No. 2249—504 Badi efendide gördüğü resimli Journal de Voyage'in bir cildi onu çok teshir ediyor. Sadi Bey, ona asıl kitaplarının İstanbulda olduğu- nu; ve kendisinin şimdilik Fransızca öğrenmesini tavsiye ederek, ona istanbulda birçok kitap vereceğini vâdediyor. Aradan dört sene geçiyor; ba- bası Halit Bey Şamdan Anka- raya defterdar olarak (1881) tayin ediliyor. Oradan İstanbula da Şüre- Mâliye İzalığına tayin (edilince Süleyman Sadi Beyle meolis arkadaşı oluyorlar. Ahmedihsan, bu zamanda Şamdaki Askeri Rüşdiyeden şaha- detname almış ve vatın telgraf na- aym olduğu halde hürriyeiperverâne fikirler sarf eylediği için Abdül- hamid'in Ankaraya nefyeylediği Agâh Efendli merhumdan Anka- da hususi dera alarak Fransızca ilerletmişti. Agâh Efendinin ona Jülvern den okuduğu romanlar, Ahmedihsanın ileride bunlar- dan birçok tercümelere başlıyaca- Xina ait ilk delillerdir. Süleyman Südi Bey, ona vadettiği kitapları (bunlar bazı fenni, tarihi eserler, lügatlardır, içlerinde klâsik eserler de vardır) veriyor aralarında şu muhavere de geçmiş- tir: — Büyürsen ne olmak istiyor- sun bakayım — Böyle kitaplar yazacak bir adami — Sade yazmak değil, basmak lâzım, yapmalısın. Mükâlemesinin, muharririn haya- tında çok müessir olduğu görülüyor.. İstanbulda (1882 Eylül 7J Mülki- yeye devama başliyor; bu sıralarda Abdurrahman ŞerefBey mek- tep müdürüdür. İlk olarak, Seksen günde devri âlem romanını tercüme ederek Karabet matbaasında bastırıyor; fakat formaların intişarı hengâmın- da Sultan zade Salâhi Efendinin bir jurnal yıldırımına uğra,, yorsa- da, zaptıye ar istindak- tan sonra, kurtul Mülkiyede iken “Ah medihsa- nı en kuvvetle alâkadar eden şah- siyetler, tarih dersi veren Murat Bey (1), müdür Abdurrahman şeref () Murat Bey hakkında şu sahife- derde izahat vardır: (c. 1,8. 3i;e. il, &. 83-30). onları matbaacılık da UYANIŞ 289 solnolt koşesi Jouvet, Sahneye geçmezden önce, mu- asır Fransız Tiyatrosunda modern bir ihtilâlei olarak tanınan Jules Romains üzerinde biraz duralım: Unanimisk ekolün genç şefi olarak kabul ettiler. İnsan toplu- luklarının ruhunu etüd etmiş ve bir Cerrah ihtimamile ortaya koy- muştur. Tiyatroya hiçte zayif olmı- yan ve kudretten azade bulunmıyan Şehirde Ordu eserile başlamıştır. Bu eser ilk ölarak «Oddonr Tiyat- rosuoda Antoine'ın ihtimamile sah- neye konulmuştur. Jules Romains hakiki mevkini 1919 dan 1926 ya kadarsüren ye- di sene gibi kısa bir zamanda yap- mıştır. Fikirleri üzerinde didaktik bir tonla israr ettiği sık &ik görülür. En mühim eserleri: Sefahate kapılan Truadeki, Truvadek'in izdivacı, Işıldayan, Efendiler top- lantıda, gibi dört komedisidir. Bu dört komedide Moliöre te- siri görülür. (Edmond Sde bir ma- kalesinde Jules Romains için mo- liğresgue der. Fransız komidisin de de ikinci Molidre diye anılır) Bey, nebatat hocası Salih Bey dir, bütün bunların başında, Recai Zade (2) en çok sevilen bir şah- siyettir. Gencliği bir klâvuzu da neşretmekte olduğu Tercüman'ı Ha- kikat ve bazı müntehibatlarla Ah- med Mithat Efendi idi (3) — Devamı Gelecek Sayıda — la) Eserde, üzerinde en çok durulan bir şahsiyet Recai Zade'dir: (c.I, $1, 48, 81, B3, 93, 94, 95, 98, 100, 101, 104, 191; c. İl: 34, 78, 169. 161 inci sahifeler- de kiymetle izahat vardır. IB) Ahmed Mithad hakkında (c. 8:87, 38, 89, 40, 41, 49, 52, 5d, 54, 61, 67. 74, 103; c. İl, 8. 95, 155) de mu- fassai malümata tesadüf etimekteyiz. “KNOK,, u Sahneye koydu Yazan: Cahid Saffet Rustigue ve çok sert bir Tra- jedi olan Knok veya Tabibin za- ferleri Jules Romalne'in son ve en mühim zaferi olmuştur. (1) Jules Rotaaine'in bu eserini bü- yük sanatkâr Juvet ikinci defa olarak sahneye koydu. Eserin bi» rinci temsilinde kimlerin (hangi sanatkârların) Personajda yer al- dıklarım bilmiyorum. Fakat Jouvet bana Ath&n&e Tiyatrosu kulislerin- de yer gösterirkeu Romain Bouguet Mareelle Bariy, Robert Moor, Ja- egueline Loolere, Alexandre Rig- nault gibi sanatkârların provaya hazır bulunduklarını gördüm. Eserin kabası alınmış mizan- senlere başlanmıştı. Jouvet ağır ağır konuşuyor, alçak tonlardan ince nüans'larla seri bir mukale- meye geçiyor ve bunu jestlerin çevik ritimi tamamlıyor. Birden. bire susuyor ve Madelin Ozeray'a daha sâf olmasını ihtar ediyor ve eserin tefarruatile uğraşıyor.. Dikkat ettim; bütün sanatkâr- lara iyi muamele eden üstat Jou- vet, Michel Simon'un karşısında çok daha nazik.. Ancak ilk temsilini, üstadın ben yaştaki oğluyla seyrettiğim Knok modern birdekor ve bol bir ışık içinde oynanıyordu. Üşüncü perde kapandığı zaman salonu hıncahıne dolduran seyirei- nin bir bufan halindeki alkışları arasında perdenin defalarca açılıp kapandığını ve sanatkârların halkı tekrar tekrar selamlamasına rağ- men âalkışların kesilmediğini ve bu içten alkışlar onların da içten gelen seslerin bir lâv halinde yük- seldiğini gördük: Rejisör!.. Rejisör!. Jouvet!... (1) Kuok Türkçeye çevrilmiş, kitap halinde çikmış ve İST. Şehir Tiyatrosnda sahüeye konulmuştur.