SERVETİFÜNUN No. 2714—329 EN SE e ni a ZE Dı. ATAR, m Ci Ee LEO an Giz a 3 By an A GS İyi ay 2 ME e ab) Makasla kesilen renkli kâğıt parçalarile yapılmış bu tablo hakikaten bir harikadır, yapan adamın ismi Karl Nagel-Diek dir. san'at göstermektedir. “e a Bi yi pek gi > rm Şe tablosu sadelik ve gep pap y — 152 inci sayıfadan devam — Cazın ölümü! zaman ve ber vakit müziği an- lamıyan adamlar bulunmuştur. Bunların içinde büyük kiymette kadın ve erkeklerde vardır. Müziği taktir eylemek, tabiatın herkese lütfeyliy&emiyeceği 2a- rii bir nimettir. Büyük ressam. ları, büyük muharrirleri tam bir vukuf ile anlıyan, hisseden bir adam büyük müziği hisse- demiyebilir... Bunun aksi de vardır. Esa- sen bir çok adamlar müzikte artistik bir tesir altında bulun- maktan ziyade eğlenceyi, vakit geçirmeyi ararlar. Onlar için klâsik bir parçayı yahud cazı dinlemek hep birdir. Fakat işten anlıyanlar için hakiki cazın müvaceheeinde hiç bir veçhile mevkiini kaybetmez. Caz tehlikeli değildir. Her cins zevk tabiatın vergisidir. Zevk meselesi münakaşa edi- İemez... Ağır müziğin mevkiini kay» bedeceğini, cazın müvacehesin- de terki mevki edceğini sanan- lar muhakkak ki aldanıyorlar. Fotograf icad edildi. Fakat res- samlık ortadan kalkmadı! Gal- vanoplasti icad edildi. Fakat heykeltraşlık ortadan kalkmadı! Gramofan ve radyo da ciddi ve teblikeli rakib değildirler. On sene, yirmi sene sonra belki bu iki icad daha tekemmül et- tirilir ve insan sesinden ayırd edilemez... Fakat şimdilik her ikisi arasında ehemmiyetli bir fark mevcuddur. Ne de olsa doğrudan doğruya işitilen mü- zik ve şanlar ile radyo ve gra- mofonda işitilenler her halde fark vardır. Bu iki icadın müziğe büyük faydaları dokunmuştur. Çünki bunlar sayesinde müzik sahası- nı genişletmiştir. Beşeriyetin istikbali müzi- gin inkişafına her halde müsa- iddir. Teknik medeniyetten korkmam. 'Terakinin her vec- hesi olabilir. Fakat müzik be- şeriyetin en büyük ve kiymetli hazinesi olarak kalacaktır.