18 SERVETİFÜNUN H A b. A No. 2206-5321 Y A Z I 5 l Manevi sağlamlık - Ahlâk resaneti - Hilei Şer'iyesiz iş Yazımın başına sıraladığım kelimeleri bugün İs- tanbuldan gelen «Akşam» gazetesindeki Vâ-Nü arknda- şımızın «Başlıca temennilerimiz» makalesinden aldım. Bu makaleyi yazan kıymetli Vâ-Nü'nun sevgiyle elini sıkıyorum. Yazılin makaleyi neşreylediklerinden do- layi Akşam gazetesi sahibleri arkadaşlarıma da sev- gflerimi sunuyorum. Çok vakit var ki, gazete sütun- iarında bir yazıyı okuyup bitirince bu kadar yürek- ten keyif duymamıştım. Bilmem okuyucularım Akşamdaki Başlıca temen- nilerimiz makalesini gördüler mi ! Hattâ kendi kendime soruyorum: belki görmüşlerdir, acaba makaleyi sonuna kadar okudular mı? diye Çünkü VAlâ Nurettinin makalesini sonuna kadar okumadan ve hilhasea son fıkraları üzerinde durmadan O yazının ruhundan zevk almak kabil değildir. Makalenin baş tarafı belediyelerimize aittir. İstanbul belediyesindeki herkesin görüp bildiği gevşekliği, İstanbulun metrük ve şehre benzemez olduğunu söylemekle tarif ediyor. Sonra kıymetli muharrir, fırıncı, tezgâhdar ve saire gibi işçilerin de memurlar gibi niçin ihtiyarlıkları temin olunmasın diye hayıflandıktan sonra muhtelif meslekler erbabının da teşkilâtlandırılmasını, felâket- lere, ihtiyarlığa ve aile sefaletlerine karşı hayati lüzumu ileri sürüyor ki, bu da çok yerinde bir temennidir. Fakat Vâ-Nü'nun makslesindeki çok ciddi satırlar ssıl bunlardan sonra geliyor. O satırları ehemmiye- tinden dolayı aynen aşağıya alıyorum: Şiddetle ihtiyaç duyulan diğer bir cihet de, bir ma- nevi sağlamlık, bir ahlâk resaneti mimarlığına gi- rişmektir. Camiamız böyle bir belkemiğine ne kadar lüzum duyuyor. Garblı bir medeniyetin mensubu sıfa- tile, sile mülessoseşinden, ferdi seoiyeye kadar, - türlü türlü kuvvetlendirilecek sahalarımız var. Bakkaldan hi- lesiz yağ tstediğimiz gibi, hattâ hilei şer'iyesiz iş ar- zu ediyoruz. Bunun samimi, imltisale Idyık yüksek misallerin gitgide çoğalmasıdır. Mürakib olarak ta - içinde matbu- atta bulunan - kontrol mekanizmasına ehemmiyet ver- melidir. Neticesi tahakkuk etmemiş şüpheler üzerindeki ikazlar bile, şu veya bu otoriteyi saremak değil, ona yardımda bulunmak sayılmalıdır. Bunu yapabilen, - yapmakla beraber, işi Wubaliliğe vurmayan - bir mat- buat, umduğumuz ahlâk kalkınmasında öclli başlı âmil olacaktır. (97 (9) Vâ.Nü, 45 Sonteşrin (Akşam) Ankara 26 Santeşrin 1938 Çok kiymetli muharririn yazdığı satırlardaki ehemmiyetli meseleleri daha göze çarpar kalın harf- lerle dizdirdim. Manevi sağlamlık ne güzel bir te- birdir. Daha modern kelime ile moral ve karakter resaneti diyeceğim. Manevi sağlamlığın ve ahlâkın geniş bir mubâ- Iğtaızlıkla çok düşmüş ve düşmekte bulunmuş oldu- gunu inkâr etmek kabil midir? Bu düşüklük ailevi ve ferdi seciyeye kadar girmiştir ve buradan başka kuvvetlendirilecek türlü türlü sahalar hâsıl olmuş- tur demek, en ibret verecek bir hakikati ortaya at- mak değildir de nedir? Hele hilei şer'iyesiz iş istiyoruz tâbirini çok yük- sek ve çok ince buldum. Varol Vâ-nü! Evet gözüm, dünyanın her tarahnda ber medeni memlekette iş görmekte veya iş gördürmekte yeni kaba tâbirle katakulli dediğimiz hilei çer'iyeler yapılır. Her yer- de hırsız, mürtekib, israfcı, sutiştimalei vardır. Keza- lik ahlâksız, iffetsiz aileler ve fertler görülür. Fakat işin tehlikesi irtikâbın ve millet parasında israfın ve bilhassa namussuzluğun ve hırsızlığın bir marifet ve bir hüner olarak telâkki olunmasına alışmaktır. İşte benim en çok korktuğum nokta buradadır. Ve bu felâketin önüne geçmek için kontrol mekâanizma- sını kuvvetlendirmek lâzımdır. Vâ-Nü makalesinin başında: «Yürüyen, devam eden bir rejim içinde yeni bir devrin eşiğinde bulunuyoruz» diyor. Ben satırlarımı bitirmeden şu sözleri ilâve eyliyeceğim : Mukaddes rejimimizin yeni devrinde ahlâksızlık- larla, israfların “marifet,, gibi telâkkisi cihetine gidil- mesine meydan verilmiyecektir. Benim kanaatim böyiedir. Sevgili arkadaşım, kaleminizden çıkan acı hâki- katleri çok iftiharla okuduğumu bir daha tekrarlar ve size derin sevgilerimi sunanm. Ahmed İhsan TOKGÖZ BİR DÜZELTME Geçen nüskamızda Halid Fahri Ozansoyun (Uyu- yor) sernameli şiiri, dörder mısradan mürekkep üç kıta halinde dizilerek iken altışar msrahk iki kıta halinde dizilmiştir. Okuyuoularımızdan iashihini rioa ile özür dileriz.