Bugün, Maca- ristanın merkezini ikiye bölen (Tuna) nın gağında kalan Buda şehrini müs- lümanların mu- kaddes addettiğini ve bu şehrin Gül- tepe (Rozsadomb) diye anılan, giçek- donanmış mevkiinde, islâm- ların indinde «Mu- hammet» ten son- ra üçüncü derece- de mukaddes sayı- isn Türk mütefekkiri «Gülbaba» nın kabrinin mahfuz bulunduğunu bilenler azdır. Önümüzdeki ilkbaharda, Asya, Afrika ve Atlas memleketlerinden gelecek birçok müslüman Prensle- rin iştirakile Londra'da büyük bir <İslâm kongrasi> toplanacaktır, Kongradan sonra «400>e yakın her ırkten, her renkten, prensler Avrupa merkezlerini gezdikten sonra, Budapeşteye gelip, Gülbabanın mü- tevazı mezirının yanıbaşında yükselecek olan camiin temel atma merasiminda hazır bulunacaklardır. Buda halifeliğin merkezi bulunduğu zaman Gül babanın mezhebi müslümanların kalbine derin kök- ler salmıştr. Nitekim «Hacı» ünvanını Mekke ve Kuddus'tan başka Buda şehrini ziyaret edenler taşı- yabilir gibi bir kaidede mevcuttu. Son Tahran <İttibadı İslâm» kongrası bu eski ka- ideyi yeniden cari kıldıktan başka, mümivleri Gül- babanın kabrini ziyarete icbar etmek istelniştir. Vaktile Buda, hususiyle Gültepe mevkii müslü- manların daimi bir ziyaret yeri idi, Bugün mubte- şem bır sarayda bulunan ve birçok müslüman genç- lerin tahsil ettikleri « Buda İslâm Kolleji >nin değerli bir müftüsü vardır. Şüphesiz ki Londra islâm kongresinin vereceği kararlardan gonra bu şehir Şark #lemini cezp moktai nazarından birinci sınıf hir ehemmiyete malik olacaktir... 16 nci asırın başındr Merzifonda doğan Gülbaba hakkında akla hayret verecek derecede mucize kabi- linden birçok hayali efsaneler dolaşıyor. Fakat şurası muhakkak ki bugün Budada istirahat eden bu mu- kaddes müslüman türk, aciz kimseler olduğu kadar knâretli kimseleri de kendisine hürmet ettirecek bir ilim ve hünere malik idi. Genç çağdâ İstanbula tahsil için geldi ve derviğ | Az zamanda, nazarı dikkati celbetti. Akıl ve j si sayesinde türtü türlü ibtirasların şi- kârı olan dmrluzınen fevkinde, ahlâki bir seviyeye Dm Daha sonraları Macaristana hareket eden “Türk ordularını takip etti ve Buda'nın zaptında hs- dir imz Fetihten sonra kendisi için o güzel te- tepelerde romantik bır köşe intihap etti. O öıralarda Macar Türklerinin reisi ve Buda halifesi tayin olumn- muştu. Tabinti sevdiği için sonradan kendi ismini alan (Rozsadomb) tepesine çekildi ve orada Macarların SERVETİFÜNUN Gül Baba No. 1918—233 o zamana kadar meçbul olan güsel kokulu güller dik- ti. Bütün tepeGiül- babanın sayesinde fevkalâde bir bah- çe oldu. O esnada Türk ordususunun bir kısmı vatana döndü, diğer bir kısmı da etraftaki Macar şehirlerine yayıldı. Gülbaba kendisini âarayda bekliyen şan ve göhretlerden sarfı- nazar ederek dün- yevi cennetinden ayrılmak istemedi, ve haşmetli Tuna- nın kenarında mütevasi melceinde güllerinin arasında, tabiatın ve ihtiyarlığın sessizliği içinde yaşamağı ter- cib etti Bununla beraber gene lierkes tarafından «Mukaddes Halife» tanınıyordu. Hattâ Kanuni Sul- tan Süleyman'ın bile Gülbabeya danıştığı ve onun muvafakatini almadan hiçbir işe teşebbüs etmediği rivayet olunur. Dogruluga ve tabiata olan aşkı, iyilik severliği ve ilminin derinliği daha sağ iken birçok mucizevi efsanelere yol açtı, Bir asra yakın ömür gü: rüp 1620 de vefatından sonra bu efsaneler daha oka dar çoğualdIlar.. Cenaze merasimi görülmemiş birşeydi. Bütün Türk ordusundan mada Sultan Sülevman ve erkânı harbiyesi hazır bulunmuştu. Cemaat okadar fazla idi ki tepe büyük olmakla beraber hepsi sığma- dı; veGülbaba dualar arasında tapeuin tatlı meyilli, çok sevdiği bahçesinde güller arasında, mini mini bir caminin içine gömüldü..... Elli sene evvel, iş bilen Viyans'lı bir mimar bs- kımsızlıkdtan merhamet verici hir hale gelen Gülba- banın mezarı ile bütüu (Rozsadomb)ı sstin alnı. Vi- yans'lı bu enfes yerde bir tarafsan villâlar inşa ede- rek hali bırakılmiş tepeyi bahçelerle süslerken diğer taraftan Peygamberin bu büyük müridi için yeniden ibadet fikri uyanırsa Gülbabanın kabrinin çok güzel bir kazanç menbâı olduğunu düşündü, ve methe 1ğ- yık bir san'atkârlikla mezarı şatk ve garp &tillerini mezceden muhteşem bir sarayın içine alarak müslü- manlar için bir celp merkezi teşkil etti, Bu fikir ha- kikaten isabetli idi. Nitekim seneler sonra müslüman şark bir kollej tesis ederek ve seyyahlar: Türk müte- fekkirinin kabrini ziyarete davet ederek Buda'ya yak- laşıyordu. Zamanla ehemmiyet arttı, öyleki cihan harbinden evvel Macar merkezinde yüzlerce müslü- man genç tehsil ediyordu, Ve şimdide yukarıda söy- lendiği gibi ittihadı islâm kongresi müminleri ikinci bir Mekke gibi Budayı ziyarete davet ediyor. Şüphe- sizki bu hadise, kemikleri yeniden yetiştirilmiş güller ile büyük bir sarayın ihate ettiği birkaç metre mu- rabba genişliğinde, çıplak ve viran bir cami odasında, yatan Gülbabanın, günün birinde şöhretini dünya'ya tanıtacaktır. Şükrü Naşit Çamlı