: No. 2063—318 UYANIŞ Gene Bir intinal Meselesi| Edebiyat âlemimizde bitip tükenmek bilmiyen davalardan biri de intihal davasıdır. Hilân şair filân şiirini filân Fransız şairinden almış, &lân roman filân ecnebi romanının kopya- sıdır, filân tiyatro muharriri.... Bilmem daha böyle sayıp dök- meli mi? İşte bugün temas et- mek istediğim mesele, bu can- sıkıcı iddialar ve davalardır. Burada Istırapla şunu da ilâve edeyim ki bu işe, bizden ev- velkilerin örneklerini hatırlıya- rak bundan onbeş yıl evvel bizim hececi nesilde karışmıştık. Hat- tâ iyi hatırlıyotum, Ahmed Haşimin bizim nesli Akşam gazetesinde zevksizlik, bilgisiz» likle haksız yere ittiham eden imzasız üç yıldızlı bir takım yazılarına cevap verirken neka- dar bilgisiz olsak gene onun bazı eserlerinin ecnebi menşe- lerini bulup ortaya çıkarabile- cek kadar bilgimiz oldüğunu ispata kalkışmıştık. İşte o gü- rültü esnasındaydı ki bir yazıda beni yazmış ve Ahmed Haşi- min *Yollar> isimli şiirinin Henri de Rögnier'in Za cile des ecauz namındaki şiir mec- muasından alındığını söylemiş ve Fransızca şiir kitabındaki o manzumenin ilk mısralarını Ha- şiminkilerle karşılıklı olarak neşretmiştim. Vakıâ bu mesele Haşimle iki sene dargınlığımıza sebep oldu, vakıâ sonra onunla yeniden barıştık ve ölümüne kadar bu dostluğumuzu başka hiçbir hadise ile bulandırma- dık. Fakat neçareki böyle bir hadiseye, bir intihal iddiasına o zaman ben de zaruri olarak sürüklenmiştim. Şimdi «Piyale» şairinin en büyük hayranı ol. duğum halde bu geçmiş hadi- seyi ne diye kurcaladığıma ge- lince, orasını izah edeyim. Bir kere şunu söylemek is- terim ki san'at hayatında ya- kından temasta bulunduğu bir ecnebi edebiyatın bazan deği), çok kere tesirinde kalmak her- hangi büyük şairler için de az çok tabii görülmelidir. Bilhassa bizim gibi mutlak surette Garp edebiyatının örneklerini örnek yapmak mecburiyetinde olan yeni edebiyatçılar için bu mec- buriyet katidir. Yalnız örnek yapılan eserlerin ve ejebi şekil- lerin milli ruhun içinde eritilme- si lâzımgelir ve bunu bazan ih- mal eden herhangi hikâyeci, romancı veya şair en kestirme yoldan intihal ile ayıplanır. Netekim Haşimin de şiirleri içinde böyle bir tek günahı vardır. Büyüklüğüne vermeli diyelim. Şimdi meselenin ikinci saf- hasına geçiyorum, Evvelki haf- ta bahsettiğim şu malfm Fran- sızça Türk edebiyatı antolojisi yok mu, hani bir haftadır bü- tün İstanbul gazetelerini kaplı- yan gürültülü dedikodu! İşte gittikçe her gün birtarafa kök salan bir ağaç gibi bu dedike. duların doğurduğu meseleler içinden çıka çıka bueski * Yollar» şiirinin intihali meselesi de çıktı. Bilmem ne münasebetle, Cumu- riyetin edebi münekkidi M. Tur- han 'Tan, Haşimin bu şiirinden bahsetmiş ve Henri de Rögnie'- nin bir şiirinden intihal edilmiş bir parça olduğunu ottaya sür- müş. Bu iddiayı doğru bulmı- yan ve inanmıyan Akşam mü- nekkidi Nurullah Ataçda vesi- ka ve me'haz gösterilmesini istemiş. Bu deia M. Turhan Tan, hususi kütüphanesini ka- rıştırmış ve evvelce La cit& des eaux'nun içinde okuduğunu ha» tırladığı şiiri aramış, fakat bu- lamamiış. Niçin bulamamış, bi- lemem? Elindeki cilt eksik mi- dir, değil midir, onu da tayin edemem. Ancak benim katiyetle bildiğim bir şey varsa, oda M. Turhan Tanın, haklı olduğudur. Mezkur şiir Les routes serna- mesiyie Lı cit€ des eaux'nun Mercure de France külliyatı ara- sında çıkarılmış olan nüshasın» da yazlıdır ve ilk üç misral tamamiyle Haşimin Yollarının aynıdır Hattâ yalnız fikirleri itibariyle değil, nazmın şeşkli, ritmi itbariylede öyledir. İşte her iki başlangıcı aşağıya ez- berimde kaldığı gibi kaydedi- yorum ve bu mısraların böyle olduklarına tamamiyle eminim. Yollar Yollar Ki gider kimsesiz, tehi, ebedi Yollar ..... Ahmed Haşim Les roütes Les route Gui sen vont â Vinfini Les routes, . . « » Henri de Rögnier Her iki şiirin devam eden mısralarını kaydedemiyeceğim. Çünkü Haşimin şiiri gibi Rdg- nier'in kitabı da elimde değil, Fakat ortaya çıkan bir mesele- nin hakikatini araştıranlar için faydalı olur kanaatiyle bu Sa- tırları karaladım, Yoksa gayem ne Ahmed Haşimi küçültmek, nede bana ait olmıyan iki mü- nekkid arasına kendimi sok- mağa beyhude sebep aramaktır. Benim sözüm burada bitiyor. Ötesini gene onlar konuşsunlar | Halid Fahri Ozansoy