5 Mart 1936 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 13

5 Mart 1936 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

234 Tarihi Hikiye | Hleraklıtlerin Son Kralı! Sema üzüntülü ve soluk bir çehre gibi renksizdi. Sağ ve sol tarafta ancak üzerleri farkedilen iki dağ heybetile uzanıyor, etrafı kaplayan ge- cenin karanlığı bu geç vakitte insanda derin bir ürperti bira- kıyordu, o<Alyat» dayandığı pencere kenarına biraz daha yaslanarak gözlerini kapadı, kulağını sarayın hemen ya- nından geçen tatlı şırıltısına verdi. Düşünüyordu.... Küçük yaşındanberi hassas ve narindi, iyi mizrak va kal- kan kullanıp ata binmekten ziyade kadınlar arasında kal- maktan hoşlanır saatlerce ken- disine anlatılan aşk ve sevgi hikâyelerini dinlerdi. Babası birkaç defa ona: Sen Herak- litler için bir lekesin demişdi. Annesi ise başka çocuğu ol- madığı için ona fazla yüz ver- miş, her istediğini yapmıştı. «<Alyat>ın hayatta en sevdiği ve gözettiği annesi idi. Fakat ne yazık ki tabiat onu çok gör- müştü. İşin asıl fena tarafıda bundan sonra başlıyordu. Bu genç prens, babası ihtiyarla- dığı için biraz sonra Lidye ordularına kumanda edecek, yurdunu * Kimriler »iu istilâ- sından okurtaracaktı. Heyhat! onda bir erdeki irade ve kuvvet yoktu. Yaşı ilerlediği , için babasının zorile nihayet ata bindi, mızrak attı, kalkan kullandı. Ama her nedense bunlar ona zevk vermiyordu. Bir gün ona « Kimriler ?le yapılan bir harpte babası- nin yaralandığını söylediler ; uzun uzun kimse görmeden ağladı. Babasının ölmek üzere olduğunu ve kendisini çağır- UYANIŞ dığını anlattılar, gitti. Fakat babasının o hali hiç gözünün önünden © gitmiyordu. İhtiyar kralın gözlerinde intikama su- samış bir iradenin ateşin piril- tısı vardı. Alnı kederden kırış» mıştı. Elleri titriyordu. Yata- Einın çevresindeki erler şamata, tanrı kadar sevdikleri kralla:1- nın kurtulması için yalvaran gözlerle bakıyorlardı. Babası artık ümidini kesmişti: oğlun- dan yalniz bir isteği vardı, «Kimriler» den intikam almak! Bunun için de ona komutanları- nın en akıllısı ve güçlüsü olarak «Giges> i yardımcı olarak gösterdi. Evet o gün «Giges» genç krala boyun eğmişti ama ihtiyar kralın ölümünden sonra da ona daim soğuk davranmış, süel talimlerde erleri tamamile kendine bağlamaya çalışmıştı. Alyat bunları düşünüyor, fa- kat yine bu gibi şeylerle alâ- kadar olfnak istemiyordu. Onu yaşatan yalnız bir benlik vardı. O da çok sevdiği karısı idi. Lidyenin bu en güzel kızile onu annesi evlendirmişti. Alyat sarayda siyasi hayat- la hemen hiç meşgul olmazdı. Onun yakından takip ettiği yalnız bir eğlencesi vardı. Sıcak günlerde karısı yarı So- yunur, yatak odasındaki sedirin üstüne güzel ve kıvrak vücu- dile uzanarak kendini etrafın» daki gözdelerine yelpazeletirdi. Alyat işte karısını bu vaziyet- te seyre doyamazdı. Bununla da iktifa etmez ve bu zevkini başkalarile paylaşmak isterdi. Komutan Giges'de bu zevki paylaşanlardan biri olmuştu. Ama bu Alyat için hiçte iyi olmadı. Kocasının bu havai YAZAN Lâtif Evrensel hallerine prenses çok kızardı. Hattâ birçok defalar onun or- manda beraber gezmenin derin zevkine ve aşkın tabiat koy- nundaki tatlılığına ait sözlerini kesmiş ve azarlamıştı. Alyat'ın genç karısı geniş omuzlu kes- kin bakışlı iri yapılı erlerden hoşlanıyordu ve istiyordu ki kocası da böyle olsun. Bunu Alyat anlamıyor değildi, fakat ne yapsın ki tabiat kendinden bütün bunları esirgemişti. On- da bilâkis narin bir vücudun sakladığı hastalıklı ve hassas bir ruh vardı. Ve Alyat yine anlıyordu ki karısı başkasını seviyordu. Bu kim olabilirdi? Bunu anladı. Demek o alçak, babasının kendisine yardımcı diye gösterdiği komutan Gi- ges'di. Şu halde kendisi alda- tılıyordu. Şimdiye kadar inti- kam nedir bilmemişti, fakat onu artık şiddetle hissediyordu. Evet intikam alacaktı. Birden gözleri doldu. Anasının zama- nındaki tatlı günlerini hatır- ladı ve petceresinin karşısın- daki karısının dairesine yaşlı gözlerle baktı. Biraz hayret etti, Demek karısı da yatma- mıştı. Çünkü odasında hâlâ ışık vardı. Biran gidip karısına bütün istırabını dökmek istedi, sonra neye yarar diye düşün- dü, madamki karım beni gevmiyor. Fakat Alyat karısını o kadar seviyordu ki onun kendisini oaldattığını bildiği halde belki avunurum diye yine gitmeye karar verdi. Evet gitmesi lâzımdı. Karısına ihtiyacı vardı, ıstırap çeki- yordu. Penceresini kapadı, ya- vaş adımlarla karısının da- iresine giden koridora açılar

Bu sayıdan diğer sayfalar: