Mizah Yazısı lözım/ nisa yansı lâzım. Gavsi e Ozansoy k. Sp verğin ona. bri, Ne yazsam, ne bulsam diye?. lama, buğün, Beyoğlunda, birçok kadın- betta başimüz gördüğüm acnib şekilli, şeytan kü- Mhz gibi şapkalarla şaks etmek geliyor. Lâkin, kofikeyorum; ben bu satırları yazıp matbaaya gönderip de, mecutus çıkana kadar; o şapkalar “giktan tarihe Karışacak ve onların yerine, yazı- sin çıktığı göne uymıyan bambaşka () şekilli <yöni moda» (1) bir şey çıkacak. e Siyyadiş ve, meaklara bakıyorum. Lâkin, bir m Mi şiddetli soğuk ve tipileri düşünün- iş orum, İstanbulda olma- Wi vaya Brsuramda olsaydım iyi # giabilirdi belki. Fakat İstanbul ha- T Bimgenaleyl, onunda her an değişen şapkalarından bir farkı yok kil, Bon günlerde, Beyoğlu caddelerinde &ik sık dİtoüsmi gördüğüm, eski vali Muhiddin Üstün- dhğia Bir ltile yapsam diyorum. TİYE deriz, onu da ötekilerden bir farkı .. Bizim yazı matbaaya gidip de, çıka- ga #adör, oda, bilmem hangi suçdan dolayı, Ghshiekiiede bulunmak üzere İzmite gidecek bi- #pensliyb, gene yalancı çıkan ben'olacağım |. Günlük güzeteleri karıştırıyorum: gözüme #Öğmhuriyeti de Peyami Safanın, namı diğeri : Server Bedigin şehadetnameler hakkında, «kâ- i parçisi» dediği yazısı ilişiyor. Merakla o- Yiların mehstlü hayatın törpüsü olan tah- Ğİ. yeiadetnamesinin hiç bir kıymet olmadığını anlâtmak istiyor? Muhiddin Birgen aldığı .İlhamla, onun mezerinda, 15 senelik gençliğini karcıyan, bin hir mahrumiyet ve sıkıkıntı için- de İsakğitesini bilicen bir şehadetname dabibi e işi, İsha ilk mekteb sıralarında dalgaya bı- SERVRTİFÜNUN No. 2934.—549 Gecenin bittiği saat. Ömrü biten geceden Bir kadın ağliyarak Doğruldu seccadeden. Alnı çürümüş Mi eleden Çocuğunu vermeden Toplandı beyaz yatak Ömrü biten geceden, 1938 - İstanbul CAHİD SAFFED rakan - bence, muvaffak olamıyan - ve gelişi güzel bir memuriyet sahibi olmuş her hangi bir kimse de müsavi ?. Hattâ, - daha garib? - bun- lardan ikincisi, birincisinden daha liyakatli, da- ha olgun!. Çünkü: birisi, diğerinin 15 yıllık dirsek çürüttüğü mekteb sıralarına mukabil, o, «dairesindeki» tozlu, iki buçuk defterin, üç usu- İânü ezberlemiş, xavramış ve meleke kesbet- miştir | İşte, bu da güzel bir mizah mevzu olabilirdi. Ama ve lâkin, korkarım gene.. Çünkü bizim yazı intişar edene kadar; Peyami Sefa ve namı diğeri Server Bedi olan zat muhterem «bu fi- kirlerinin yanlış anlaşıldığını» izah maksadiyle, tam kayt olarak, şahadetnameyi ve tahsilli genç- leri ayuka çıkaracak bir fıkra ortaya atacakdır! Üstadın bu huyu da malâm ve meşhurdur!. İstanbulun, son değişikliklerle ilân edilen «İmar plânı» da aklıma gelmiyor değil. Fakat, ne yazık kio da diğer üçü gibi öyle öyle bir an meselesi ki gene, bizim yazı matba- aya gidip, dizilene ve mecmuada intişar edene kadar kirk kere değişecek ve neticede gene ben yalancı çıkmış olacağım |. Gavsi Ozansoya verdiğim sözü tutamadı- gımdan özür diliyorum. Yalancı çıkmaktan, böylesi daha hayırlı !. Rahmi Karaca