No. 2064—379 ilk defa görüyormuş gibi çe- kingendin. Bayanım! Yeşil gözlerinde o gün de. rin bir engin vardı. Kıyılarını süsleyen parlaklıklar içime dö- külen çağlayanlar gibi pırıl pırıldı. O tatlılığı; bitmeyen gecelerde, koyu gölgeli çınar dalları altında seyretmek önü- ne geçilmeyen bir arzu olmuş- tu bende. Gözlerine bakiyor- dum, dudaklarında hafif bir tebessim belirdi. Bilmen bu nedendi bayanım? Balayımız oçok tatlı daki- kalarla doludur.. Benim en m€s'ut anlarımı o zamanki ha- yaüm teşkil eder; onu şimdi bile biraz olsun hatırlamak bâ- na helecan verir. Balayından sonra sakin hayatımıza döndük. İki mes'ut çift kalplerinin do- Ju sevgisile günleri senelere bağlıyorduk . Bayanım | Bir sene sonra yuvamız bir kuşun cıvıltisile doldu. Dünya- ya gözlerini açan kızımız gö- nüllerimize bahar getirmişti. O zaman sana olan sevgim bir kat daha fazlalaştı. Kızımızın ince beyaz yüzünde güllerin en güzelleri gün geçtikçe açi- yordu. Koyü siyah gözlerinde kalplerimizin sevgisi... duygula- rımız bir sınır içinde birleşi- yordu. Çok mes'uttum. Senin- de me8'ut olmamana hiç bir sebep bulamıyordum. Kızımız bir kıştan bir bahara irişti. “Onu aramizda koşarken, oy- narken gördükçe gözlerimiz sevgiden yaşarırdı. Bayanım! O saadete doyamadım. “Hayatımızı kıskananlar vardı. Bunu ne sen, ne de ben anla yamadık.. Ararmzı açmak için uğraştılar.. Birbirimiz için ol- madık minaşibetsiz sözler söy- UYANIŞ lediler.. Attık yuvamızın temiz havası İenalaşmıştı.. Her gün hiç yoktan gürültü çıkarıyor, olmadık şeylerden birbirimizirı izzetinefsimizi kıfiyorduk. O günü çok iyi hatırlarım baya- nım, Oda darmadağın olmuştu. Könsolların gözleri açık, sen bavulu doldurmakla (meşgul bulunuyordun. Üzerinde mânto, başında şapka vardı. Hemen gitmek üzere idin. Kapıdan girdim. Gözlerim odanın dağı- nıklığını görmeden evvel göz- lerine dikildi. Okadar değiş- miştin ki gözlerin kızgınlıktan büyümüş, yüzün kızarmıştı. O anda bir şey #öyliyeme- Doğu Afrikasındaki Meselenin Siyasi ve Askeri Gepheleri — 249 uncu sahifeden devam — mezken kendisi görmek, değer biçilmez bir tefevvuktur. İtalya tayyareleri, Seyyum ve Kassa ordularının hareketlerini mü- kemmel surette takip etmişler- dir» diyerek «Habeşistan içer- den bozguna uğramazsa, harbin devamı müddetince çete muha- rebeleri devam eder. Esasen Habeşler bu çete harbini biç bırakmamalı idiler» satırlarını yazıp <İtalyanın başlıca düş- manı, asıl düşmüân, Flabeşistan arazisidir. Tigreyi beş ayda alabildiler. Bunun sebebi Ne- güs ordularının muküvemetin- den ziyade arazinin çetinliği- dir. İtalyanlar daha ileri git- mek isterlerse, harp çok üzün sürecektir. Şimdiye kadarki müşkülât, bundan sonra başlı- yacak zorluklar karşısında hiç mesabesinde kalırr mütalâasın- da bulunuyor. Diğer taraftan, İtalyanların Kızılhaç hastahanelerini bom- barduman etmelerinin hâlâ 80- nü gelmemişdir. Daha evvel dim. Hayatımda ilk defa göz: letimin yaşı yanaklarıma indi- kini bissettim. Arkana bile bakmıya İüzum görmeden ak- şam güneşi gibi sıyrılıp gittin. Oda darmadağınık, konsolların gözleri açık, her tarafta hüzün; ben ve dağımk eşyalar, kuru- muş Sarı gül yaprakları gibi odanın içinde kalmıştık., Bayanım! O gün giderken arkanda bir enkaz bırakmıştın.. Haya tın bu kadar acı olduğunu bil- miyordum. Sorarım Sana; — Bu enkaz acaba ruhuna bir neşter yarası açmadı mı?» Naim Özel 2 İsveç, İngiliz, Mısır sihhi yar- dım heyetlerinin karargâlilârı havadan bombardumana uğra- mış, acıklı neticeler veren bu hareket, şiddetle protesto edil- miş ve bunun üzerine yanlışlık olduğu kaydile, birdaha tekrarla" nmıyacağı vaadolunmuşta. Bu- na rağmen, bu sefer de Dessiye civarında Koran mevkiindeki İngiliz seyyar hastahanesi, bir İtalyan tayyaresi (tarafından bombarduman edilmiştir. Has- tahanenin ügerinde Kızılhaç i- şaretleri ve bayrakları bulundu- gu halde, tayyare 40 bomba atmıştır. 50 hasta ölmüştür. bi- ri hastahane çadıtı olmak üze- re 3 çadır yıkılmıştır. Hasta- hanenin kadrosu 1 operatör, 4 doktor, 4 sıhhiye memuru, 40 hastabakicıdan mürekkepti, Hastahanenin yeri, 17 Şubatta İtalyanlara bildirilmişti. Bom- barduman her tarafta infial u- andırmıştır. İngiliz doktorları, talyanların beyaz arkın şerefi- ni kâmilen mahvettiklerini söy- lâyorlar. «Röyter» ajansı muhabiri, bu bombardumanda hazır bu: lunduğu için, vasiyeti yaktın»