SERVETİFÜNUN No, 2210—935 Yolumuza Düşen Çeşmeler a süslenen eski çeşmeler gün geçtikce kuruyup kararıyor !., “ “. $ sayinek bilse ileriye doğru yürü- günü, camle bitişik bir çeşme gö- dır. Son satırlardan pkuyabildiğim şanidr ; ” Mila İbrahim Paşe rüku için enli şb biraz dala geyret edine, tarih olara düşizüldüğünü zoneetiiğim ga iki sapırıda çıkarabfiişorum :. Hilmiye oliyler dukan molan iârikiki İzti İlmakin Paşa ruhuma aylayin dus çeşme çıkar. Sarı tas, ufak siyah zepcirile halâ asılı durur. Çeşme, iplik kadar nkarsa da gene epice işe yarar, Çarşılılar buna Mahinnd Püşl geşmöşi diyorlar. Tarihi: Belihi gördü ça inmamını tarih Yaptı kah yalına bu çeşmeyi Mahmud Paşa mısrağlarile düşürmüşlerdir. Çocuklüğumda Beylerbeyine sık mik giderdim, Bu seyahatler son- raları da devam eği. Okumsğa hevşa aardığım samanlarda bir gün Beylerbeyi sarayının arkasına dü- şev tünel içinde bir çeşmeden ka- as kana, sn içmiş, diplenmiştim. İşte *o zaman bu çeşme tiinelin karanlığı içinde kaybolmuş gibi dyrurdu. Ratabet, siyah pash dı- varlarından akar, köşelerinde iri esin örümcek ağinn sarkardı. O zamanlar, eniştemin yardımile okuyebildiğim bu geşmenin yazı- ları şunlardı: Padişah Pürhima Sultan Muhmud olkisel Yopl sibe çişmei dalcsier İaçseif rezan Menbes ferdasi alâdir misli zy aney Koşhar taribi muraridiz kokerden öilmiya 4 Gadel diy heyeti kli Mekemd Fiona severin İM Bü barikulâde bişzevkle ya- Yazan : REBİA ŞAKİR zılmış yaşının altında dö ayni gü- gellikte «Bifbkir Yesari zade İs- zet» imzası var. Acsba bu Yesari zade İzzet, bizirn romancı Mah- mud Yeşarinin büyük dedesi midir. Benim daha 14 yaşımda küçük bir karalama defterine yazdığım bun hâtiraler el'an duruyor. Bu kâ- gıtları karışdırırken, gene birkaç mwrağlık bir yazıya tesadüf ettim. Düşüne düşüne nihayet bunu bul- dum : , Beylerbeyi sarayıcın arka tara- fındaki tünele düşen bu çeşmeyi geçtikten, dışarı çıktıktan &otrs, ikipol bir çeşmeye daha rast gel- miştim. Bu çeşme nedense güzü- me daba güsel görünmüştü. Şim- di bile hatırlıyorum, sararmış muş- lağu bozuktu ve içim gibi bir su durmadan akıyordu. Taşıtın zingi- rini kopürmişler, yerine ıslak, şig- kin bir sicim asmışlardı. Mermer kurgünunun üstünde kıvrak, nefis bir şazı ile şunlar yazılıydı: . Han Mahmud eyledi icra bu ini hevseri Bozdoğan kemeri yakınlarında da bir çeşme hatırlarım ki, çocuk- luğumda bu çeşmenin önünde şn- terili çocuklar, gelib geçince tan tas su uzanarak, dilenişlerdi. Gö- çenlerde yolum düştü, oradan düş sucak şu sstarlar okunabiliyor; Hatıf kudsl dedi torihi Mel safi çeşmel abı heyat Çeşmeler de bizden geri kalanlar gibi gün geçtikçe gömülüyor ve