib Fazıl, Vedat Nedim ilh, gibi üç beş tiyatro müellifi tutunabilmiştir. Geri ka- lan eserler daha neşredildikleri günden itibaren unutulmaya baş- damış bulunmaktadır. Hüsamettin BOZOK sOlnolt köşesi FRANSIZ TİYATROSU Büyük harb esnasında Fransız tiyatrosunda üç veya dört sene süren buhran $nobizm ile nihayet buldu. Bu Snobizm tabiatile Avand- Garde tiyatroların doğuşuna ve genç yazıcıların şöhretine posta müvezgiliği yaptı. Bunlar Snob değillerdi. Kendi sınıflarına ayrılmış olan bu ama- törler bulvar ustaları idiler. Baty, Dullin, Jouvet ve buna mümasil isimler bugün eski bulvarerları temsil etmektedirler, Yeni tiyatronun kaidelerini te- sis etmek, estetik nazariystını kur- mak, hakiki sanatı meydana koy» mak için (Harb sonrası fransız tiyatrosunu canlandırıcılar) ve (Jow- vet, Dullin, Baty, Pitoğff.. v.s) da- hi bütün kuvvetleriyle yazdılar.. ( Maske ve buhurdan ) ciltlerin- de; diğer bütün sanatkârlar, ken- dilerinden önde yürüyen Baty gibi kendi fikirlerini izhar ve tefsir öttiler.. Başta Baty olmak üzere yuka- rıda isimlerini zikrettiğimiz diğer üç sanatkâr sahnelerine &8hiâki, hissi eserler koyuyorlardı. İlk zamanlarda eser bulmakta güçlük çeken bu sanatkârlar genç yazıcıların adreslerine bizzat mü- racaat ederek piyes yazınalarını, yeni tiyatronun (Avant - Gard ların) tutunabilmeşini ve an'aneleşmesini temin etmelerini rica ediyorlardı. (Bu meyanda Firmine Gömier nin konuşmaları, M. Geell'in 'devşirme- leri anlamağa değer.) Bu zamanın bir çok münekkit ve mülâhazacıları «Harb sonrası tiyatrosu> hakkındaki düşünceleri- ni uzun uzun yazdılar. Etienne Rey mühim bir gazetede <Tiyatro- larda takdis», < Muasır dramatik sanatında temayüller» adlı mak&- leleri ile harb sonrası dramatik sanatında yalnız Râalisme'i görü. yordu... Buna mukabil, pek de ehemmiyetsiz olmıyan bir mtinek- kit (Henry Bidou) «Tiyatroda müs- bet saltanat yapmak bitmiştir.» adlı tefrikalar neşretti. Ve şüphe- siz ki o, Anti - Râaliste olan genç muherrirler sırasından addedildi. Fakat gençler dahi Anti . Roman- tigul isrı deniyorlar, onların beliğ fikirlerini doymazeasına boyunları bükük bir halde dinliyorlar ve zihnen onları kendilerinden tatlı nasihatçı Verlaine gibi üstün sayı- yorlardı... Büyükler sevinçlerini, gençler eksiklerini O tekrarlıyarak (şahsi vicdanların tahlili, kararsızlıkları, hayaları, fizik ve pisikolojik nok- sanları) ile uğraşıyorlar; böylece biraz ince bir sanat bünyesine doğru yürüyorlardı.., Harbden sonraki tiyatro müca- deleleri Fransız sahne edebiyatına ölmez eserler ve çehreler kazan- dırdı. Bu devri temsil eden genç- lerin eserleri; beş veya altı senelik bir zaman nihayetinde Fransızların birbirinden başka başka kıymetler. de kabiliyetleri bulunduğunu isbat etti... Ed. Sde İNSAN İnanmada bala vidlerine eski dünyanın Nur kalplı beşiğinde ebedi sallantı çocuk Sanmada halâ beril son uykusunda Püyanıp Ağaçların yeşil örtüsünden sösülen hülyanın, Rakg olmuş bir sırrını sürükleyen ezel! boncuk. Ali Suavi