a a > e... . SERVETİFÜNUN Bugün bir fransız muharririn « Çin tiyatrosu » hakkında yazdığı bir makaleyi tercüme edeceğiz. Ancak bu yazıya başlamadan evvel Çin temaşası hakkında ufak bir malümat vermeyi faideli bulduk. Malümdurki Asyanın çenubu şarkisinde milyon- larca kilometre murab- balık bir saha üzerinde 400 milyondan fazla in- , sanın barındığı vasi bir ülke vardır: Çin. Çin pekçok kimselerin zan- nettikleri gibi ahalisi yal- nız afyon çekmekle me- gul bir memleket değil- dir. Bilâkis mazisini tah- kik edenler edebiyatının ve tarihin ihtişamı kâr. şısında hayran kalmak- tadırlar. Garp müellifleri Çin edebiyatını başlıca 4 kış ma ayrırlar: 1 — Klasik eserler ( çincesi King) 2 — Tarihi eserler ( gincesi Şe) 3 — Felsefi esrler ( gincesi Tse) 4 — Edebiyatı nefi- seye (*J &it eserler ( çin- cesi Tsi Edebiyatı nefiseye Bit eserler keza 5 kısma ây- rılmaktadır : A — Tau mersiyeleri. No.1893 —208 Çin Tiyatrosu yız. Çıplak omuzlu kadınlar siyahlı erkeklerle danse- diyorlar. Köşede bir erkek kümesi kolay para kazan- manın verdiği kuvvetle kadından, yatıştan, borsadan behsediyorlar. Diğerleri sıcağın verdiği sikıntıyı buzlu içkilerle defetmiye çalışıyorlar, Bizim grup konuşu- yor: — Gidelim artık! — Nereye «Canidrone> a !( Ka- nidron ) « Boites> a! ( Buat) « Luna - Park» a! — Çin tiyatrosun3 ! — Oraya birkaç kere gidilmez, yeter artık. Görmiyenler gitsinler. —Öyleyse «Black-Cat>e ( Blek - ket) gidelim. — Haydi! Kabult Muvafık ! Ve grap yola düzü- lğyor. Ben iki arkada- şımla konuşuyorum :; — Biz çin tiyatro- suna uğrayalım, Onlara sonra iltihak ederiz. « Şanghay » da Çin tiyatrosu. İşte her sınıf insanın toplandığı bir yer. Kapıdan girer gir- mez kulakları sağır eden bir gürültü. Hşşt! Pest! Hşşti sesleri, Perde açı- lıyor. Temsil başladı. B — Hususi divanlar. C — Edebi mecmu- alar. Ç — Şiirler. D — Şarkılar. Şiirler ikiye tefrik ediliyor: A — Şir B — Tem Çinin başlıca Temaşa eserleri şunlardır. Kin-ku-ki-kü an (40 hikâye), Şe - öl -len ( kaybol- muş çocuk ), Lao - Çay- çe- yi, Hug - tse -u, Yuen jin, Se - çang- ken, çao- şi-ku-öl V. 5. Bu ufak tasrifi yaptıktan gonra resinilerini aldı- Kımız bir fransız mecmuasındaki « M. Titayna > un imakslesini aynen naklediyorum : «... Şanghayda « French - Olnb>» ün salonunda» (9) «Edebiyatı nefise» kelimesini fransızca « Belles - Lettreş » mukabili olarak kullanıyorum. Manayi lügavisi « Sarfi nahiv, meani ve şiir fenleridir. Bir çinli aktör makiyaj yaparken. Sahnede iki kadın muzikanın zil gürültü- leri arasında şarkı(!) söylüyorlar. (o Kadınlar çekildi. Bu mukkadimeymiş. Asıl piyes irae ediliyor. Aktör ve aktrisler sahneye giriyorlar, çıkıyorlar, gidiyorlar, geliyorlar, velhasıl ibrazı maharet ediyor- lar. Ve bütün bu hareketleri salonunkilerle muyvazi gidiyor. Zira seyirciler kalkıyorlar, oturuyorlar, yer değiştiriyorlar, çay içiyorlar, meyva emiyorlar, itişi- yorlar, kakışıyorlar, tükürüyorlar. Seyretmenin imkâ- nı yok, Mütemadiyen önümden insanlar geçiyorlar, ve geçerken ayaklarıma basıyorlar, elbisemi yırtı- yorlar, kol düğmelerini saçlarıma batırıyorlar . Ser londa afyon kokusu ve heroyinli « Şansi > tütünü- nün dumanı her tarafı kaplıyor. Çocuklar ağlıyorlar, uyuyorlar ve çaycının tekmelerine aldırmadan orta yolda oynuyorlar. Sahnede muzika ferennümsaz olmakta berdevam!.. Piyesin oynanmasına devam edi-