No.1869—184 — Nesir mi, şiir mi? Siz hangisini tercih ediyorsu- nuz, bundan sonra edebiyatta hangisi hâkim olacak? — Bunu hiç düşünmemiştim. Zannederim ki mev- zuuna göre; bazan şiiri, bazan nesri tercih ediyorum. Şiirde bizi sürükliyen kuvvet, her şeyden evvel ahenktir, mevzuu veznin, kafiyenin çerğevesi içine yerleştirmek mecburiyeti ise şairi sıkan bir şeydir. Binaenaleyh istikbalde, kelimelerin tılsımından isti- İade etmiş ahenkli bir nesir veya serbest nazım edebiyatta hâkin olacaktır sanırım. — Harp ve seyahat! edebiyatı, bizdeki nümuneleri? — Harp ve seyahat edebiyatı! Bu memleket gençliğinin şiddetle mühtaç olduğu bir nevi edebi.. Bizde nümuneleri maalesef pek azdır; fakat şükranla söylemeliyiz ki, özdür. Üstat Cenabın ve Falih Rıfkı beyin bu neve ithal edebileceğimiz yazıları cidden pek kıymetlidir. — Bugünkü lisan hakkındaki fikriniz? Lisan bugünkü şeklini kimlerin elinde almış bulunuyor, türkçenin en “yi nümunelerini Kim verdi? — Bugünkü lisan temiz ve güzeldir. Maahaza bazı zübbe ellerde ve dillerde hayli acaip şekillere girdiği de gorülüyor. Hele her cümle içinde bir iki ecnebi kelime kullanmak itiyadında olanlara pek tutuluyorum. Türk dili, bugünkü sade, tabii, güzel halini kim- lerin elinde aldı, diyorsunuz değil mi? Hiç şüphesiz ki bizim neslin, yani önce Faruk Nafiz, Orban Seyfi, Yusuf Ziya, Enis Behiç, Şuküfe Nihal, Ömer Seyfettin, Reşat Nuri, F, Celalettin; onlardan pek az sonra da Kemalettin Kâmi, Nazım hikmet, Vâlâ Nurettin ve arkadaşlari bu mühim işi gördüler.. Türkçenin en iyi nümunelerini kimin verdiğine gelince... Bana kalırsa Fuzuli'den başlayarak Naili'yi, Nedim'i, Şeyh Galip'i, Hâmit'i, Cenap'ı, Halit Ziya'yı ve Yunuz Emre'den başlayıp lirizmi ince, berrak bir su gibi rühlarımıza, akıtan bütün halk şairlerini say- dıktan sonra bugünkülere gelirim. Fakat sualinizle bugün konuşulan lisanın en güzel nümunelerini kastediyorsanız. Şiirde Faruk Nafiz”le Kemalettin Kâmi, nesirde Falih Rıfkı, romanda Halide Edip ve Reşat Nuri, fıkra muharrirliğinde bize sade geni en güzel nümunelerini vermiş- lerdir diyeceğim — Eüsbiyaiınss ne gibi esaslar üzerinden inkişaf ettirilmelidir? Bu memleketin içtimai bir edebiyata şiddetle muhtaç olduğu kanaatindeyim.. — Bizde okumak hanımefendi? — Maalesef gençler okumayorlar, iniz niçin, fakat okumayorlar. Muhakkak ki bizim nesil oku- mağa daha düşkündür. Gençlikte mutalaa ve teteb- ma kargı gördüğüm alâkasızlık doğrusu beni ürküt- — Blebiyatımızın bugünkü şekli ve bugünkü sahsi- yötleri? — Edebiyatımızın bugünkü şekli, ne bazılarının gördüğü gibi gül, gülüstan; ne de diğer bir kışmın iddia ettiği kadar kurak ve çoraktır. Esasen bugünkü nesilden şaheser beklemek doğru değildir. İnkılâbın sarsıntılarını hâl& bütün zerrele- rimizde hişsetmekteyiz. SERVETİFÜNUN 23 Bizden ne beklenir$ Bu inkılabın şaheserlerini ancak çocuklarımız verebilecektir. Fakat, tekrar ediyorum ki, bir cepheden pek fakir, ve zavallı bir manzara gösteren bugünkü ede- biyatımız, “heyeti umumiyesi itibarile acınacak halde değildir. Edebiyatımızın bugünkü şahsiyetleri: Falih Rıfkı, Reşat Nuri, Mahmut Yesari, Şuküfe Nihal, Faruk Nafiz, Nazım Hikmet, Kemalettin Kâmi, Netip Fazıl ve saire, Bunlar haricinde ayrıca pek beğendiğim ve kıy- met verdigim şahsiyetler de vardır: meselâ Yakup Kadri, Ahmet Haşim; yazılarını dün ve bugün ayni hayranlığı muhafaza ederek okumakta olduğum Şehabettin, halk tabakasının tizyonomisini harikulâde bir kudretle çizen romancımız Hüseyin Rahmi beyler. — Er genç nesil hakkındaki fikriniz hantmefendi? — En genç nesil mit Yani Yedi Meşale ve mua- kapleri? beğeniyorum, o diyebilirim. Bazısında sade, sevimli bir kanarya cıvıltısı; bazısında bir kartalın sert ve yüksek uçuşundaki ahenk; kimisinde de bir bülbülün akla hayret veren sanatkârlığına doğru bir uçuş hissedilmektedir. Şiirde Fevziye Abdullah, küçük Nur Tahsin hanım lar bize çok şeyler vadetmektedirler, Ahmet Kutsi'leri, Yaşar Nabileri, Cevdet Kud- ret'leri ve arkadaşlarını beğekmemek kabil midirf. Hepsi de kıymetli çocuklar.. — Son sualim hanımefendi; bizde kadın ruhunu anlamıs ve kudretle terennüm etmiş erkek şair var madır? — Kadın ruhunu iyice anlamış ve kudretle teren- nüm etmiş erkek şair mi? Tanımıyorum. z Hatta: Bütün hayatımı onlar verirde ben yaşarım. diyen muhverem şair bile, hayatını veren mahlöklari tanımış değildir.. İçinde senelerimin geçtiği bu binadan ayrılırken içmde tam yerini bulan ince bir burgu gittikçe derinleşiyordu. Sehap Nafiz Tercüme hakkı mahfuzdur. Düşünüşler Güzellikle alâkamız; meziyetlerin tenevvüüuden husule gelen bir hisse. Güzelliğini ifade edemiyen bir kıymet daha, çirkindir. * » * Mevçcudiyetimiz; fikirlerimizle olan münasebeti- mizdir. Hislerimiz bir ray gibidir. Ve fikirler, bu yol üzerinde; alâka ve mülâhazalarımız derecesinde kayar ve bizi; hareket ettirir. Yaşar Âli