No. 2913—5372$ 10 Nesrine masum bir yalan söyledi. — Nesrin senden 20 gün mü- sande isteyorum. Değirmendereye dayıma gidip biraz hava alayım, Sen de bu müddet zarfında biraz anyenin yanına git. Gez eğlen.. olmaz mı! Hastahaneden gözleri açılmış olarak dönmek ve karı- gını çıldırtan bir hayret ve sevinç çığlığı içinde kucaklamak istiyordu. u ne kadar güzel bir sürpriz olacaktı. 11 — Seni seviyorum, kendimi er- kekliğimi bildiğim bileli sana âşı: kım. Yalvarırım sana, beni reddet- me. Kör bir adamla zehirleme ha- yatını. Eğer ondan tamemen ay» rlmas#n bile bevimle yaşamayı kabul et. Onun cehenneminden ara sıra benim kollarımın arasındaki cennete koş. Haydar ve Nesrin! Râloya gideceklerdi beraber, Haydar'ın bu dostça teklifini red- dedememişti. Haydar, akrabasına samimi bir arkadaşlık teklif etmiş- ti. Götürmek için evine uğradığı zamun da yıllardanberi sevdiği ka- dının yalnızlığından istifade etmek ve ona açılmak istemişti. Gözlerinden bağı akşam geç va- kit çıkardılar. Önündeki simsiyah âlem birdenbire yıldızlandı. Göz- lerinde garib şekiller uçuştu. Soura yavaş yavaş siyahlık kaybolmıys başladı. Haykırdı; — Görüyorum! — Çıkabilirsiniz! Sokaklarda deli gibi koşuyordu. Oh insanlar, sokaklar, eşya, her şey, her görünen şey ne güzeldi. Oto- mobile binmeyi akıl etmemişti. Bi- raz yürümek, etrafı görmek, gör- mek görmek istiyordu. Kapıyı anahtarile açmıştı. Hiz- metçi onu karşısında görünce afal- ladı. Fakat onun, sürprizi hisset tirmemesi lâzımdı. Kör vaziyetini takındı. — Evet kızım, Değirmendere- den avdet ettim. Fırtına vardı, va- pur geç kaldı. Hanım nerede? — Misafir odasında! Ağır ağır misafir odasına yünü dü, Kapıyı aştığı zaman karısı Haydar'la dudak dudağa idi. Ellerile etrafı araştırıyordu. Tek- rar kör rolüne çıkmıştı. UYANIŞ 139 İki Mısra Bir ölüm duyabildi bu yoldan geçtiğimi, Yanmıyorum hayatı böyle tanıdığıma, Bir mezarın başında ağlayan anne gibi, Yap yalnız dönüyorum dünkü yalnızlığıma.. AK ogün üşenmesin hatırlarsa birisi, Bari benden şu kalsın küçük bir taş üstünde; » Aşina meyhaneyi seven bir sarhoş gibi, Sanatı yana yana sevdi bütün ömrünce, - Tahayyü Ötüşünü özlediğim kuş, Gölgesinde uyuduğum çam Ve dşınasin unutmuş, Yıllardır içtinde renklenen akşam. Işıklarla yanan bir çehre; Gözlerindeki hüzün nerde? - Şair, örtülü bak pencere. - Geceler içinde gündüzün nerde ?. Yollar uzak, ecel pek yakın, Ufuktan gelmiyeni unut. - Hayfa, imkdinsız deme- sakın. Dinmiyen hioranı göğsünde uyut. Ne yarından ümüt, dünden iz, Ne bakışları saran korku, Bu ömrün biricik haygusu: Esrarlı âleme uzanan dehliz... İbsan Boran Fethi Aktuğ — Neredesin Nesrin! Birbirine sıkı alkıya sarılmış o- lan iki vücut korku ile yekdiğeri- ni bıraktı. Kadın Haydar'a, oda- nın diğer köşesini gösterdi. — Buradayım Bedi. Nereden çıktın böyle? — Yardım et oturayım! Kadın onu kucaklamak istedi: —- Titriyorsun Bedi! : — Sana kşvuşmanın heyecanı yavrum. Kadın bir kocaşına bir de sev- gilisine bakıyordu. Çıkmasını işa- ret etti. Erkek ayaklarının ucuna basa basa odadan çıkarken ellerile birbirlerine birer ökügük gönder- diler. Bedi, yüzünde acı bir tebessüm onlara bakıyordu. — Devamı gelecek sayıda —