No. 3325—340 yatı Cedide evlâdlarını baştan çıkar. mışdı. Rahmetli Tevfik Fikretle benim mubhalifetime bakmadan giz- lice Edebiyatı Cedide muharrirle- rinden bir haylısını yanına alıp İngiliz sefaretine tebrikler yapms- ga götürmüştü, çünkü o zaman İn- gilizler Cenubi Afrikada isyan eden Boer'leri mağlüb etmişler ve ken- dilerine müstemleke yapmışlardı. Zavallı muharrir arkadaşlarıma, Abdülhamid derhal açıktan doku- namadı. Fakat sonra birer bahane ile onları menfalara gönderdi. Sa- yayım: Hüseyin Siret Hazmansura, şair Safa Sıvasa, Abdullah Taife, Süleyman Nazif Bursaya... 1901 Eylülünde Servetifünunu dahi bir başka bahane ile padişsh kapadı; şimdi üç arkadaş olarak Meclisde bulunduğumuzu yazdığım üzere beni, Velid Özbudağı, Hüseyin Ca- id Yalçını Cinayet mahkemesine vermişdi. Buda hepimize arnavud İsmail Kemalin hediyesiydi, takat kendisine dokunulmamışdı. Çünkü arnavuddu; Padişah arnavudlar- dan yılardı. Hattâ vaktin sadrâza- mı merhum Rifad paşanın oğlu Cavid Beyi bir arnavud köprü üze- rinde öldürmüşdü ve katil irade ile eavuşturulmuşdu. ” — Meşrutiyetten sonra Arnavudla- rın mebusan meolisindeki rojlerini ve oraya soktukları nifakı tarih kaydetmiştir, mamafih, içlerinde doğru adamlar da Pil ama, en- derdi. , 1912 de Balkan harbi koptu; İşkodra, Yanya, Kosova vilâ- yetleri ile Taglıca (OArdavudları Türk camiasından ayrıldı, düşman “ tarafına geçtiler. Ve bu yüzden Balkan bherbini biz çok feng $arzda çabuk kaybettik, Ve o za- inen Arnavudluk yarım kurulda. Büyük harbde Arnavudluk hiç kan dökmedi, evvelâ bir cümhu- riyet kurdu, sonra cümhurreisi , kral oldu, şimdi de .Musolini bura- na tutuldu, Yunaniştana kaçtı. Bunları yazmaktan maksadım Arnavudlara hüsumet değildir, ta- ortaya koymaktır. Dahası var; 1920 milli hareket- lefi başladığı vakit benim Değir- .enderedeki çapacı arnavudlar bis çete kurdular, orada kendile- tini Karamürsel mutasarrıfı ilân aylediler ve Harbi Umumide evlâd- larını şehid veren veren fedakâr ladığı kumaşı UYANIŞ soinolt köşesi Hikâyeler Yazı sanatkârını şöhrete ulaştı- ran, okuruna beyendiren İisanına olan hâkimiyeti, tezgâhında hazır- dokuyuşudur. İşte küçük hikâyecilikte edebiyat tezgâ- hının en güç dokunan kumaşların» dan biridir. Hacminin küçüklüğüne rağmen, iplikleri öyle ince, dokunu- şu o kadar güçtür ki, hakkile usta bir hikâyeci olabilmek bir sanatkâ- rın en ideal gayesidir. Yazı kerva- nında bir çok hikâyecilere rastlı- yoruz. Bunların ekserisi yazı istifci- sidir. Sanatkârıdır. Özlü hikâye mubharriri, zaten bütün bu kalabu- lığın içinden bir (ruh) gibi sıyrılır, ve kümenin üstünde en renkli ışık- larını saçar. Ecnebi edebiyatından burada bahsetmek istiyorum. Bizim hikâye sanatkârları arasında Ömer Sey- feddin, Sadri Ertem, Kenan Hulüsi, Türk köylülerinin bağına belâ ke- sildiler; soydular, katiller yaptılar, işgal kuvvetlerine arka oldular. Milli kuvvetler muzaffer olunca bu çapacı kahramanlar hep arne- vudluğa gittiler. Bu da ufak bir ankdotdur. Şimdi kıssadan hisse... kuyuyu, kendin düşersin !! İtalyanların Arnavudluğu mede- niyet namına gidiyoruz; çapulcu hügümeti adam edeceğiz demesi- ne gelince, buna kulaklarımız t- kalıdır. £ Avrupa emperyalistleri 1878 de Rumelide güya hıristiyan- Isrı müslüman boyunduruğundan kurtarmağa gelmişlerdi ! 191d de küçük milletlere hâkimiyet vermek davasında idiler !! Bugün biz bu Iâflara değil, kendi kuvvetimize güveniriz, başımızdaki tecrübeli büyüklerin uzak görüşünden emi- niz; Avrupayı sarah tehlikeye kâr- şı birinci vazifemiz biz Türklerin elele vermesi ve Yüce Milli Şefin etrafında toplaurmak ve çalışmaktır. Ahmed İhsan TOKGÖZ Kazma Mecmuası Said Faik, VALİ Muteddin, Reşid Nuri, Aka Gündüz, Peride Celfi, Türk lisanının en gözel hikâye nz münelerini veren en kavvei iyi larımızdır. sonra yazıyorum. Ayetlerle, her nedense Nusret Safa Çöğlymee dediği gibi artık, eskisi kadar veli hikâye vermiyorlar. Piyasamızı dö ha fazla, içlerinde güzelleşti de gir makla beraber tetcime seli kaplamış bulunuyor. Feliğik: nınız ki, ben kendi hesabim tadsız bir telif hikâye hiç olmazsa sanat tekniğine 'cevifi veren bir tercünte hikâyöyi olâymiar yı tercih ederim. Ama, bi 4öidik, meleri seçen ve dilimize saldudağ mütercimin zevkine nasi gız, itimad edeceğiz. Ba münakaşa edilecek tür iz Şimdi önümde duran mecmua, bütün küsurlürilin men, bir edebiyat çavrâimiiiik him bir boşluğunu daldörmüği iii lışan bir sembol, (Hikâyeler) & ödül zan muharrirler, okuyudularıNi dığı sevdiği yazıcılar. kuvvetli ümid ve istidatlarındam Faik, Ragıb Şevki, İhsan iddiasız fakat en orijinal ie birer örnek ile evyiyo aha başkalarısı bekliyorut, (Hikâyeler) mecmuşei, eserlere de oldukca yer Amerikan ve tınm uygun mümunelsrindein. kaçını da gene tevkle oküuyorüğü X (Hikâyeler) in diğer de bararetle bekliyoruz, , geyik.