© - No, 271$—528 Fakat.. fakat... oldu. Ö mahut söz atme hâdisesinden üç gün son-- raydı. Nuran Aliyeye gelmişti. Çok telâşlı ve kederliydi : — Ne var, ne oldu? dedim. — Sorma başıma geleni, dedi. — Hayırola.. — Kızma ama... Bütün tasavvurlarım altüst — Demin elimi, yüzümü yıkarken yüzüğü- mü musluk başındaki sabunluğa koymuştum. Hiç haberim olmadan, yavaşça arkama kadar gelen ağabeymin çocuğu musluğun altındaki tahtayı tutup sarsınca zavallı yüzüğüm yerinden kaymış, borunun içine yuvarlanıp gitmiş. Yü- züm, gözün sabunlu olduğu için halkamın kay- dığını göremedim. Ancak yuvarlatnrken çikar- dığı sesten anladım. Gözlerimi açtım, ellerimle tutmağa çalıştım. Heyhati.. Boruları söktük. Ne yazık, ne yazık ki, bulamadık. Derhal'bir yenisini yaptırtacağım: Beni affet emi sevgilim? İnan bana, hakikati aynen anlattığım inen | Sessiz, medasiz onu dinledim. Sözlerini bi- tirdiği sainan içimden: <Kümbilir?> dedim ve anlattığının doğruluğuna inanamadım. Kasden yüzüğümü yok ettiğine veya saklayıp da böyle söylediğine emindim. Beni atlatmak için aradığı çareyi bulmuştu. # Artık her şey bitmişti... Gezmeğe giderken işittiklerim, müstehzi ta. vyırları, yüzüğümü yok edişi; bütün emellerimi, arzularımı, hayatımı verdiğim bir insandan der- hal uzaklaşmamı emtediyordu. Hele yüzük me- sglesine okadar üzüldüm ki... Gözlerimi hiddet bürüdü. Halâ parmağımda taşıdığım halkayı ben de çıkardım. Yüzük o anda boynuna geçirilmiş bit tasma gibi göründü. Kızdım, kızdıkça kızdım. : Yerimden fırladım, elimdeki helkayı pencere den fırlattım, attım. Nuran beni adım adım takib ediyormuş, © anda arkamdaymış. Halkasının akibetini görür görmez pes bir haykırış kopardı: — Aaaaah |. Yazık Macid, günaha girdin!.. Bana inanmadın |. Onun mahzunlaştığını, gözlerinin yaşla dol- duğunu ilk defa görüyordum. Yanındâin uzaklaşırken hıçkırık seslerini du- yYuyordum. Orada bir gün dahs kalmadan İstanbula döndüm. | UYANIŞ, » yolada yatana dikdikçe. içi sınlıyopduğ 4 Ondan ayrılahı tam sekiz ay oldu. güne kadâr Avrupaya hareket ediyorukuğ | Boğagma kanan hıçkırıkları lar Gğ tiyormuş gibi birkeç defa yutkundu? — Eeki, fakât çok derin bir yartmitdeğiliğ Haydi, kalk, gidelim buradan.. Bugün kenüh mi unutmak istiyorum. İstanbulun bu güzel akşamında iki arkadağ kolkola dalgin ve meymu gazinodan gıllalar.... a A İKİNCİ KISIM Bir Şubat akçamıydı, soğuk rüşgid keli müş gibi esiyor, ihsamu yüsünü tirdidlı yide, Ortalık -enikont: kararmış, bü hasimır4 #siiğiii şamı tatsız, neşssiz bir takibe başlamışck, iğ durmuştu. Rüzgâr yerdeti aldığı inka apartımanların üâşt kat pencerelerint kedi vuruyordu. Genç kadın pencerenin arkasında — bakışlarla bir sokağa, bir karyolusinn yübil kıdına bekiyordu. Tramvayler. rüsğise gererek ilerlemeğe çalışıyor, esddenin elekrik şıkları altında yolcular birer silüet haliiliğinmp esrerile telâşlı telâşlı yürüyeridedi, eme iyii pılı, çok siyii, sasarnış bir çelre: Siya meçhul kadın nekadar da MN sokağa çevitdiği şaman osiia çetpınğa” başlıyan kürlaıs kelbine dak yor, doktorun gelmesini dört gözle, Halli gözlerle bekliyordu. Kendi suçu oldi N içinde bulunduğu ofomobilin yeğkığı, hir ozu yolcu kadını kendi elile ypoşlanlip  üzüyor, kıvıandırıyorda. Karyolediki kıpındandı, ayahtaki ayrıldı, yanına koştu. Hasta, pinleçini du, gerindi, yere bip müddet bakti, ol Derin bir acintn yüzüne lek sirinler | mağa çalışarak büsbütün doğruldu :, — Buzası benim eyim değil!,. Dedi, Gözlerini odadaki eşyalağ gezdirdi. Küpik shajorlara, e dorobe, tuvşlat masşatna ve na, ceviz karyolaya Ta vir bakındı. Karyolanın başucunda a m söz möylemeğe eçsaret hatli bir çocuk sessizli Sönük bir genle muçıldandı 9 ii dar Main Ky Ri