388 SERVETİFÜNUN No. 2073—388 Bursanın meşhur Çekirge kaplıcaları tesisatından güzel bir görünüş Elinde bir meş'ale oranın karanlık sahillerini ay- dınlattı ve uyuyan iblisleri uyandırarak önümüze serdi. Bu seriş son derece samimi bir tarzda yapıl- mıştır. Gide, aldığı terbiye neticesi air gizli hiç bir şey taşımamayı öğrenmiştir. «Bir gün büyük ba- bası ona » beni neye öpmüyorsun der? oda - çirkin- sin de ondan diye cevap verir. Annesi müdahale eder ve - yavrum hiç böyle şey söylenir mi deyince, Gide - lâkin bana daima hakikatı söylememi öğreten gen değil misin ? der. Gide'e göre samimiyet hakiki ahlâkın başlangıcı, hareketlerin en Sa faziletlerin en güzeli fakat, en de güç olanı Olmak ile gürüümek insanı kendinden ve başka- larından uzaklaştırır. Nietzehe: «Kendinizle biraz daha samimi olunuz» der. Gide'in ahlâkına gelince, o, başlıbaşına bir ahlâk felsefesi kurmuştur. Fakat, bu ahlâk, kitaplarda gördü- gümüz ve birbirine muntazam fikirlerle bağlanmış ve muhakemelere istinad edilerek kurulmuş bir ah- lâk değildir. Onda görülen ahlâk sistemi lime lime- dir, Bu ahlâki Gide'in kendi hayatı hazırlamıştır. Bunun için bu ahlâk ma'şeri olmaktan ziyade ferdi- yetçidir. Gide, vaktile yığınlarla kitaplar arasında ve mutaaasıp bir muhit içinde geçen hayatından gıyrılı- yor, Allahın vazettiği ahlâk kaidelerini yıkıyor «aç» lığıma &hlâklar hiç birşey yapamaz, Mahrumiyetlere gelince, onlarla ancak ruhumu doyurabildim.» Ve her şeyi sevmeğe başlıyor «sevdiğim her şeye Allah is- mini verdim» Gide'in an'anevi ahlâkından sıyrılması kendisine yeni ahlâk prensipleri kurmak içindir. Gide'in kur- duğu bu ahlâk sisteminde fert hâkimdir. İyi ve fe- manın doğmasına, o sebebiyet verir ve hiç bir eski ahlâk kaidesini düşünmez, İnsan ahlâk sistemini an- cak benliğinde arayabilir. Nice insanlar ahlâk pren- siplerini harici âlemde aramak istediklerinden ben- liklerini omahvetmişlerdir. Gide, ferdiyetçi ahlâkı nefsin muhit ile çarpışması neticesi elde etmiştir; benliğine yabancı olan her şeyden sıyrılmış ve nefsi- — kendisine emrettiği her zevki - ahlâkları zedeler r tarzda bile olsa, pe nefs kendi ahlâkından başka ahlâk tanımaz - tatm Gide, tatmin mağ « veya edecek sahalar aradığı «bedii» arzularını Dünya Nimetlerinde terennüm etti ve bediiyatta zevk arayanlar gibi zevkte bediiyat aradı. Bu kitap daimi surette değişen ve yenileşen arzu- lara bir nâ'ttır. Arzular, susuzluklar, açlıklar bu kitap- ve vim tutuşturulmuş bir ormandan fışkıran alevler gibi 1 “” <Nathanadi, sana her şeyden bahsedeceğim, Nat- hanağl dudaklarını yeni bir susuzlukla &levlendirece gim, Nathanaöl sana lâhzalardan, intizarlardan, yatak- Jardan, menbaidrdan, meyvalardan, çiçeklerden, çöl- lerden... arzulardan bahsedeceğim.» Gide, bahsedeceği bütün bu şeylerin hepsini yaşıyor, onları yaşamak için zaman bekliyor; ân vürud eder et- mez yaşıyor, ve bu anden diğer bir âne ve bundun da di- ğer birine geçiyor ve saadetini daima «dem bu demdir» de arıyor. Mesihin vadettiği ebedi hayat Gide'e göre tamamen başkadır. Mesih «bir an gelir ki>der; Gide ise «o ân gelmiştir» der. Gide, saadet dolu bu ânı yaşamak için dini, ailevi rabıtaları yıkıyor, mazi- nin bütün izlerini siliyor. Gide'e nazaran en tehlikeli