zaman o istidadın yetişemiyeceğini anlarız. Çünkü, onun başı dumura uğramış demektir. Yeni nesilde iddia olduğuma hiç zannetmiyorum. Elime isimlerini burada zikretmek istemediğimi bir çok gençlerin şiir kitabları geçti. İçlerinde hakikaten iyi bir şâir is tidadile birlikde teşekkül etmekte elen sağlam ve kültürlü bir kafa- Bın ifadelerini buldum, Bezıları ise bir istidat hamlesi göstermiş olme- larına rağmen, kafalarını çalıştır- madıkları için tereddiye mahküm olacaklarını birbirini takib eden yazılarından anladım. Genç .neslin büyük bir batası var. Lâubalilik.,, Edebiyat yapmak için bir mec- muada toplanıyorlar... Fakat, sonra iş ahbablığa dökülüyor. Ve, rast- gele, kimi bir yazı verirse meocmu- ada yer alabiliyor. Bu gibi meç- mualarda tefrika edilen romanlar- dan birkaç kere pasajlar okudum, Gençler hesabına ben utandım... Rdebiyab diye ve «izin meg linizin edebiyatı diye nasıl oluyor da bukadar kötü şeyleri neşredi- yorgunuz, içinizde çok daha iyi ye- zanlar varken hatır için hezeyan koyuyorsunuz... Bdebiyat başka şey ahbablık, hatr, gönül başka gey- dir. Her neslin içinde kendisini yar zı yazacak zanneden ve mubetrir- liğe şsirliğe . heves eden gençler bulunmuştur. Fakat bunları hiçbir nesil sizin yaptığınız gibi hemen içine kabul etmemiştir. Siz hem istidatirarı değil, lâf olsun diye yazı yazanları - ve eminim siz de onla rın öyle yazdıkiarnın farkındasınız » bizim edebi nesildendir diye ken- dinizden #ayıyorsunuz, sonra da «neden iddiamız yok ?..> diye, telâ- şe düşüyorsunuz 9. Telâşa hiç hacet yok, gizin nes- linizin de büyük şairleri, büyük edebiyatçıları yetişecektir. İddia- ları olacak ortaya yepyeni dâvalar atacaktır. Falıi her nesil olduğu gibi Ri- zin neşlinizde zamanın eleğinden geçecektir. Kıymetler eleğin üstün- de kalacak, kiymetaizler, heveskâr- lar tozlara karışıp ksybolacaktır. Preveze zaferinin 400 üncü yıldönümü münasebetiyle, kah- raman İ ürk denizcisinin me- zarı başında yapılan ihtifalde, yüzlerce münevver, genç ve denizci hazır bulundu. Heye canlı nutuklar söylendi, ihtifal asil bir hava içerisinde, niha- yete erdi. Ram iş Preveze deniz mrmharebesi- nin 400 üncü yıldönümü müna- sebetiyle, deniz kahramanı Bar- borusun mezarı önünde yapılan ihtifal, büyük Türk deniscisi- nin şerefiyle mütenasib olarak, icra edildi. İhtifale Beşikteşta o Barba- ro#'un türbesi önünde İstiklâl marşının çalınmasiyie başlan- mıştır. İstiklâl marşı dişlendikten sonra türbeye çelenkler konmuş, Vali ve Belediye Reisi Mu- hiddin Üstündağ ve muharrir Abidin Dâver tarafından, Türk kahramanının ölçüsüş kiymetini tebarüz ettiren, nutuklar söy- letimiştir. Vali Üstündağ usun ve he- yecanlı nutkunu şu söelerle, bi- tirmişdir : « Yurddaşlar; bu mezarda dört asır evvel anlattığım vak- ada kahramanca dövüşen mu- zaffer 'Türk Amiralı yatıyor, biz bugün onun aziz ruhunu anmak için toplandık, Şu gö- rünen toprak yığını içerisinde cesed değil, belki birkaç kemik parçası bulamıyacağız. Bu ilâhi mabedin bekçisi olan aziz yer- den hitab ediyorum: Ey ye kahraman denizci; sana Jâyuk torun olmağa çalışıyorug>. Nutuklar mdteğiit me iştirak eğen sesli çıkarak peker) kşt'ağ dan eolimlağniış, İleğiki pür iskelenila # ai fhadan — Di lardır. Vali ve â ; midiyeye geçtikten sonrg sezi resmi başlamıştır. Türbe Üs Hamidiyenin arasından Yeçen her gemi, üç selâm düdüğü! bayrak selâmı ile Barbara lâmlamışlar, merasim bitinmiğie kadar havada bulunün telde ler denize çelenk ve çiğ mışlardır. Gecede her taraf etiği tenvir elikmğe, redyoği Beşi ros hakkında konferanslağt; rilmiştir.