32 N SERVETİFÜNÜN No.1869—İ84 Bizse Beğpg Aşk EE BİZ NU ii ŞENİZ Şe Gurbette Bahar ee Üstadım Halit Fahri Beye Tabiatın karanlık semasında, küme küme parlıyan , “ni ” Ay ışığını ağır ağır çalkanan sulara serp- Bükülmüş lüle lük ''So0O0OO0Ogâiş...... Denizin çıkardığı sesler hışırdıyarak uzaklara Uzanıyor bir güle ağn e Sahilde yükselen kayalara iki gölge trma- Söğüdün yaprakları.. MAYOP nn II Ruslar biribirine âşıkmışlar; âşıkların gözlerinde dünya yökmuş..... Ona kapılanlar sevgililerinden başka Dolup taşan pınarlar, hiç birşey düşünmezlermiş..... O, öyle bir haslalıkmış Sevda dolu rüzgârlar ki; ildeı, aynı hissin mukabelesi imiş... Bunlar böyle Müjdeliyor baharı. kara semaların, çalkanan sulara gizli ışıklarını serpen nu ayının alında, birbirlerine eğri ll Bu sözler, o hastalığın yegâne tesellisi tmiş..... Fakat bilmem gurbetin, İki gölge ilerlediler; kayanın düz bir yürü olurdu- Sonşuzlaşan hasretin lar... Erkek eğiliyor, kalkıyor; nazlısının ellerini tutu- Bahar günü var mıdırf. ğ yordu, Aşkın en heyecanlı sahnesi dedikleri gölgelerin bu ilânsaşklarına dalmışım, kalmışım....... W Ufukta kazıllıklarla yükselen güneşin şualarında Yanarken böyle ruhum, ayın sönük ışıkları kaybolmuştu. Kara sular kızıllık- Gelecek bilmiyorum larla yaldızlanmış, yıldızlar göklerde sönmüşlü...... Kış mıdır, bahar mıdır. Semalarla ufuklaşan kayalorın tepelerine baktım; kimse H. Sıddık yoktu... Akşamın karanlıklarında orada beliren, aşkın i canlı gölgeleri gitmişlerdi.......... Günlerce bu hayaller, gözlerimden silinmedi....... Aynı sahilin, aymı kayalıklarında, bir gece bir gölgeye bi a. Kendini yalnız zannederek, müsterih, kayaya olurmuş; ayın sularda çalkanan, Gözlerim .. çalkandıkça uzayıp kaalan akislerini seyediyordu.... Mehrabın, soluk ışıklarının kızardığı al yanakları, mavi gözleri, bukleli sarı saçları; benliğimi kendine a ee —şg mam çe İşi m ey celbetmişti. Gözlerim dalıyor, daldıkça arasıra müstak- A A a bel bir aşkın hayallerini içinde hapsediyordu....... Kapımda uğultulu rüzgârlar haykıracak, Günler heçiyordu Hileli dadeler keli iatali Öğ Bir sonbahar yağmuru ışlatacak taşları. dü vE . ükçe, askın manevi zehirini kalbime içirdiğini hissedi- # yordum....... Geçici bir rüya olan hayat için, aşkın muhal Biten bir pile benzer ruhumun zerreleri, © kak olduğunu şimdi anlamıştım. A. Esref Gözlerimi bunlara sokulan. ampul derim. e Zifiri bir gecede nasıl boyarsa yeri, a şim — ça Karartır içerimi feri kaçan gözlerim. m a İstidattar : “ Ruha akan mısralar Duvarlarda sönerken son akşam ışıkları. Bir erganun hüznile kısılacak sözlerim.. Topraklâ kapanmadan alın kırışıklarım, Bana doğru yaklaşan bir hayali gözlerim. Kırılmış bir gül dalı bükülüpte ağlasa, Sarı ipek saçların gözlerimi bağlasa Affedemem seni ben, belki eder seneler... Sönen kalp yıldızına mezar oldu geceler, Namık Kâşif Nihayetsiz azaba ebediyen dalayım, Aşkımın kefenile dertlerimi sarayım, za, Sırrımı bilen odur, hep başbaşa, kalayım, Mm” Ben artık kanser olmuş, kapanmaz bir yarayım. 932 Mehmet Vedat “AHMET İHSAN Matbaa Limited