No. 2183—49$ UYANIŞ Akşam güneşi kumra! bir kızın solgun yüzünde ve parlak saçların- da dalgalanarak ezeli bir renk alıyordu. Genç kız batan güneşe dalgın gözlerle bakıyor. Yanan âudakları kıpırdayor ve açılan du- daklar arasından: i — Orhan, diye bir fısıltı çıkı- yor, uzun kirpiklerinin çerçivele- diği gözleri namütenahi uzansn sonsuz enginin güzelliğine dalmış düşünüyordu. Hayatının en güzel senelerini çok zengin bir tüccarın yaşıhşne odasında geçirmiş, güzel ellerini bir manolya kadar hassas parmaklarını daktilo makinesine esir etmişti. Leman yaşayışının bu uzun ve yeknasak cilveşini kabul emiş hayatının yolunda sessiz yü- rüyordu. Keğke, bu sessiz yolda hayatını tüketeeydide.. koskoca öm- rünü bir çift siyah gözün aldatan cazibesine takıp yok etmeseydi, Genç kız Kumral saçları bir yığın halinde şezlongun arkasına dökü)- müş, gözleri açık ve dalgın, bal- konunu kucaklayan güzel mauzs; rayı, ve pembe rengini kaybeden ufukların kararmasını seyrediyor.. Aşağıda Müberra 18 yaşının taşkınlığı ile güzel ve şub bir tan- go söylüyordu. Müberranın güzel tangoşu.. Lemanı iki sene evvelki mazişine davet ediyordu. Bugün niçin (OOnu hatırlıyor. onun muhteris nazarlarını görür gibi oluyordu, Müberra ablasının oda- ama yavaş yavaş girdi; etrafına bakındı, Leman yoktu. İyice tetkik etti akşamın lacivert karanlığına bürünmeye başlayan bu genç kız odasında melankolik bir hava esi- yordu. Bolkonda kumral bir başın kıpırdadığını görür gibi oldu. Gene yavaş adımlarla balkons yaklaştı, ablası onu görmüyurdu. Müberra bu dalgın gözleri ellerile kapadı. — Yapma Müberra ne güzel söylüyordun. OGene yaramazlık. Hırçın kız ablasının yasemin kadar beyaz ve güzel yüzünde çok kok- iatmaktan veya ihmal edilmekten solan çiçekler gibi sararan dudak- larına baktı, Şaşırmış bir vaziyette karşısındaki çezlonga oturdu. Ko: nuşmıya hazırlanan bir vaziyet aldı. — Kuzum Leman nedir sende bu hal biliyor musun Trabzona gidip geldikten sonra bu hali sen- de keşlediyorum, yoksâ... KAYADA MELİIHA MADENGIOGLU Siyah gözlerini son kızıllığın oynaştığı ufka dikti, parlak gözleri yaşlarla doln anlatmağö başlağı: — Bu kısa bir macvra Müber- ra, fakat koskoca ömre bedel bir aşk dinle; ben pazartesi günü ya- gihaneye gidince Bürayya bef 'Trabzona kadar bir seyahatin ya- pılmasının ve bu seyahatte benim: de bulunmamın muhakkşk lâzım olduğunu söyledi, bir haftalık kısa fakat benim için çek iyi olan bu seyahati maalmemnuniye kabul et- tim ve eve gelincede farkındasıl belki anneme ilk olarak onu söy- ledim. Sevinerek çıktığıma bu seyyahat meğer hayatımın en mü- levves dekikalarının iğrenç hatıra- sını bana hediye edecekiniş. Yol- culuğumuz 4 gece süreeskti. Va- purdaki ilk gecem gayet güzel ve neşeli geçti. O gece şendim, bütün nagarları üzerime çektim, salonun bir köşesinde kıvrılıp duran piya- noda o gece neler çaldım neler Müberra, sabahleyin hafif bir çe- viklikle uyandım. Banyomu yap- biraz istirahat etmek için karyolaya yatmağa hazırlanıyordum. Kamaramın kapısı hızla çalındı, buyurun demeden aşıldı, ben üs- yakasını > Bi iü Vapurda kiş görmediği niz zabiti idi, biraz hale du larının o arasındaki ua tatlı bir tebessümle göğlndü, #ipıli gözleri iğrenç olmıyam Böy Sli parlaklığına boğuldy ve yahlış kw moraran, gelikini gözlüyüm: Bale diledi. Çekttdi, ondan soka see me tulnt bisuyuşikink gök" gın bit vaziyette iiyikdiye meşiyik ziysretgiyi yünreğe aşar 9 ALAM yatımda bana bhiş * oğuldayarak, gözlerim bni bim çarparak dinledim. En kelimeleri hala kulağımda. — Bizi karşılaştıran bu.mağkuj tesadüfn nasl teşekkür #üsveğiii bilmiyorum Leman hütum,, İğtek miâiniz şizi bu gece kapkuin kim marasımn yanında. Gn lirsiniiz değilmi Bilmen ügsi Şir da da evet dedim. Hümk düşüğe mem benim parlak ve ieliehisegi” kumda böyle kaza ve bir güneşin doğmak ihtimeiini . «evet» dedim, Gittim o gesi neler görüştük senelerce gönüşye Devamı e ye Evlerin süşü : Güzel bir Ankara kedisi