SERVETİFÜNUN No. 2189—497 « İS Üncü sahifadan devem — Biynaza Mektub Vİ düşünüyorum ki; şimdiyp kadar K be de taheyyül etmiş olayım. iel in birini düşünmek. bulundukları zaman, işe mi olmak. m ağa; şarkıları dillerde ; ayağa gecelerin memleke- ye bir şey düşlinmezler! Deniz kumsallarda, olgun ve genç ;, gelveğii göğüslerini (o rutobetli sesten oöpüşler iman için hezırlan- lar. Işıktan ve imaden- #ögin denizlerin sonsuzluğu ; bir tuz lezzeti bulmik müm- srının islak kumlara bıraktığı ERİ #ekia bakpbilir... Tenleri esmer gündüz- ME yıkanatıştır ki; insana zevklerin en büyüğünü versb saklarlar... e ları öyüşlerle dolu, ürkek, çekin- Gey yençiğt vücutlerini güneşin hayat verici ışıkla- ötedir, şikarlar, Ah! Arzuların tuhaf şusayışları.. Beyan sibatroslar akşamı, * sahili yıkayan saların Hisgjai, - argalara kanab açan Bir hatıralar dünyası, - #xpi şeyler görmek ve ayni a dönüş, - dudak- teri Alia kaybetmeyecaği börareili lezzet, -meyva- Mare imdar uzanışları... V. &. i LİLİ İkisi Klein Wiv hayağtan birdenbire diiştüğüm bu se- lm şaşkın etenişti ki, bir türlü bu d a at olduğuna inanamıyordum. Hatta Jar geçtikçe mevkliğii bütün vahametile idrak etmiye Mt, Önümde usuğap giden çetin hayat yo- "pürdani,, iyim nasıl yürüyebilecektim ?.. Daha Eğyikin. Kazanmak için çalısmanın ne demek u belma, muğlâk vaziyet içinde, gözyaşları öh, arkadaşım Flip beni mütemadiyen teselli , dlğüş bilikte yaşamamızın kabil olduğunu, tebii biğirdikten sorira beraber bir iş tutarak ek- berainizi temine muvaffak olacağımızı söy- © dir kata geçti. Bir gün pencerenin önün- ag düşünürken, sokağın köşesini dönen bir ın evin önünde durduğunu gördüm. İçinden asili Bir adam.indi. Flip derhal kapıya koş- mgr ele Kistamın, behve meçhul bir sebep- Ni on, üç #önedenberi dargın durduğu, hala- “drtti. Mnreşdi de Gistuv Prenozdu. : — Devamı var — NK UYANIŞ Yedi günde bir SERVETİFÜNUN yerime çıkar Türk gazetesi Abonesi: Türkiyede; yıllığı 1000, altı aylığı 600 kuruştur. Kuraştar dançlamise İlân sersaskler, İstanbula Kemal Salik, Hofor dananın ve Hull İlin Şirketine gitmelilir. KURULUŞU : 1891 Tulgrei : İstanbıl Hyomş Yabancı a kuruştar. (Bütün bunları da şana göndermek için yazıyo- rum, Daha da yazacağım. Ah! Fakat, ne olurdu; sna bahsetmek istediğim bütün bunların yalnız senin için düşünülmüş; ve yazılmış olduğunu bilmiş olsaydın. ) (Küçük sahil kahvesi ) Havadan ve sulardan konuşan insanların kahve- şii. Genç ve kuvvetli erkekler, - ihtiyar denizciler, - duman, - ve yine kaşık tıkırtıları.. İhtiyar denizcileri sahilde uyuklayan serseri huy- lu gemilere benzetiyorum ! Büyük vapur resimleri, - yayvan kahve fincanları avuclar arasında sıkılıyor, - ve sitin rehgi parlaklık, - demir kaşığın gürültüsü, - bir kanarya gesi.. Ve ben çay bardağıuı avuslatımın arasında tıkı- yorum! Çatlak, duvar aynasına denizin bir parçası aksediyor. Kalemim elimde bekleyorum.. Islak bir duman kokusu işinde şaşayor gibiyim. Beni deniz den yalnız. küçük Mi buğulu camları ayırıyor. Dudaklağın ios ılık çay bardaklarına uzanışlerı,- Gözlerin biraz ilerdeki ağır yağlı böreklerle doymam buhara kalbolmuş kesik ingan neleslerinin camlarda. .. dinlenişi, - aynadan denizin hafif kıpıydadiığını gör- mek.. Beyaz müstetili masaların bapna ügüşüş.. — Penç, -şa birl“ Ve...» Küçük kahvenin yavaş yevaş boşalışı... -- Rüzgâr yok! - Aöele edelim!.. Beyaz yelken bezlerinin yırtılır gibi açılışları... .“. ( Sahil iatasyonü ) Avdet gilrleri, -aynı yere dönüş,-hiç bir şeyin arzuyu tahrik eden sebep kadar kuvvetli olmadığını aulağım ş Rinnag! Arzularımızın tahriki asıl arzula- rın doğmasına vesile oluyor. Asıl arzu diyorum; Bu ne demektir?.. Her ceht arzuya yapılan hamleden başka bir şey değildir! Arzuların esiri olmak; cehte yapılan hamlelerin kucağına satılmak gibi bir şey.. Belki bir çok şeyler düşüncede değil; ancak yapıldıkları zaman bir kıy» met alırlar; Jakat arzularımız için bu böyle olma yor. Arsular; aneak düşünce annına kadar güzel oluyorlar. Ona kavuşmak, onun zannedildiği kadar güzel olmadığını anlatmakta gesikmeyorlar, Aym yere donüş, - arzularımızın tahrikinden doğan sebep demektir, Ah, Binnaz! Arsularının da tahakkukunu isteme. Hiç bir şeyini tahakkuk ettirme; bunda büyük bir kotku vardır. , N. İlhan Berir dü