SERVETİFÜNUN No.191 8—233 Yazan: Andre Gide gzemeeeiisamenedelsnr 00 A ram e sk ag ve Mİ eğer ömemremanami saza amman amman e m Meme e an DOSTOLEVSKY İ i i ; Di Tercüme eden : Prof. Suphi Nuri *oyeseosazssnsey1sesr0si” «Hergün üç Rus gazetesi ve iki mecmua okuyo- rum, son satırlarına kadar. Bununla beraber gene ge- ri kalacağım. Aarımdan değil, Fakat, Rusya'da olan bitenlerden. Bu gidişle hayatın yaşıyan yürüyüşünü onudacağım. Fikri değil asıl ve esası. Bu ise san'at- kârgne çalışmıya ne kadar tesir eder bilseniz.» İşte böylece, bu umumi muhabbeti, ateşli bir mil- liyetçilikle berabe gidiyor. Fikrinde bu iki his birbi- rinin Jâzımı gayrı mufarikidir. Politikacı terakkiperverlere kızıyor. Bunlar Rus kültürünün ilerilemesini milli cevberin uzvi bir in- kişafından değil, Fakat garptan alelâcele alınmış, temsil edilmiş bir talim ve tedrisinden bekliyorlar. Fransız'lar hergeyden evvel Franuz'dır- İngilir'ler İngilizdir. Ve bunların en yüksek gayeleri olduk- ları gibi kalmaktır. Kuvvetleri de buradadır.» Rus'ları memleketlerinden çıkaranlara karşı isyan ediyor, ve Mourice Barr&a'den çok evvel şöyle söylüyor: «Bir takım talebe cemiyeti terkederek, ondan kops- rak millete gitmiyorlar Fakat ecnebi memleketlerine gidiyorlar. Avrupalığa gidiyorlar. Umnmi, üniversel insanın mutlak ve kat'i hüküm ve nüfuzuna gidi- yorlar. Böyle bir hüküm ve nüfuz hiçbir vakit mev- cut olmadı. Böyle yapanlar milletle slâkalarım ke- giyorlar, milleti mubakkar görüyorlar ve tanımıyor- lar.» Ve gene Barr&s gibi: «Ecnebiden getirilen bir fikir, her ne kadar mahsul de verse, bizde kök salmak cidden faydalı olmak için, hariçten bir ilham olina- dan, kendiliğinden, lüzumuna binaen ve herkes tara fından kabul edilmek guretile bizim milli hayatımız tarafından kışkırtılmalıdır. Dünyanın hiçbir milleti, hiçbir öemiyeti mehmnemken lüzumlu, ısmarlama, hariçten getirilmiş bit program ile teşekkül edemedi.» Fakat, burada Barrâs geri kaldı. Ve şu fikrin kadar yükselemedi: «Biran için toprağından kopazmılıp, bir fikir mahsul olmadan, kendi kendine bakabilmek kudreti pek kuvvetli bir şahsiyetin alâmetidir. Ayni zamanda da ecnebiye teveccühle bakmak ta tabiat ler ev büyüğü, en asitidir» (il ar için diyorki; «Fransız'ı hatadan kur vr Mi etmek ve âlemin birinci insanı olduğu- na inanmaktan kendini men ettirmek kabil değildir. Bir de Franwz dünyadan pek az şey biliyor... Hemde fazlasını öğrenmeğe taraftar değildir, Bu bütün mil- lete şamil bir hassadır.» Dustoleveky, endividualizm itibarile Barres daha kat'i ve daha mesut bir surette ayrılıyor. Ve Metzsche'şe rağmen şahsiyetinin Izme- tine itikadı ne kadar az, «Bu dünyada en güç şey insanın kendi olduğu gibi kalmasıdır... Hayatı kiçbir Fakat Andre Cide bu kadar yükselmedi. İncidence nam ese- sinde Marche Türgue bahsinde anlıyamadan sıri edebiyat ve klâ- sikler hatırı için Yunan'lıları daha fazla sevdiğinden Türklerin bi- gâyrihakkin aleyhinde blunuyor. hedef için (gaye) bozmamalıdır.» Yani şahsi, endivi doel kalmak hem güç hem de lâzımdır demek istiyor. İnsaniyete hizmet edebilmek için vasıta ayni zamanda hen: endividualizm bem de vatanperverliktir, diyor. «Yeni insaniyette estetik fikri bozulmuştur, Karış tarılmıştır. Bemiyetin ahlâki esası, pozitivizme kapr larak, bir netice vermediği gibi kendinide tarif ede- miyor. Gayeler de ve arzular de karışıveriyor. Şimdiye kadar zannedildiği usulde cemiyet böyle teessüs etmez ve bu yollar saüdete götürmez. Fakat, öyle ise nadet nereden geliyor? Bu kadar kitap yazıyorlar ve esas gözden kaybediyorlar. Garpte Hazreti İsa'yı kaybet- tiler. Ve Bunun için garp düşüyor. Katolikliğin ba tazından İsa'yı kaybettiler» diyor. Dostolevaky güçlükle dünya'ya Bir Rus İsa meydana getirmek istiyor. Henüz dünyaca tanınmamış ve esas prensibi ortodokelukta mevcut bir İsa, «Basit insanlar, diyecekler. Fakat, basit bir adam karışık bir adamdan çok fazla, korkuludur.» Dostoleveky'yi biçbir içtimai veya siyasi fırka ken- dine çekemiyor, bağlıyamıyor. Meselâ: Sosyulistlik için diyor ki: «Zaten sosya- lızm Avrupayı kemirdi. Ve Eger biraz daha geç ka. hınırsa herşeyi yıkacaktır.» Destojevaky mnhafarakârmıdır.9 Hayır. An'ane- kârdır, Çar taraftarı, demokrat. Hırıstiyan, fakat, Roma'ya tabi katolik değil, Libral, Fakat, terakkiper- ver değil, O öyle bir adamdır ki nasıl kollanılacağını kimse bilmez. Onda her fırkayı gayri memnun edecek fikir vardır. O, deruhte ettiği Tol için bütün zekâsının faz- Ia geldiğini zannetmeyordu. Ve alelâde arzular için bu nazik zekâyı ekmğe ve bozmağa hakkı olmadı- danı biliyordu. Her türlü imkânlı temayiler ve niyei- ler vardı. Ve bunun için birdir ki Meselâ: Yazmak istediği bir maksleyi bir türlü yazamıyordu. Çünkü samimiyetle yazmanın kabil olmadığını görüyor ve samimi olmaz ise yazmağa değer mi? diyordu. Çün- kü, makalesini herkese beğendirmek, muvaffak olmak için fikrini saklamak, fazla basitleştirmek ve kansat- lerini tabitliklerinde daha ileriye götürmek iâzımge- ni İşte buna razı olamadı ve o makaleyi yaz- adı, Karışık olan fikrini doğrulukla, sert olmıyan bir endividualizım ile, basit bir düşünce ile bildirmek istiyordu. Ve işte nararımızda muvgftakıyetsizliğinin gizli sabebi buradan ileri geliyor. Böyle söylemekle büyük kanaatlerin bazı mubakeme hilekârlıklarını hair olduklarını iddin etıniyorum. Fakat, bunlar ko- laylıkla zekâdan vaz geçebiliyorlar. — Devamı var — A AHMET İHSAN Matbaası Limifed