No.1871—180 sux-memes. Et cela me fait de la peine d'assister â cet effondrement moral. Cet effondrement avait com- mence naturellement, â '&pogue de I'occupation allide de Stamboul. Le cosur turc a &f6 meurtri. de 1918 â 1923, par la façon d'agir des occupants. Depuis 1923 ceux-ci sont loin — car ils ont &te balay&s parla volonte d'indöpendance de notre peuple — et je me laissaiş aller â croire gue, tout doucement, le temps cicatriserait nos blessures et gue les auteurs de celles-ci, apprenant enfin la sagesse par I'Histoire, s'emploierailent â renforcer leurs relations amicales avec nous. Cette sagesse nous İ'avons renconirde, en premier lieu, chez les ltaliens gui, mâme pendant I'oc- cupation, ont eu envers nous des façons d'ennemis İoyaux : les Anglais ont, â leur tour suivi le chemin My de la sagesse et cela malgr€ gu'aucun d'eux n'a chez nous la o orce morale et Je lien d'une langue gui serait la leur et gui serait râpandue dans le pays Par contre les Frauçais s'appligüent & rouyrir nos bles- sures â peine cicatrisdes. eni cette aberration je me dis: “Öuel domma,e gu'en 1855 nos ancâtres n'aient pas, au İieu du français, adopt& comme langue auxiliaire Vanglas Ou "ltalien!,, S'ils avaient faft ainsi alors, cela m'aurait &pargn& aujourd'hui €cozuremeni de — et de comprendre “e toutes ses nuances dans “Temps, du 4 juin un articde oü lamour De turc est insulte gra Mais il est en ceci une chose gui me soulage Cest gue je connais les machinations intörieures du journalisme en France et surtout au “Temps,, pass€ tout derniğrement iz les mains des İcares rapaces de la finance. Jfaverti ces Messieurs gue s'ils veulent faire guelgue dsi territorial â İltalie pour aplanir leur lutte avec elle: au lieu de faire des gön€rosit&s avec guelgue chose gui ne leur appartient pas, il leur serait plus facile de speculer avec leur propre bien car le bien des Turcs nest pas ceuk gu'on digöre facilement. Autrement ils risgueut une nouvelle indigestion comme en 1922. Ouand je 'songe au “Temps, gue je lis, malhew- reusement, depuis plus d'un demi siğcle et guand je sonze kl au re va 'avait ce journal auprös des gen a gendration — avec ses publicatiöns pa a £ libörales — iy” reste confondu devant successives nögations. İl me souvient gu'en 18927, en une serie d'arlicles le “Temps,, niait toute possibii de relövement â Empire Ottoman $ous pr& gue le Coran nous laisserait 6ternellement ilanı — alors nows l'admirions or en 1921 le “Temps, pour berner les sujets de couleur de la France aux Colonies est devenu un dgfenseur acharn& du Coran — et maintenant nous le meprisons. Je me souviens aussi du correspondant du “Temps, â Lausanne: le bien nomme& Maürice Muret. İl donne toujours le signal des iç antiturgues. N'avait-il * pas döjâ commencdil ya mols ors je lui r&pondis döjâ dans ces colones. Maurice Muret est de la classe des journalistes sans couleur et toujours & vendre. Le “Temps,, patronne des &crivains de son espöce. İL'&pogue oü les publications du “Temps, &talent reconnues cömme valables est reövolue. İl n'y a plus d'ambassadeurs en Tuaguie gut se promöâneni, comme des Sultans, avec des “Kavas, chamarrös devant. La Turguie d'aujourd'hui prend ce gui est â prendre et meprise ce gui est meprisable. Ahmed Ihsan Deput& d'Ordou SERVETİFÜNUN 51 Kalemin Ucundan I opallar Garip bir haber işittim: Babıâli üdebasından birkaçı, bir araya toplanarak, bir edebiyat kliği yap- mışlar. Ve bu kliğin teşekkülü de gizli tutuluyormuş.. Tabii faaliyeti, gayesi de gizli tutuluyor, demektir. Bana bu havadisi veren zat izah elti: — Gazete, mecmualarda fıkra, makale yazan ediplerden birkaçı bu kliğin müessisleridir. Böyle gizli bir teşekkülden maksat şudur: son zamanlarda gazete ve mecmualarda muharrirler arasında müna» kaşa ve dedikodular artmıştır. Bazan birbirlerinin aleyhinde öyle makaleler yazıyorlar ki, bunlar, mu- hataplarına kıymet, şöhret kaybettiren, âdeta haka- retâmiz hücumlardır. Kliği teşkil eden muharrirler bu gibi hücumlara karşı koymak için böyle bir an- laşmağı faydalı görmüşlerdir. İçlerinde bir de taksimi vezajt yapmışlar. Makeleci, münekkit, fıkracı, romançı hikâyeci, şair hepsi ayrılmış.. Her biri, kendi gahala- rında, kliğe dahil muharrirlere hücum vaki olduğu zaman şiddetli müdafaa edeceklermiş.. Sevmedikleri, beğenmedikleri edipleri bittabi klik harici bırakmış- lar. Teşekküle dahil olanlar hergün gazete ve mec- mualarda, birbirlerinin şöhret ve kıymetini artıracak yazılar yazacaklar, isimleri etrafına nazarı dikkati celbedeceklermiş.. Klik harici hiç bir edebiyatçının ismini bile anmıyacaklarmış.. Yani bir nevi edebiyat inhisarı... Bana bu izahati veren zatın sözlerini dinledikten sonra düşündüm: Bu, çalışmayı bir intizam ve sistem altına almak için vücude getirilmiş bir edebi teşek- kül, bir mektep değil.. Maksat ve gaye, bana izahat veren zatın söyledikleri.. Bu vaziyette bittabi böyle bir kligin ismini de cişmini de gizli tutacaklar. Rana tuhaf gelen birçok tarafları var. Mir iki kitap aya yekrüt, Epi ge günlük fikra akla sanan bu zavallılar, bundan Bonrâ çalışmıyacaklar, eser neşretmiyecekler, sadece evvelce savurdukları bir iki kıvılcmın külü ile mi hayatlarının sonuna kadar geçinecekler?. Sanat inhisar altına alınamaz. Şahıs, zümre hâki- miyetleri de çoktan tarihe karıştı. Yeni Türk cemi- yeti mütekabilen yasılan Karagöz medhiyeleri, şak- labanlıkları değil, sanat eseri istiyor. Böyle bir klik teşkil etmenin yüz kızartıcı olduğunu, mensupları da, bu yoldaki faaliyetlerini gizlemekle itiraf etmiş oluyorlar.... Bu klik bir darülacezedir. Oraya dahil olanlar da, artık sanat yolunda yürüyemiyen bedbaht topel- lardır. Sıra ile dizilmişler, hiç olmezsa düşmemek için birbirlerinden koltuk bekliyorlar. R. FE. —