16 Şubat 1939 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 18

16 Şubat 1939 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

208 SERVETİFÜNUN Kars Edebiyatı: No. 2917—3932 «Şirazlı Hâfız» dan Parçalar li Şimdiki halde sabah belirir, bulut perde bağladı. Ey nevdikler| sabah şarabı!, sabah şarabr!. Şimdiki halde lâlenin yanağı üzre çiğ dam- ları, ey sevdikler | Şarab!, Şarab |. Gül çimende sümrüt tahlını kurmuştur. Ate. şe mensub olan ldal gibi, Sarabı duy ve anla! ki meyhaneyi aceleyle kapamak, böyle bir mevsimde tuhaf olur. Meyhane kamısımı bağlamışlardır. Açtıver ey kapılar açıcı !! Çeviren: Basri Gocul Dİ Ey sâki! kalbimizi sevgi ışığıyla yalınlandır! Ey matrab! deki dünyanın işi bizim dile- gimizce oldu. Biz Piyalede yâr yanağınınm aksini görmü. şüzdür, Ey gafil; sen şarabımızın tadından haber. sizsin, Bizim çamca salınışlı seroimiz gelir de o kadar naz olurmu? Ey yel! eğer sevgililer gülşenine uğrarsan sevgili katında bizden mutlaka söz açmalı, salık vermelisin ! Eri) Ey sdkil. kalk, sagrağı ver ! taki kendimiz. den geçelim, Günlük gamların başına toprak dök; de canlanan bir hayali arar, ku- — 203 üncü sayıfadan devam — caklamak ister gibi kollarını uzat- gene gittiğim çalıştığım yeri zoru- i#. Göksüne eğilmiş, nefeslerini yüzünde his edecek kadar kendi- sine yaklaşmış olan Gülserenin omuzlarına elleri değince ağırls- şan göz kapaklarını açamadan ye- rinde doğrülmağa çalıştı, hafifçe mirıldandı: — Geldin mi Enis? Birgün ge lip beni bulacağını biliyordum. — Neye geç kaldın! — Cevap versene! Neden beni sevmiyor, okşamıyorsun?, Kuvvetsiz kollarile Gülsereni kucaklamak istiyordu. Fakat kuv- veti yetmedi, kolları gene yana düştü. Gülseren, onun ellerini avuçları içine aldı, saçlarını okşa mağa başladı. — Beni affediyorsun değil mi Enis? Seni unutmıyacağım!. Ehis. Enis!... Dudakları bir hayale güler gibi gerildi, gözleri açıldı. Tavanda bir noktaya takılmış gibi bakıyor, ba“ kiyordu... 25-X11-938 YALNIZ Rubumdaki gecenin meçbul kollarında beni; Gelmiyen ümitlerin, son arsularındanım. Feragatten çakıllı bayat yollarında ben; rim Yapayalnısım, fakat, dostla dolu her yanım. Mes'udum dersem değil, badkahlım oda yelan, Göz yaşıyla yuğrulan gençlikten ne beklenir. Gönül buhurdanının dumanlarını alan, Ben inledikçe güler, soldukça çiçeklenir. Dostum görünenlerde artık uzaklaşsınlar, Kalbimi gölgeleyen hatırilar silinsin. Dışardan bir see varsa; işimde fırtına varl, Kalten kalbe dolaşan rüzgârlar arık dinsin... ma bırakmam. Hem biz böyle şey- ler düşünmeyiz, bunlar bizim aklı- mizın kenarından bile geçmez. Be- ni alacak olan adam ancak benim gibi fıkara işgi olacak. O da ben- den çalışmamı istiyecek. Bibette galışacağım, iki el artık yalnız bir baş için değildir. Onlar çok başlar için çalışıyorlar... (Sultanhamamı) tezgâbtar, Mari: — Bizde çalışmak çok normai bir şeydir. Çalışma mağı biç bir zw man &klımızdan geçirmeyiz. Ama kim iyi güzel birizdivaç tasavvur etmez, istemez. Herkes ister. (Taksim) Kasıyer Saadet Gü- leryüz: — Bana böyle bir evlenmek veklif eden olursa bu yerimi bir başka kıza bırakabilirim. İşte aldığım cevablar bunlardı. Fakat bu kadan bütün çalışan Türk kızlarının tam bir cevabide- ğildir. Umumiyetle Türk kızlarının hayat mücadelesindeki rolleri mu: bakkak bir istikrar içindedir. O İbtiyacı için mesleğini sevdiği için çalışıyor. Emin Ülgener Enver Naci Gökşen Nerimam Hikmet

Bu sayıdan diğer sayfalar: