No. 2218—533 Servetifünun, yeni bir hamle için hazırlanırken, en güzide imzaları My 5 larında toplıyacağını, okuyucularına vâdetmişti. İşte bu hafta, bütün ye 0 yucularının ittifakla sevdiğien büyük hikayeci Halikarnas balıkcısının «$ UYANIŞ Jfünum için hazırladığı bir hikdyesini sunuyoruz; , Çingene kızı idi. Kabahat ken- dipde değil, öyle doğmuştu. Hem kuru biberini, kara biberdi.- Göz- leri, saçları, kirpikleri, yartdılışta siyahı ne varsa - gece, kargüâ, zift, keder, matem - hepsinden de siyah- dı. Fakat parlayıcı, göz kamağ- tarıcı bir siyahdı, keder sinyoruna varan seviuçler olur. Onun kara- rışı tapkı böyle idiş ışığa varmışdı. Doğdu doğalı yattığı en yumu- şak yatak, kırk yılda bir eline ge- gip de, yere serdiği samandı. Kon- İor uba vız gelirdi. Paradan iğre- nirdi. Konforun altın zincirlerini, modanın hiç bir işe yaramıyan, kimseye yardımı dokunmıyan gü- zelleştirmiyen istibdadını, esaretin demir prangası kadar ağır bulu- yordu. Hem namuslu, hem hür 0- lamıyacağını biliyordu. . Mahsul verici sahayı başkasının sırtına yükliyerek, elde edilen hür- riyetten de tiksiniyordu. 'Bulursa kuru incir, avara soğan, bulamaz- au hiç bir şey yemezdi; ve hasfa- hk nedir, bilmezdi, Cenublu idi. Deniz kıyısında doğrüuştu. Yokluk içinde de insa- nın ınesud olabileceği bir iklimde gün görmüştü. O seak ellerin gif» kokan şarabına bayılırdı. Oradaki eşekcilerin, sürücülerin ve deveoi- leriu kendisine #ataşıp da alay et- melerive, kendisini alkışlamalarına, bütün dudakla bütün dişlerile can- dan çınlıyan kahkahasile cevab verirdi. Ne katırcılârın ve deveci- leri, ne de kendisinin cepisrinde bir mangırları bile yokken, söz ding! ding! ding! edince, Curada - çünkü adı Curaydı - hop! hopi hop! diye güneş ışığında, yolun ortasın- da, pervane kesilir, bir bel kıvırı- gıda dört kere fır dolar, on kerre finik atardı. Alkışlattıkça oynar, oynadıkça alkışlatırdı. Gebe çıngıraklar gibi çıngırdı- NI KIZI Yazan: Halikarnas Balı , kıyedelile Guta £ yan yıldızlar altında yatarken pi» relerin kıpranış va ışığına, Ayam basur gölgesinde kıvğilip uyuz köpek kâder lâkeyd kâlırdı. Pireler - pirelere göre $adaız, fakat tuşsuz değil - derisinin bir yerin- den ötekine gidip gelişleri, kıpır dayp duruşları, umprunda ol. mazdı. Umurunda olan şey onun kıvrak güzelliğine çevik pervan&- leyişine irrenip de yuğknnanlardı. Ama onların paraları yokmuş. A- canım me çıksrd; dödau? keşki bir milyar bikri olaydı, topunu birden, gövdesini fınl fırsl döndü- rürken saldığı duygular gibi her isteyene savusaydı, Onan İçin ona Okısenlar ona o «veresiyer diye bağırırlar, bâzıları gas kaltak derlerdi. ii kok Bay Alp Arılan Keçer daktile makineleri komisyonölsu olarak Cenub oenadolusündü, gezerken, Curaya orasgelmişdi. Bey Koyer boyamakta olduğu #abloyu, şad kapalı gözlemle ,uta' süzek bir reswgm gibi kit kle bi kıaaraj; Curayı rimelli, rujin ve mantolu tahayyül eyledi, Ba güzüsen ve tahayyülden sidığı netiöeleri pşk beyendi. Parfait! dedi. Koçeti dün- yada en heyecanlandıran manzara, gardrobını ağdığı zaman orada &- ahı. gördüğü yirmi beş tane ceketi, ve” elli tane pamtolonu idi. Her pantolona göre alınacak tavrı, her tavra göre, söğlemecök sösü, ve her söze göre düşünülebek fikri iyi bilirdi. İşte şimdi bunların to göre de bir kadın bulsunştu, Köger. ailem etti kallem etti, Curayı ke rısı olmağs kandırdk Ora şehre getirip spartımahıns kapadı. Yeni - * isi seç için Floryada denle den bahsetti. «Deniz» .ağiğ Orada nelşr de işe rin çeğld tan; deniz and