RE A ME 58 SERVETİFÜNUN No. 2182—497 lerimi Ges dum. Onun sarsıntısı da yüzünden belli olmuştu!. Gondolcu, oObunun bir Prens, ömrünü macera peşinde harcıyan bir adam olduğunu, fakat sanatkâr bir ruha malik olup, bütün san- atkârları himaye ettiğini söyledi. Sonra, gözlerini gondolun bıraktığı ize dal. dırarak : Hasta dedi.. Veremin canavar kolları iwücudünden hiç ayrılmıyor. İçime garib bir acı doldu... Bir sene, paşayla gezmeğe her çıkışımda, gözlerim onu aramıştır. Çocuğumun olduğunu anladığım zaman is- yanla titredim.. İstemiyordum ki, çocugum olsun, paşıva bütün hayatımda bağlı kalayım... Bir kızımdoğdu. gözlerini, saçlarını paşadan alan bir kız!.. Ve daha bir ayı bulmadan, babasının cenazesini getirdiler. Hemen kendimi düşündüm... Zavallı çocuk hayatı benim hayatıma ne kadar benziyordu. Yalnız bir farkla.. ben, annem gibi babamla sevişerek evlenmemiştim. Ve paşa desise ile öldürülmemiş, geçkin yaşının, normal ölümile ölmüştü !. vwwkakta ölen Paşanın ölümünü, İstanbula, saraya bildirdik.. kızım olduğunu da biliyorlürdı. Benim güzelliğim, debdebemiz. paşanın a- vuç dolusu etrafa döktüğü para bütün.. İtalyaya öyle meşhur yapmıştı ki, bizi. Çocuğumun doğuşu, ve paşanın ölüşü bir bomba gibi patlamıştı şehirde!. Bir akşam genç prensi karşımda buldum... Bana ismini ve kalbini vermek için elini uza- tıyordu |.. Çocuğu benim kadar seveceğini söylüyor. Onu reddetmememi rica ediyordu. Öyle gençti, öyle güzeldi ki, vücudünü saran hastalık birleşmemize meni olamazdı. Kabul ettim. Bende on yedi yaşıma yeni basmıştını |. Muhteşem bir düğün yaptık!. Daha paşanın mezarı kurumadan, yapılan bu düğün İstanbul da büyük bir kıyamet koparmıştı. Yazan: Muazzez Kaptanoğlu mmm İstiskaller dolu mektuplar yağdı... Gönder. dikleri paraları kestiler, Paraya zaten ihtiyaç yoktu !. Prens bütün Venediği satın alacak kadar zengin bir adamdı!, Üç sene, çok mes'ut bir hayat yaşadık!. O sene kızımı kaybettim!. Onu kaçırmıştılar.. Bütün uğraşmamiz, bütün çırpınışımız onu geri getiremedi. Bir sene sonra ölüm haberini aldım. Kızım, geçirdiği kuvvetli bir zatürree neticesi ölmüştü. Günlerce matemini tuttum.. ağladım. Gözlerimi ne zaman kapasam, sevgili Pira- yem dargın dargın yüzüme bakarak, açılan kol- larımdan ıztırapla uzaklaşırdı, Fakat, buna da alıştım. Çünkü, perensi öyle seviyordum.. saadetim öyle büyüktü ki.. içim, bu kadir sonsuz saadet içinde ızdıraba yer ver- miyordu. Çocuğumun acısı uzak acıtan bit hâtıra oldu benim için.. İtalyanın iki mes'ut insanıydık. Prens bü. tün yaşama kuvvetile bağlıydı bana. Birbirimiz için her şeyidik, Bir dakikamız yoktu ki, ayrı geçsin, Ben her şeyimi tamamile ona vak» fetmiştim. İtalyanın asil insanları, prensin benimle ev. İenmesini çok fena karşılamış, sarayına gelmez olmuşlardı Seneler geçtikten sonra, benim sonsuz sev- gim, ona her Şey diye bağlanışım bu fena ha- vayı dağıttı. Artık herkes için bende bir preusestim. Anadan doğma bir prenses muamelesi yapiyor- lardı bana!. Ve herkes seviyordu. Fakat prensim hastaydı. Ve bu nankör has- talık hergün biraz daha ilerliyordu. Gözlerinin altı kararıyor.. yüzü her gün biraz daha inceliyordu. Bunu görmek saadetimi karar- tan bir acı ile içime doluyordu. Bir gün dola- şamaz oldu artık... Doktorlar İsviçreye gitmemizi söylediler. Gittik... Fakat hiç bir şey, ona eski sihhatini esk! kuvvetini verecek mucizeyi göstermedi... Bir gün :