a pa pe a ap No. 2064—379 manya ile Belçika arasında çi- zilmiş olan hudutların masuni- yetini tekeffül ediyorlardı. Ay- ni zamanda Almanya Fransa- ya, yahnt Fransa Almanyaya, hülâsa paktı imzalayan hem- hudut devletlerden herhangi biri herhangi birine tecavüz edecek olursa, aradaki hududu geçecek olursa, İngiltere ile İtalya derhal tecavüze uğre- yan taraftan yana müdahalede bulunacaklardı. İşgal hadisesi, her tarafta alâka ile takip ediliyor. Pran- sa, bir taraftan hudutta tehki- matını artırmakta, kıt'alar tah- şit etmekte, bir taraftan da milletler cemiyetinin tedbir almasını temin yollu müraca- ata Ogirişmektedir. o Lokarno paktını imzalıyan diğer devlet- lerin mümeşsilleri, Fransanın daveti üzerine Pariste toplan- mışlardıt. Fransa hariciye nazırı Flan- den, Fransa - Rusya paktının Lokarmmoya muhalif olmadığını Almanyanın Lokarno hükmü» nü tanımamazlık göstermeğe kalkışırken, teamüle müvafık hareket etmediğini söyliyerek, Fransanın mes'eleyi ehemmi- yetle takip edeceğinden bahs- etmiştir. Fransanın Renin talı- liyesi bahsinde israr edeceği, Almanya bakkında zecri ted- birler tatbikini isteyeceği tah- min olunuyor. Almanyanın mütaarrız sayılmasını isteme- si de muhtemel görülüyor. Alman devlet ve hükümet başkanı Adolf Hitlerin nutku- na karşı Fransa başvekili Mösyö Albet Saronun söyledi- gi nutuk, bu ikinci emrivakiin hiç değilse kolay kolay hazme- dilmiyeceğini, bir üçüncü emri- vakie zemin hazırlamak demek olan yeni bir hazmin, bir suihazım sebebi teşkil edeceği kanaatile, Ren işgaline şiddet- UYANIŞ le karşı durulacağını istidlâl ettirir mahiyettedir. İngiltere nin ve diğer alâkalı devletle- rin nesil bir vaziyet alacakları daha serahatle belli değildir. Bununla beraber, vaziyetin inkişafı gecikmiyeğektir, Çünkü mevzuun, bu inkişafın gecik- mesine tahammülü yoktur | Fransız başvekili Alber Sa- ro, mukabil nutkunda ezcümle şöyle demiştir : — Almanya, askerlikten tecrit edilmiş olan Ren mınta- kasına silâh kuvvetile tecavüz- de bulunmak suretile beynel- milel minasibetler üzerinde va- him bir tesir yapmıştır. Alman- ya, kendiliğinden razı olduğu, altına imzasını koyduğu mua- hede mucibince Ren kıyısından itibaren 50 kilometrelik bir saha üzerinde tahkimat yapma- yacak, teşkilât vücude getirmi- yecek, asker bulımydurmıyacak- tı. Fransa, bu vaziyete rağmen hayli müsamaha ile hüsnüni- yetini gösterdiği halde, böyle bir vaziyetle de karşılaşmış bulunuyor. 245 Berlin sefirimiz Fransova Ponse, Alman hariciye nezare- tine çağrıldı. Orada kendisine Almanyanın Lokarno muahede- sini feshettiğini ve derhal ha- rekete geçeceğini, kararını he- men tatbik edeceğini tebliğ et- tiler. Sefirimiz, bu tebliği al- dıktan sonra, birkaç gün ev- velki mülâkatın neticesi olarak beklenen cevabın bu olup ol- madığını Hitlerden sordu ve “evet? cevabını aldı. Bu mü- lâkat, Hitlerin bir Fransız ga- zetesine verdiği uzlaşma mev- zulu beyanat üzerine yapılan mülâkattır. Fransa - Rusya paktının bir bahane olduğunu, selefi Piyer Lavalin geçen Mayısta aktedi- len bu muahedeye dair Alman- yaya malümat verdiğini söyli- yen Fransız Başvekili, şöyle devam etmiştir: — Sulh muahedesini biliyor. sunuz; bugün bu müahede yok- tur, feshedilmiştir. (o Vaziyet, vazıhtır. Almanyanın istediği haklar varsa, bu hakları bizzat istihsal etmek selâhiyetine ma lik değildir. Alman ordusunun son zamanlarda sık sik yaptığı manevrelerden birinden bir görünüş