3 İİ No. 2185 —500 Türk gazetecileri adına UYANIŞ Nizameddin Nazifin Şükrü Kayaya" hitabesi Meslekdaşımız Şükrü Kaya, sa- yın genel sekreter, sayın iç bakan, bayanlar, meslekdaşlar ! Türk gazetecisi, neş'eli bir top- lantasının şeref mevkiini, ilk defa olarak bugün, bir devlet adamına bahşetmekte değildir. Bununla be- raber, içtimai bünyemizdeki bütün iyi temayüller gibi en güzel Türk ananesi olan mişefirperverliğin de bekçisi ve mümessili olan gazete-, ciliğimizin şu anda beraberinde bulunduğu şahsiyeti, pek mümtaz bir tarzda onurladığını da söyle- mek lâzımdır. Şükrü Kaya! Size diyebilirdim ki, bu toplantı bir minneti de ifa- de etmektedir. Eğer çok iyi bildi- giniz meşleğimiz böyle bir duygu- yu esasından reddeder olmasaydı, ve biz müntesiblerinin, kendilerini kolay kolay fani addedebildikleri başka mesleklerden birinden olay- dık... Fikir hürriyetinin, tenkit hak- kının mümessili ve efkârı umumi- ye icad, tenvir ve mürakabesinin nâzımı olan gazeteci için şahsında bir de hâkim yaşatmak, bu hâkimi daima lekesiz bir halde bulundur- mak bir zaruret değil midir? Hâ- kimi, sevgi ve hayranlığını, zaman zaman minnei derecesine yükâelt- mek hakkından mahrum eden te- lekkimizde bizi haklı görünüz. Siz, partinin ve hükümetin müşterek arzusunu temsil ederek, kendileri- ne inananlarımızı bu inançlarında haklı gösteren ve kendilerine ina- namaz bir hal alanlarımızı tekrar kendilerine inanmağu teşvik eden oldunuz. Bu demektir ki, gazeteci- liğimize yeni bir hız veren ve meş leğimize mevut yeni ve mesut in- kişaf devresini müjdeliyen oldunuz. Arkadaşlarım namına, şahsınızda bu hüviyeti şelâmlamak isterim. Cümhuriyetin en son el uzattığı meslek gazetecilik oldu. Biz, «bu neden böyle oldu?» demiyoruz... «Elbette böyle olacaktır diyoruz. Zira bu mesleğin şiarı sieragat! daima İeragat!» ve arması «her zaman diğergâm olmak» değil mi- Sayın Şükrü Kaya, Telemak da Üliş'in oğluna nasihat veren Mentor'un şahsında ilâh Minerv'un ko- nuştuğunu bilirsiniz, Tele- mak ebedidir. Her devirde Ülisler ve oğulları olacaktır. Yalnız şunu unutmamalıdır : muasır Ülislerin oğullarına fısıldıyan Mentorların içinde ilâh Minerv değli, sadece «llâh gazetecin konuşmak- tadır. dir? Biz her an son istim kuvve- tile çalışmağa, azami randmana ve binbir külfetle elde ettiğimiz bu randmanı açık yürekle ve en büyük cömertlikle dağıtmağa, yay- mağa, bahşetmeğe alıştırılmışızdır. Bu mesleğin kendisine mahsus ne harikulâde ulvi ve asil bir ahlâkı olduğu size meçhul değildir. Ga- zeteciliğe umumun menfaatini ve daima ınilli olan menfaati korumak ve elde etmek zevki ve şerefi için intisab edilir, para kazanmak için değil. Bunun için değil midir ki, bu mesleğe giten askerliğin mu- kaddes ünilormasını giymiş gibi bir şeref duyar ve gene bunun için değil midir ki,, bizzat siz ve dünyanın her tarafında birçok büyük devlet adamları, zaman zaman, bu meslekde geçen yıl- larınızı bhatırlamakla zevk ve... belki de, gurur duymaktasınız. Dünyanın ne tarafına baksak dev- let adamı hüviyetinde daima gaze- teciyi bulmak mümkündür. Üçüncü Fransız cümhuriyeti Piyerden bu- güne kadar bize birçok «gazeteci - devlet adamı» nümunesi vermiştir. Frossörd, Blüm, Fabri... İngiltere- de Loid Core, Corçil, Yuğgoslav- yada Başvekil Stoyadınoviç... İtal- yada Mussolini, Sovyetlerin bânisi Lenin... Dest Yunan Başvekili Ge- neral (OMetaksanın ve selefleri Kondilisle Venizedlosun ve daha birçoklarının Oomeşleğimizde tali» lerini denemiş oldukları malümdur. Bunun için hususi bir mecliste big) » söylediğiniz ve sonra Büyük Milad: Meclisi kürsüsünde tekrarladığıtız gibi, dünyanın her tarafında dey- let adamının daima bu mesleğe intisab ile öğünmekde hakkı vardır. Rüştü Arasın İzmirde İttihad gaze tesinde başlıyan gazeteciliği, günün birinde, Kemalizmin şahsında ya rattığı diplomata çok faydalı ol: muştur. Montrö konferansının me» saisine iştirak etmiş olan Türk g& zetecileri onun, dünya efkârı umu» miyesinin bütün dalgalarışlammı neile takib ettiğini ve günde mtip telif dillerden altmış gazeteyi Dü 8ıl okuduğunu pek iyi bilirler. Bir» kaç saat içinde altmış gazeteyi o kuyabilmek mucizesini bir diplo- mat ancak gazetecilik etmişse ba şarabilir. Meclis kürsüsündeki nutkunue- da Büyük Şef Atatürk'ün gazete- cilik mesleğine şeref vermiş oldu- ğundan bahsettiniz. Bu bana 17 yıl evveli düşünmek fırsatını verdi, Gazeteciliğimizin bir hayli eski mensubu sıfatile söyliyebilirim ki, punto büyüklüğünün, sayıfa Ye sütun teşrifatının inceliği etrafın- da ilk fikri ben, sanatımıza Çeld- den mümtaz bir istidat gösteren Şefin, orahmetli (o meslekdâaşımız Mahmud Siird ovastaşile tebliğ ettiğim muhtelif direktifleşinden almışımdır. Eaasen Şefin nutkt gezeteciliğin en mütekâmil süs munelerinden birl değil midipf Hâdiseleri nakil, münakaşa, İlzam, vesikalara dayanarak izah ve tsh- lil için Polemik ve Prevuvayanı için bundan güzel nümune bulü- nabilir mi f Sayın Şükrü Kaya, Telemak'da Ülis'in oğluna nasihat veren Mentor'un şahsında ilâh Mi- nerv'ün konuştuğunu bilireiniz. Tö lemak ebedidir, Her devirde Ülir ler ve oğulları olacaktın Yalım şunu unutmamalıdır; ganasır Öle: lerin oğullarına fısıldışığı Memfdğe ların içinde ilâh Miner dece «ilâh gazetecis kol tadır. »