224 SERVETİFÜNUN No. 2318—533 Bir Şairin Mektubları — 212 inci sayıfanın devamı — İkincisi şu: İspanyada bir ordu, karşı tarafın şehrine girdiği za- man, yatağında hasta yatan esmer alınlı titiz bir Tündülüs çocuğu, bir hayalet gibi yerinde doğrulup karşısına dikilen ilk nefere öyle azgın bir dehşet ve şiddetle dişlerini ve tırnaklarını daldırmış ki eşinin üstünde soluyan yaratıcı hayvan gibi dipçiklendiği, bıçaklandığı halde ayrılmamış... Sonra bir dipçik, iki ölüyü aynı çukura yuvarlamış. İşte biri anne, öteki genc bir çocuk olan iki mukaddes insan sana.. Yazmak mı istiyorsun; birinin şiirini ve ötekisinin hikâyesini yaz!. Tiyatro mu yazacaksın; işte bir trajik - komik mevzu sana: İmredi istifa etmiş. Kanında; kalafata çekilen eski bir gemi gibi yedi yıl tedavisini gerek- tiren bir firengi mikrobumu bulunmuş. Hayır! Bilmem kaçıncı kaçıncı kaçıncı anasının bir Yahudi olduğu- nu meydana çıkarmışlar. Zavallı İmredi, Artık, kendi kanlarından olduğu sabit olan bedbaht dost- ları vazarında, ebediyyen hacil ve bakteriler gibi üret- tiği çocukların gözünde hakir olarak dolaşacak.. Bana mi soruyorsun; gözlerini glabildiğine yumup ellerine iğrenç şekiller vererek kendi kendisinin ırzı- na geçen çirkin ve tek adam gibi kendi kendini dinleyip kendi kendini söylemekten vaz geç! Altında toprağı, üstünde yıldızları ve dört yanında bizi gör ! düşün ki yalnız değilsin! yedi tarafında tıp&ı senin gibi ıztırab çeken kahrolan ve içlenenler var. Şimdilik bu kadar! bir gündelik gazeteden kesip gönderdiğin yazı hakkındaki fikirlerimi gelecek mektubumda yazarım. Onüç Keremoğlu Neden ? Nefes al derin. Yerin toprak kokularını kokla |.. Dönen başın karartsın gözlerini... Yaradan |. Yaratsın da bütün renkli çiçeklerini uğruna senin. Koca göbekli bir şişko, kapıcı.. Neden ?.. Kapatsın bu bahçelerin kapılarını sararan yüzüne.. İki düzüne katmerli ensesini çevirsin de gitsin. neden ?.. Ve sen, demir parmaklıklardan seyrederken bodur çamları... Mehmed Dizman Afamız için İhtiyar genç, kadın herkesde galyan Milyonlarız akıyor yaş yerine kan Küre yıkıldı ondandır bu heyecan Bizi yetim mi bıraktın, Mülli kahraman. Tarih yıkan, tarih yapan en büyük ad Ldzımsa mezarın Türkün kalbine yat Ölmedin, öldüremez seni tabiat Varsın, var olacağın için gene and H. Abatay defasında da gelinin pencereden : — Daha gelmedi! Demesile karşılaştılar; meyus, mahzun geri döndüler. Ve anladı- lar ki, o, artık evde durmuyor... Bir daha da sormadılar, ara- madılar... Kış, kar, yağmur. İhtiyar öğ- retmeni kahveye gelmekten mene- demiyordu. Evin mektebe uzaklı- ğına rağmen bir gün bile geri kal mâamıştı. Evdekiler onu tekaütlüğün şa- nından olan «kahveye devam>a başladı sandılar. Gelin başı din- lendiği için memnun oldu, kayın pederine eskisinden daha çok hür- met ve iltifat gösterdi. Talebeler mektebe toplanır ve- ya dağılırke onları bazan gözleri dola dola seyrediyor, içinde bir türlü sönmiyen meslek aşkını, ço- cuk muhabbetini kısmen olsun tat, min ediyordu. i Kahvede otururken otuzbeş yıl- lık meslek hayatının her günü bi- rer birer göğünün önünde canlanı: yordu. Hasretini çektiği hayatı bugün yaşar gibi oluyordu. Bu mazi ha- yali olmaktan nekadar ozakşa ha- kikate o derece yakındı. Artık çoçukların içinde yaşıya- mıyorsa da onlar ihtiyar öğretme- nin içinde yaşıyorlardı * Enver Naci Gökşen AHMED İHSAN Bammevi Ltd.