15 Haziran 1939 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 5

15 Haziran 1939 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

52 No. 2234—349 SERVETİFÜNUN İlimde etikefe değil KIYMETE BAKALIM! ARR Tarih için «bir müfehassısa ihtiyacımız» vardır diyenler, kendi cehaletlerini mütehassısların perdesi ile saklamağa çalışanlardır, en büyük aczimiz iş için insan değil, insan için iş aramamızdadır / Yazan: Rıza Çavdarlı — Hayatda herkesin ihtisası nis- betinde bir temennisi vardır, Bir işkembecinin en büyük arzusu, koyunun bol kesilmesi, sarhoşun çok olmasıdır. Sarraf müfligleri bekler. Açık göz ahmakların ç0- ğalmasını ister. Kahveci tenbel ve miskinlere bakar. Bir sporcu da bütün insanların, maymunlar gibi zıplamağa alışmalarını arzu eder. Bütün bunlar arasında bir ta- riheinin temennisi ne olabilir? İlk nazarda basit gibi görünen bu te- menniyi, biraz eşecek olursak, zan edildiği kadar basit ve yapılması kolay bir iş olmadığını görüve- ririz. Bir tarihcinin temennisi tarihi eserlerin alabildiğine çıkması de- ğil, tarihin son buluşlara uygun bir şekle ifrağıdır. Herhangi bir sermayeye veya ikna edebilmek kuvvetine sahib olan bir insan, birbirini takib eden sık sik eserler çıkarabilir. Biz bu nevi eserlerin bir çoklarını görmekteyiz. Bunlar sayılamıyacak kadar çokturlar. Fakat acaba han- gisi, tarihin istediği şekil dahilin- de bir tetkik yapmağa muvaffak olmuş, tam ilmi bir kıyafete sahib olduğu halde meydana çıkabilmiş- tir? Mesele bu noktaya terons etti ği zaman, susmak ve cevab vere- memek Yuecburiyetinde kalırız. Bir misal alalım: İlmi bir sa- ha dahilinde çalışması icab eden bay Müfid Ârif Mensel'in, «Trak- ya kültür tarihi hakkinda» yazıl mış bir eseri mevcuttur. Bu eserin daha beşinel sayfasında, (Trak) la- rın iskân mahalleri tarit edilirken, bunların büyük bir tenevviü gös terdikleri zikredildikten sonra, ây- nen şu cümleler yazılmuktadır: sİlk zamanlarda (mağaralar mesken olarak kullanılmıştır. (Trak- lar) bazan etrafı hendek ve çitler- le tahkim edilmiş göylerde, bazan ise göllerde, kazıklar üzerinde, in- şa ettikleri evlerde oturmuşlardır.» Daha bu cümleyi okuduğumuz zaman, müteaddid fakat doğru me'hazlare müracaat edilmeden ve bilhassa şark tarihini, şimdiye kadar bir türlü ihata edememiş Alman ve Rus menbalarına istinat ile ve diğer anlayışlı menbalara ehemmiyet vermeden yazılmış bir eserin tarihi dalgalar arasında ça baladığına şahid oluveririz. Acaba bu mağaralarda oturan- lar (Trak) lar mıdır? (Trak)lar bu» ralara ne vakit hicret etmişlerdir? Bünu nerelerden anlayabiliriz? Ve hicretlerinde ne gibi bir medeni- yete sahibdiler? Bagünkü tarih, ilmi buluşlarile karşımıza Orta Asyadan yapılmış birçok mubaceret devirleri koy: maktadır. Biz ilk medeni muhace- retin tarihini, Milâddan evvel 20,000 senesine oturtabiliriz. Çün: kü biz Avrupada Ndanderthal iş- mini verdiğimiz insanlar arasına: Milâddan evvel 20,000 senelerinde, bugün Cro Magnon ismini verdi. gimiz, yeni bir halkın geldiğine şahid oluruz. Bu isım, bunlar& &id bakiyenin 1868 tarihinde Dro- dogne vahasında bu isimdeki bir mağarada bulunmasından verilmiş- tir, Ve bu yüzden de «Mağara in- sanları> olarak tesmiye edilmişler- dir. Fakat bugün fen, bunların hayatlarını hiç de fnağarada ge- girmediklerini göstermektedir. Bel- ki bu bakiyeler öldükten sonra burslara koumuştur. Çünkü aksine olarak, oldukça büyük bir mede- niyete sahib insanlar oldukları gö- rülmektedir ki, bunlarda hiç de mağırada oturan insanların hâlle- ri yoktur. Bu halk Orta Asyadan buralara hicret etmiştir. (1) vahşi Neanderthal ırkını kaybettirdikten sonra, bu Orta Asyalılar bugünkü garbi Avruparın babası olmuşlar, ve Avrupalıların tevariş ettikleri lisan ve medeniyetini temellerini atmışlardır. (2) Bu halklar tabiatın unsurlarına, ecdad ruhlarına, hayvanlara taabbud ediyorlar, semayı bir Allah olarak biliyo Jardı. Fil dişinden, kemik- ten, boynuzdan gayet ince aletler vücuda getiriyorlardı. Bilhassa iğ- neleri, toplu iğneleri pek mükem- mel yapıyorlardı. Altamira'yi tezyin eden reşim- ler, «mağara insanları» dediğimiz bu orta Asyelıların'milâddan evvel 16,000 senesinde sanattaki şahane kudretlerini göstermeğe kâfidir. (3) Âlim Andrenwesin müttefikan kabul edilen buluşlarına göre, mi- lâddan 20,000 sene evvel, bugünkü Mogolistan topraklarının ve civa- rının medeni bir ırk ile dolu oldu- Bunu da bilmekteyiz. Bu toprak- lsrıw kuruyarak (Gobi) sahrası ba- line girmesi yüzünden bunlar Si- biryaya ve Çine hicret etmek mecburiyetinde (kalmışlardır. (4) Ve oradan daha garbe gitmişler- dir. Ve bu hicretlerinde Karade- nizin şimal ve cenubundan iki yol takib etmişlerdir ki Avrupaya ge- gen bu yollardan birisine de, Trakya en büyük bir saha vazife- sini ifa etmiştir. Şu halde Trakya- nın «mağara sakinlerini: milâddan (1) Keith; N Y. Telmes, oct, 12 1980. (9) Will Durant; histoire de la civili- satlon, I, 128. (8) op. cit, i, 198. (4) Wil Durant; t Il, 18.

Bu sayıdan diğer sayfalar: